"Siyonist işgal rejimiyle ticari, askeri ve diplomatik ilişkilerinizi kesin"
Peygamber Sevdalıları Vakfı Adana Koordinatörlerinden Orhan Erkuş, "Devletlerin liderlerinden ve halklarında talebimiz siyonist işgal rejimiyle ticari, askeri ve diplomatik ilişkilerinizi kesin" dedi.
Adana'da Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Kemeraaltı Camii önü 5 Ocak Meydanı'nda Gazze'de gerçekleştirilen zulümler protesto edilerek, cuma namazı çıkışı basın açıklaması düzenlendi.
Muhammed İçlek'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda basın açıklamasını STK'lar adına Peygamber Sevdalıları Vakfı Adana Koordinatörlerinden Orhan Erkuş okudu.
Yaşanan soykırımın son bulması için İslam ülkelerinin liderleri ve halklarının üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri gerektiği vurgusunu yapan Erkuş, siyonist vahşet cesaretini, İslam ülkelerinin korkaklığından aldığını dile getirdi.
Gazze'de yaşanan soykırımın son bulması için bir dizi taleplerde bulunan Erkuş, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 3 aşamalı kalıcı ateşkes kararının ilk aşamasının 6 haftalık bir zamana yayılmasını doğru bulmadıkları yönünde açıklamalara yer verdi.
"Allah'ın kendisine verdiği mülk ve saltanatla şımarıp İbrahim ile Rabbi hakkında tartışmaya girişeni görmedin mi? İbrahim: "Benim Rabbim dirilten ve öldürendir" dediği zaman o: "Ben de diriltir ve öldürürüm" demişti. İbrahim: "Allah güneşi doğudan getiriyor, haydi sen de onu batıdan getir bakalım" deyince o kâfir ne diyeceğini bilemez halde donup kaldı. Allah, böylesi zalimler güruhuna doğru yolu göstermez." ayeti aktarılarak başlanan açıklamada "Ümmetin kanayan yarası Gazze, her gün Siyonistlerin saldırısına maruz kalmaktadır. Şu üç beş günlük dünya imtihanında nice zalimler gelip geçti, nice zulümler yaşandı. Gazze'de yaşanan zulmün bir benzerine tarih şahit olmadı. 9 aylık bir zaman dilimi içinde tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan Siyonist Nazi vahşeti; 1'inci ve 2'inci dünya savaşlarında yaşanan tahribatlardan daha ağır tahribatlara neden oldu." ifadelerine yer verildi.
"Gazze'de bir halk yok edilmek istenmektedir"
Terör rejimi tarafından Gazze'de gerçekleştirilen vahşeti hatırlatan Erkuş, "Gazze' ye yapılan saldırılarda Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından birkaç kat daha ağır tahribatlar bırakacak şekilde bombalar kullanıldı. Birçok yeni teknolojik silahların deneme alanı haline gelen Gazze'de bir halk yok edilmek istenmektedir. Siyonist işgal ordusunun geceli gündüzlü sürekli saldırılardan dolayı Gazze'de yerleşim yerlerinin yüzde 60'dan fazlası yıkıldı. 2 milyona yakın Gazzeli kardeşimiz zorla yerinden edilerek, Refah sınır kapısın olduğu bölgeye sıkıştırıldı. Siyonist vahşilerin saldırılarından dolayı 7 Ekim 2023'ten bu yana on binlerce bebek, çocuk, kadın ve sivil insan katledildi. Gazze'de açlık, kıtlık ve insani ihtiyaçlara erişimin engellenmesi, zulmün hangi boyutlara ulaştığını gözler önüne sermektedir." şeklinde konuştu.
"Gazze'de yaşananlar modern çağın, çirkin ve çirkef yüzünü göstermektedir"
Gazze'de yaşanan soykırımın zalimlerin ve onların destekçilerinin gerçek yüzünü ortaya çıkardığını ifade eden Erkuş, "Bu yaşanan mezalim, ikiyüzlü modern dünyanın gerçeğini de göstermektedir. Dünyanın bir yüzü israf havuzunda yüzüp, her türlü çirkefliği işlerken, diğer yüzü ise açlık, kıtlık, katliam ve soykırımlara maruz kalmaktadır. Gazze'de yaşananlar modern çağın, çirkin ve çirkef yüzünü ve Siyonistlerin ne kadar aşağılık varlıklar olduğunu göstermektedir. Sözde medeniyet, çağdaşlık, ilericilik diye pazarladıkları idare şekilleri; çocukların, kadınların ve sivil mazlumların katledilmesinden ibaret olduğunu tüm dünya halkları gördü ve görmeye devam etmektedir." açıklamalarına yer verdi.
"Devletlerin idarecileri birer kukla olarak o makamları işgal etmektedirler"
Gazze'de gerçekleştirilen soykırımın son bulmamasının devlet idarecilerinin sorumluluklarını yerine getirmemesi olduğunu aktaran Erkuş, "Yaşanan bu zulümlerin son bulması için, bireylerin, toplumların ve devletlerin sorumlulukları vardır. Bireysel olarak Siyonist ürünler boykot edilmekte, toplumsal olarak duyarlı halkalar, meydanlara akın ederek, üzerine düşeni yapmaktadır. Halklardan yapılan çağrılar, devletler nazarında karşılık bulmamaktadır. Devletler, kendi üzerlerine düşen sorumluluklarını yerine getirmemektedir. Karşılık bulmamasının sebebi bizce malum! Çünkü birkaç devlet hariç tüm devletlerin idarecileri birer kukla olarak o makamları işgal etmektedirler. Bu yüzden devletler bazında bir sonuç çıkmamaktadır. Devletler kendi milletlerinin öfkesini dindirmek için, sivil toplum kuruluşu gibi kınama mesajları yayınlayarak gününü kurtarmaya çalışmaktadır. Halklar devletlerden, devletler Birleşmiş Milletlerden, Birleşmiş Milletler de soykırımı yapan devletlerden zulmün son bulmasını talep etmektedir. Birleşmiş Milletler ve uluslararası aktörler, adeta cellâdına âşık olmuş mahkûm misali, zalimden merhamet dilemektedir. Ve günün sonunda değişen hiçbir şey olmamaktadır. Gazze'de kan, gözyaşı, kıtlık, yıkım, soykırım sürekli olarak meydana gelmekte ve insani kriz her geçen gün derinleşmektedir." diye konuştu.
"Gazze'de yaşanan zulümlerin nedeni; İslam ülkelerinin halklarından ve liderlerinden kaynaklanmaktadır"
Müslüman halkların ve yöneticilerinin sorumluluklarını yerine getirmesiyle özgür bir Filistin devletinin kurulabileceğini söyleyen Erkuş, "Hiçbir kural, ölçü ve kaide tanımayan Siyonist işgal rejimi, Uluslararası Adalet Divanı'nın kararlarını hiçe saydığı gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kalıcı ateşkes kararını da hiçe sayarak katliamlarına devam etmektedir. Siyonist rejim, işgal etmiş olduğu sınır kapılarından insani yardımların geçişine engel olmakta ve tüm dünyaya meydan okumaktadır. Yedi milyonluk bir Siyonist nüfusa karşılık iki milyarlık İslam âlemi bu zulümleri durduramıyorsa yazıklara olsun! Hem de iki milyar kez yazıklar olsun! Gazze'de yaşanan bu zulümlerin en büyük nedeni; İslam ülkelerinin halklarından ve liderlerinden kaynaklanmaktadır. İslam ülkelerinin halkları başlarına böyle basiretsiz, korkak ve kukla liderleri musallat edince, netice bu olmaktadır. İslam ülkelerinin halkları ve liderleri sorumluluklarını yerine getirmiş olsalardı bugün bu zulümler yaşanmayacaktı, belki de Siyonistler haritadan silinip özgür bir Filistin devleti bile kurulmuş olacaktı." sözlerine yer verdi.
"İşgalciler Filistin'den def olup denize dökülmelidirler"
Peygamber Sevdalıları adına Gazze'de yaşanan katliama karşı taleplerini sıralayan Peygamber Sevdalıları Vakfı Adana Koordinatörlerinden Orhan Erkuş, şunları aktardı:
"Buradan başta Türkiye olmak üzere tüm duyarlı devletlerin liderlerinden ve halklarında talebimiz şudur:
1- Siyonist işgal rejimiyle ticari, askeri ve diplomatik ilişkilerinizi kesiniz.
2- Siyonist ürünlerin satışını ülkenizde yasaklayınız.
3- Ülkenizde olan siyonist ürünleri boykot ediniz.
4- Gazze' ye insani yardımın ulaşması için, her türlü çabayı gösteriniz.
5- Mallarınızla Gazze' ye ve direnişe destek olunuz.
6- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Gazze hakkında almış olduğu kalıcı ateşkes kararını yeterli bulmuyoruz, pratikte de karşılığı olmalıdır.
7- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararında yer alan kalıcı ateşkes, işgalcilerin Gazze'den tamamen çekilmesi, esir takası, Gazze Şeridi'nin yeniden inşası ve yerinden edilenlerin evlerine ve topraklarına geri dönüşü ile ilgili maddelerini HAMAS kabul ettiği için kabul ediyoruz. Yoksa bizim nazarımızda Siyonistler işgalcidirler, işgalciler Filistin'den def olup denize dökülmelidirler.
8- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 3 aşamalı kalıcı ateşkes kararının ilk aşamasının 6 haftalık bir zamana yayılmasını doğru bulmuyoruz. Tam bir buçuk ay gibi bir zamana yayılan bu durum, Gazze'de daha fazla katliamın yaşanmasına, insani krizin derinleşmesine neden olacaktır. Bu süreç en kısa sürede pratiğe dökülerek, insani koridorun açılması ve diğer şartların yerine getirilmesi konusunda devletler ve uluslararası aktörler üzerlerine düşen sorumluklarını yerine getirmelidir.
9- HÜDA PAR'ın; Vatandaşlık Kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifini destekliyoruz. Çifte vatandaşlığa sahip olup, Gazze'de soykırım suçuna karışan siyonist Türk vatandaşları cezasız kalmamalıdır. Bunlar vatandaşlıktan çıkarılmalı, mal varlıkları dondurularak yeni aile fonuna aktarılmalı ve ağırlaştırılmış müebbet almaları sağlanmalıdır.
10- HÜDA PAR'ın Vatandaşlık Kanununda değişiklik teklifine meclis çatısı altında grubu bulunan ve bulunmayan, iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyasi partilerin ve milletvekillerimizin insani bir sorumluluk alarak söz konusu kanun teklifine destek vermelidir."
"Siyonist işgal çetelerinin zulümleri siyonistlere bir fayda sağlamayacaktır"
Tarihin tekrar ettiği yönünde konuşan Erkuş, siyonist vahşetin geçmişteki zalimlerle aynı kötü sonu yaşayacağını belirterek son olarak şunları kaydetti:
"Elbet bir gün bu zülüm sona erecektir. Gazze başta olmak üzere Filistin'in her karış toprağı Siyonist zulmün postallarıyla çiğnenmekten ve esaretinde kurtularak özgürlüğüne kavuşacaktır. Tarih tekerrürden ibarettir. Nice Firavun ve Nemrutların zulüm sarayları, Musa'nın asasıyla, Talut'un sapanıyla ve İbrahim'in cesaretiyle yıkılıp gittiği gibi Siyonist işgal rejimi de yıkılıp gidecektir. Nasıl ki Firavun ve Nemrut'un işlemiş olduğu zulümler, Firavun ve Nemrut'a bir fayda sağlamadıysa aynı şekilde Siyonist işgal çetelerinin zulümleri de Siyonistlere bir fayda sağlamayacaktır. Firavun denizde boğularak, Nemrut topal bir sivrisineğin beynini kazıyarak helak olmasına vesile olduğu gibi, Gazze'nin kahraman direnişçileri de inşallah Siyonist işgal rejiminin yok olmasına ve ümmetin uyanış ve vahdetine vesile olacaktır. Siyonist işgal rejiminin yapmış olduğu zulüm, katliam ve savaş suçları yanına kar kalmayacaktır. Elbette hesapları görülecek, defterleri dürülecek ve haritadan silinip gideceklerdir."
Basın açıklamasına Mustazaflar Cemiyeti, Umut Kervanı Derneği, MEKTEB, Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın yanı sıra, HÜDA PAR Adana İl Başkanı Salih Demir, il teşkilatı ve vatandaşlar katıldı. (İLKHA)