DOĞRUHABER-  Yarı çıplak ve cinsellik içeren dans etkinliği sırasında aileler ve çevredeki Müslüman gençler, gruba tepki göstererek yapılanlara bir son verilmesini istedi. Grubun, uyarılara aldırış etmemesi üzerine arbede yaşandı.

Kentte kamuya açık alanda dans adı altında toplumun ahlak ve değer yargılarına aykırı provoke edici gösterilere karşı halk tepkisi sosyal medyada gündem oldu. Diyarbakır’ın DEM Partili Büyükşehir Belediyesi ve DEM Parti yöneticilerinden uyarılara rağmen provoke edici gösterilerde bulunan şahıslara destek, müdahalede bulunan halkı ‘gericilikle’ suçlayan açıklamalar geldi.

Temsil ettiklerini iddia ettikleri coğrafyanın kültürel ve dini değerlerine savaş açan DEM’li yöneticiler son olayda bir kez daha toplumsal problemleri değil de savundukları marjinal grup ve faaliyetleri öncelediklerini ortaya koydu.  

Üstlendikleri siyasi vazifeye rağmen bölgenin en büyük kanayan yaralarından birisi olan ve gençleri büyük bir yıkıma sürükleyen uyuşturucu sorununa karşı herhangi bir adım atmayan DEM, desteklediği ve organize ettiği faaliyetler sayesinde aksine gençleri daha büyük bir bataklığa doğru itmektedir.

Aile kurumunu gericilik olarak gördüklerini açıkça beyan eden ve cinsi sapkınlara aleni destek veren hatta bu zihniyetteki kişileri aday gösteren DEM Parti’nin gayri ahlaki davranışların hukuken de yasak olduğu kamusal alanda ‘cinsellik içeren’ faaliyetleri savunması kimseyi şaşırtmadı.

 Yerel yönetimleri yönetme yetkisini alan DEM Parti Belediyesi,  KAOS GL  ve Keskesor LGBT’nin ve bu tür organizasyonlara izin vererek bölge toplumunu desteklediği hatta öncüsü olduğu  ‘yıkım ve ifsat’ projesine adeta hazırlamaktadır.

‘GENÇLERE ÖZGÜRLÜK’ SLOGANI

Gayrı ahlaki faaliyetleri ‘özgürlük ve çağdaşlık’ sloganıyla destekleyen DEM, yıllardır kapısının önünde oturun annelerinin beklediği, ellerine silah verilmiş çocukların özgürlüğünü neden savunmuyor?

Bölgede emperyalistlerin kuklaları tarafından yetiştirilen proje gençlikte;  öfkeli, bağımlı gençler öfkeyle saldırıp kurban eti dağıtan genç Yasin Börü’leri katlediyor.

Gençleri uyuşturucunun pençesinden kurtaran Aytaç Baran’ları sokak ortasında vuruyor… Emperyalistlerin bölgedeki çıkarlarını korumak için dağda bayırda ellerine silah alıp ölüyor…

Kalanlar ise değerlerinden ve inançlarında ‘gericilik’ algısıyla uzaklaştırılarak toplumu uçuruma sürükleyen projelerde kullanılıyor…

GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANIYOR

Yerel yönetimleri yönetme yetkisini eline alan DEM Parti bölgede halkın değerlerine savaş açan faaliyetleri kamusal alana taşıyarak yetkisini kötüye kullanmakta, değerlerini savunan halka yönelik suçlamalarıyla ayrımcılığı ve kutuplaşmayı derinleştirmektedir.

Son olaylarda kamusal alandaki gayrı ahlaki davranışlarla ilgili sözlü uyarı yapıldığı görüntülerle ortaya çıkmasına rağmen faaliyetlere yönelik direkt fiili müdahale algısı oluşturulmaya çalışılmış, süreç yine ‘kadın’ üzerinden ilerlemiştir.

DEM’li vekillerin son olayda da tekrarlanan kadın sloganı akıllara, yıllardır özgür kalsın diye oturmadık yol bırakmadıkları PKK lideri Abdullah Öcalan’ın teorize ettiği feminizm ve cinsiyet eşitliğini içeren   “bölgesel toplumlarda yaşayan kadınları baskı altına alan namus temelli din ve kabile kurallarından çıkış” doktrini geliyor. Bütün değerleri aşağılayan, yok sayan, aileyi ve toplumu yok eden ve özgürlüğü cinsellik odaklı okuyan bu projenin bölgede hayata geçirilmeye çalışıldığı anlaşılıyor.