• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Esirler arasında fark…  SİYONİSTİN “SAVAŞ AHLAKI” YOK!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜSEYİN GİZLİ

Siyonist işgalciler tarafından serbest bırakılan Filistinli esirlerin trajik durumu gözler önüne serildiğinde, izleyiciler siyonist rejim esirlerinin direnişin elindeki durumlarıyla kıyaslama yapmak zorunda kalıyor. Bu durum, özellikle serbest bırakılan esirlerin sağlık durumlarına bakıldığında görülen bariz fark, iki taraf arasındaki büyük "savaş ahlakı" farkını anlamamıza yardımcı oluyor.

İŞKENCE, TIBBİ İHMALLER, YARALAR VE AĞRILAR…

Geçtiğimiz günlerde serbest bırakılan Filistinli esirler, Gazze'ye döndüklerinde adeta birer iskelet gibiydiler ve üzerlerinde hastalık ve zayıflık izleri vardı. Ayrıca işkence ve tıbbi ihmallerden kaynaklanan yaralar ve ağrılarla boğuşmaktaydılar.

Öte yandan, siyonist çapulcuların, Nuseyrat Mülteci Kampı'nda gerçekleştirdiği vahşi katliamdan sonra kurtarılan dört siyonist rejim esiri ise gayet sağlıklı görünüyorlardı ve esaretleri süresince kendilerine iyi bakıldığı açıktı.

İŞGALCİ ESİRLER İSE DİRENİŞÇİLERE SELAM VERİYORLARDI…

Geçtiğimiz Kasım ayında, Gazze Savaşı sırasında geçici ateşkes sürecinde, aktivistler, gazeteciler, siyasetçiler ve sosyal medya kullanıcıları, Kassam Tugayları’nın elinde bulunan esirlerin Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne teslim edildiği videoyu izleyerek olumlu tepkiler vermişti. 

Filistin Enformasyon Merkezi’nin bildirdiğine göre videoda, Kassam Tugayları mücahitlerinin kadın ve çocuklardan oluşan bazı "israilli" esirleri Kızılhaç araçlarına götürdükleri ve esirlerin, direnişçilere selam verdikleri, direnişçilerin de onlara İngilizce karşılık verdikleri görülüyordu. Bu, canlı yayınlanan etik bir gösteriydi ve serbest bırakılan esirlerin korku veya hastalık içinde olmadıklarını, aksine direnişçilerin ellerinde iyi muamele gördüklerini ortaya koyuyordu.

HAMAS, ESİRLERE HOŞGÖRÜLÜ VE NEZAKETLE DAVRANMIŞTI

Yazar Muhammed Ebu'l-Fadl, askeri savaşın yanı sıra vizyon savaşının da doruğa ulaştığını belirtiyor. Siyonist terör çetesi, rakiplerine karşı güç ve aşağılama görüntüsü çizerken, HAMAS ise hoşgörü ve nezaket görüntüsü sunmayı tercih etti.

O dönemde siyonist medya, Gazze'deki direniş tarafından serbest bırakılan esirlerin iyi muamele gördüğünü ve hiçbir şiddet veya hakarete maruz kalmadıklarını teyit eden ifadeler yayınladı. Bu durum, Ekim ayında serbest bırakılan yaşlı “israilli esir” Levşitz’ in ifadelerini destekliyordu.

Levşitz, Tel Aviv'deki bir basın toplantısında, "Bize dostane ve özenli davrandılar, bize yemek ve ilaç sağladılar, bizi muayene etmek için bir doktor ve yaralarımızı tedavi etmek için bir hemşire getirdiler" demişti.

Bu ifadeleri, İsrail'in 13. Kanalı'nda askeri muhabir olan Alon Ben David de doğruladı. Bazı esirlerin, HAMAS savaşçılarının onları yer altındaki zor koşullarda bile mümkün olduğunca iyi beslemeye çalıştıklarını ve kendilerini rahat ettirmeye çalıştıklarını belirttiğini aktardı. Bu ifadeler, siyonist çapulcu hükümetinin, HAMAS'ın esirlerine kötü muamele ettiği iddialarını yalanladı.

VAHŞİ SİYONİSTLERDEN ESİRLERE "KÖTÜ MUAMELE VE İNTİKAM"

Buna karşın, siyonist çapulcuların Filistinli esirlere yönelik muamelesi, işgalin gerçek yüzünü gösteriyor. Terörist çete askerleri, Filistinli esirlere geniş çaplı işkencelerde bulundu ve kendilerini şiddetli bir şekilde darp ettiler. Esirler, zor yaşam koşulları, baskı ve provokasyonlarla karşı karşıya kaldı. En son uygulamalardan biri de esirleri aç bırakma politikasıdır ki bir esir için verilen yemek, 7 ila 10 esire paylaştırılıyor ve yemeklerin kalitesi çok kötü. Filistinli Esirler Komitesi Başkanı Kadura Faris, siyonist terör rejiminin Gazze’ye yönelik saldırılardan bu yana esirlere yönelik "kötü muamele ve intikam" politikaları uygulayan bir "çete" gibi davrandığını belirtti.

GAZZELİ KADIN ESİRLERİN DURUMU YÜREKLERİ DAĞLIYOR

Gazze'den kadın esirlerin de kötü ve vahşi muameleye maruz kaldığını, çoğunluğu başörtülü olan bu kadınların tutuklandıkları sırada başlarının zorla açıldığını söyledi.

Faris, kadın esirlerin güneyden kuzeye kadar her durakta saldırıya uğradığını, hakaret ve aşağılama yaşadıklarını ve düzenli yemek yiyemediklerini vurguladı.

Serbest bırakılan esir Semir Abdullah Mercan, Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi’ne verdiği ifadesinde, şiddetle dövüldüğünü, elektrik şoklarına maruz kaldığını ve üzerine bilinmeyen maddeler enjekte edilmeye çalışıldığını belirtti. Mercan, esirlerin her gün vahşice işkence gördüğünü ve elektrik şoklarıyla itiraflara zorlandıklarını söyledi.

Askalan Hapishanesi'nde durum daha da kötüydü. Mercan, 12 gün boyunca tek kişilik hücrede yiyeceksiz kaldığını ve işgalcilerin işkence ile direnişçiler hakkında bilgi almaya çalıştıklarını dile getirdi.

ESİRLERİN KELEPÇELERDEN DOLAYI BACAKLARI KESİLDİ!

Serbest bırakılan diğer esir Amr El-Akluk, hapishanede Filistinli esir Muhammed El-Kehlut’un, işkence gördükten sonra şehit olduğunu ve cesedinin plastik bir torbaya konularak bilinmeyen bir yere götürüldüğünü söyledi.

İşgal rejiminden bir doktor, siyonist çapulcuların Nakab'da kurduğu gizli "Sidi Tyman" hapishanesinde, esirlerin kelepçelerden dolayı bacaklarının kesildiğini açıkladı. Gazze’den esir alınan Süfyan Ebu Salah, 50 günlük esaret sürecinde bacağını ve ağırlığından 30 kilo kaybetti.

Filistinli esir kadın Vefa Zehdi Cerrar da, tutuklanması sırasında aldığı yaralar nedeniyle bacaklarının kesildiği bir ameliyata tabi tutuldu. Siyonist vahşi çete Cerrar'ı hayatının tehlike altında olduğunun anlaşılması üzerine serbest bıraktı.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir