• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Aksa Tufanı insanlık için YENİDEN UYANIŞ ÇAĞI OLDU
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ruhullah Şayık- Aksa Tufanı, tüm yönleriyle dünya insanlık tarihinde yeni bir sayfanın açılmasına neden oldu. Dini, siyasi, kültürel alanlar başta olmak üzere hayatın tüm aşamalarında ayrışma ve kutuplaşmalar yaşanırken, Aksa Tufanı tüm bunların üzerinde yeni bir uyanışın ortaya çıkmasını sağladı.

SİYONİZM VE KÜRESEL DESTEKÇİLERİ GAZZE’NİN KUMLARINA GÖMÜLDÜ

Aksa Tufanı, ‘Demokrasi, medeniyet, adalet, vicdan…’ gibi Batı’nın gerçek yüzünü gizlediği ‘maskeleri’ni indirirken; özelde ise ‘insan’lığın yeni portresini oluşturdu.

Bir yandan dünyanın sözde ‘medeniyet merkezleri’nin sahte yüzlerini, algılarla hipnozlanan insanlığa deşifre eden Aksa Tufanı, diğer yanıyla da emperyalistlerin her şeye muktedir olduklarına dair iddialarını yerle bir ederek işgalci rejim ile beraber Gazze’nin kumlarına gömdü.

KÜRESEL EYLEM HAREKETLERİ BAŞ GÖSTERDİ

Gazze’de Kassam Tugayları’nın bir avuç mücahidi karşısında hezimet yaşayan ‘küresel siyonizm’in tüm insani değerleri hiçe sayarak yaptığı vahşi soykırım, ‘vicdan’ sahibi insanların dünyanın dört bir yanında eylem ve boykotlarla ayağa kalkmasını sağladı.

Dünyanın farklı coğrafyalarında milyonlarca insan aylardır devam eden katliamlar karşısında meydanları boş bırakmadı.

Amerika’da Columbia Üniversitesi’nde başlayan ve dalga dalga yayılan öğrenci eylemleri ‘soykırım yanlısı’ ülke yönetimlerini zora düşürürken onlarca üniversite işgalci rejim ile yapılan iş birliklerini sonlandırdı.

Avrupa ülkelerinin sokaklarında neredeyse her gün eylemler düzenlenirken, her zaman bayraklaştırdıkları sözde insan hakları ve adalet kavramları sorgulanmaya başladı.

Gazze’deki insanlık suçunu lanetleyen Avrupalı halklar, devletlerini ‘soykırım ortaklığından’ vazgeçmeye davet ederken, siyonist rejime yapılan desteklerin sonlandırılması ve katliamların durdurulmasını talep ederek baskı uyguluyor.

BOYKOT KAMPANYALARI İŞGALCİYİ KALBİNDEN VURUYOR

Küresel ölçekte devam eden birçok boykot kampanyası da siyonist terör rejiminin can damarı olan ekonomisine ağır darbeler indiriyor.

Boykot kampanyalarının sürekliliği için uluslararası kurum ve kuruluşlar düzenli kampanyalar yürüterek boykotun daha geniş kitlelere ulaşması için çabalıyor.

İşgal rejimini doğrudan veya dolaylı olarak destekleyen birçok firma son aylarda büyük gelir kaybı yaşarken yapılan boykot kampanyalarını delmek için farklı çözüm arayışları peşine düşmüş durumdalar.

SİYONİST TERÖRİSTLER İLK DEFA MÂHKUM EDİLİYOR

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasında, işgal rejiminin Filistinlilere yönelik öldürme, saldırı ve yıkımla ilgili her türlü eylemden kaçınması ve soykırımı önlemek için tüm tedbirleri almasına hükmetti. UAD’nin işgalci çete aleyhine açılan “soykırım” davasında aldığı ihtiyati tedbir kararlarına, dünyanın dört bir tarafından da destek geldi.

Ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin başsavcısı, Gazze'de yaşanan savaş nedeniyle bebek katili Benyamin Netanyahu ve sözde Savunma Bakanı Yoav Gallant için savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar suçlamasıyla tutuklanmaları talebinde bulundu.

GAZZE DİRENİŞİ İSLAM’A İLGİYİ DE ARTIRDI

Yaptığı bütün katliam ve barbarlığa rağmen, küresel siyonizm destekli medyanın bugüne kadar ‘israil güzellemesinin’ bir yalandan ibaret olduğu gerçeğine tanık olan halklar, kendilerine dayatılan algıyı sorgulamaya başladı.

Siyonist terör rejiminin Gazze’de işlediği vahşi katliamlar karşısında Filistin halkının imanı, direnişe olan bağlılığı ise dünya halkları tarafından hayranlıkla karşılandı.

Esir takası sürecinde yaşadıkları tüm acılara rağmen ‘esirlere iyi muamele’ herkes tarafından takdir edildi. Her yönüyle İslam'a olan ilgiyi artıran ‘Gazze Direnişi’, tüm dünyada insanların adeta akın akın Müslüman olmasına da vesile oldu.

Fransa, Avusturya, İspanya gibi birçok Avrupa ülkesi olmak üzere ABD ve diğer coğrafyalarda on binlerce kişinin Müslüman olduğuna dair uluslararası medya kuruluşlarında birçok haber servis edildi.

FİLİSTİN’İN DEVLET OLARAK TANINMASINDA KİLOMETRE TAŞI OLDU

Filistin’in devlet olarak tanınması yolunda da önemli bir kilometre taşı olan Aksa Tufanı, halkların tepkisine kayıtsız kalamayan birçok ülke tarafından resmi olarak tanınmasını sağladı.

Nisan ayında Karayipler'deki ada ülkesi Barbados, Filistin'i resmi olarak devlet olarak tanıma kararı aldığını duyurdu.

İspanya, Norveç ve İrlanda ile 28 Mayıs'ta devam eden Filistin'i resmen tanıma sürecine daha sonra Slovenya da katıldı.

Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri, Filistin'in tanınmasına ilişkin ortak yazılı açıklama yaparak tüm ülkelere, 146 BM üyesi devletin yaptığı gibi "Filistin devletini tanımaları" yönünde çağrıda bulundu. 

Fransa'da ise 27 milletvekili, hükümetten Filistin devletinin tanınması çağrısında bulundu.

SANAT VE SPOR DÜNYASI DA GAZZE’Yİ KONUŞTU

Sanat ve spor dünyasından da Gazze’de işlenen vahşete karşı büyük tepkiler yükseldi.

Dizi ve film oyuncuları, müzisyenler, ressamlar, sporcu, futbolcu, basketbolcu, tenisçi, Formula 1 pilotları gibi çok sayıda alanda ve branşta kariyer yapmış, dünyanın önde gelen organizasyon, kulüp ve şirketlerinde faaliyetlerine devam eden birçok kişi hem sponsorluk kaybını hem de potansiyel cezaları göze alarak çeşitli eylemlere katılırken sosyal ağlar üzerinden de katliamlara karşı net tavır takındı.

Farklı alanlarda madalya kazanmış bazı sporcuların, katliama gösterdikleri tepkiler dolayısıyla madalya ve şampiyonluklarından edilmesi ise mevcut uluslararası kurumların ‘küresel siyonizmin’ hizmetinde olduğunun ispatı oldu.

Sanatçı ve sporcuların yanı sıra taraftar grupları da eylemlerden geri durmadı.

Avrupa’da tanınan futbol kulüplerinin büyük taraftar gruplarıyla beraber dünyanın birçok ülkesinde oynanan spor müsabakalarında taraftar grupları, "Soykırımcı katil israil", "Siyonist terörist devlet" gibi sloganlarla tepkilerini ortaya koydu.

Taraftarlar dalgalandırdıkları Filistin bayrakları eşliğinde "Özgür Filistin" temennilerinde bulunarak, ülkeleri ve uluslararası kurumları bu barbarlığa karşı harekete geçmeye davet ettiler.

Gazze Şeridi Belediyelerinin Temsilcisi ve Kurumsal Kardeşlik Vakfı Direktörü Azmi Moroğlu:

TÜM ÖZGÜR İNSANLAR FİLİSTİNLİDİR

Aksa Tufanı sonrası küresel olarak görülen yeniden uyanış hareketlerini gazetemize değerlendiren Moroğlu, önemli açıklamalarda bulundu.

“ÖZGÜR DÜNYA, FİLİSTİN HALKINI DESTEKLEDİ”

Moroğlu, Filistin halkından ve dünyanın özgür insanlarından büyük umutları olduğunu belirterek,

“Çünkü davamız haklı bir davadır. Ve artık dünyanın gözü önünde ve doğrudan televizyon ekranlarında tarihin onlarca yıldır tanık olmadığı etnik temizliğe maruz kalan Filistin halkının özgürlüğünü kazanma zamanı gelmiştir.

Bu katliamlar karşısında özgür dünya, Filistin halkının hakkını desteklediğini ilan etmek için tüm renkleriyle ayağa kalkmış, yöneticilerine ve hükümetlerine suçlu işgalle flört etmeyi bırakmaları için baskı yapmıştır. Tüm özgür insanlar Filistinlidir, tüm mazlumlar Filistinlidir, tüm insani duygulara sahip insanlar Filistinlidir.

“SİYONİST PROJE YOK OLMA YOLUNDA”

Dünya’da işgalin gerçek yüzünün artık ortaya çıktığına dikkati çeken Moroğlu, “Siyonist proje yok olma yolunda ilerlerken suçlu yüzündeki maskeyi düşürmüştür. Bizim toprağımız tertemizdir, şehid düşerse üzerine onlarca hatta yüzlerce kahraman doğurur. Ve er veya geç bir süre sonra da olsa hâk galip gelecektir. Biz Gazze’de kalmaya devam edeceğiz. Ya burada yaşarız ya da ölürüz.

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Eşin:

AKSA TUFANI HER AÇIDAN BİR MİLAT OLMUŞTUR

Aksa Tufanı Operasyonu’nun etkileri ve geleceği hakkında değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Mehmet Eşin, “Aksa Tufanı sadece Gazze’de esmedi, etkileri ve sonuçlarıyla bütün dünyayı etkiledi ve etkilemeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

Eşin, Aksa Tufanı’nın tarihi önemine dikkat çekerek “Tarihçiler günümüzü yazarken şu ifadeyi kullanacaklar ‘Aksa Tufanı Öncesi’ ve ‘Aksa Tufanı Sonrası’ Aksa Tufanı her açıdan bir milat olmuştur” dedi.

“GAZZE, İŞGALCİLERİN KARİZMASINI YERLE BİR ETTİ”

Siyonist işgalcilerin, ABD başta olmak üzere dünya küresel güçlerin kendisine yönelik olan sınırsız desteğiyle ‘yenilemez, alt edilemez, israil size bunu bırakmaz, Mossad her şeyden haberdardır’ algısının dünya genelinde oluşturulduğunu belirten Eşin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünyanın her tarafında suikast düzenleyen, saldırı düzenleyen, Filistinlilere karşı tarihin en acımasız katliamlarını yaptığı halde ne BM ne Lahey Adalet Divanı ve diğer uluslararası kurum ve kuruluşlardan aleyhinde tek bir dava açılamıyor, karar alınamıyordu.

İşte bu güce karşı 20 yıldır ambargo altında olan, ekmek ve ilacın dahi siyonistlerin izni ve kontrolüyle girdiği 45 km’lik küçücük Gazze, işgal rejiminin caydırıcılık ve karizmasını yerle bir etti.

Uydularla, radar ve kameralarla, dikenli tel ve çelikten bariyer ve kulelerle korunan en gözde ve seçkin askeri üslerini bastı. CIA ve Mossad’ın Türkiye ve diğer bölge ülkelerine yönelik şeytani planlarına dair ciddi manada bilgi ve belge ele geçirildi. Bu nokta konuşulmuyor, üstü kapatılıyor.

Bu dünya askeri literatüründe dahi bir ilk ve muazzam bir olaydır.”

“SİYONİSTLERİN ‘MAĞDURİYET EFSANESİ’ SONA ERDİ”

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Eşin, siyonist rejimin, ABD’nin ve birçok Avrupa ülkesinin askeri, ekonomik, istihbari sınırsız desteği ve hiçbir sınır tanımayan saldırılarına rağmen hiçbir hedefine ulaşamadığını ifade ederek, “Ne HAMAS’ı ve tünellerini bitirebildi ne liderlerini ortadan kaldırabildi ne esirlerini kurtarabildi ne de Gazze’yi işgal edebildi. 9 ayda yaptığı tek şey kadın ve çocukları acımasızca katletmek oldu” dedi.

“Dışarda ise 75 yıldır iyonistlerin dünya halklarını kandırdığı mağduriyet edebiyatı sona erdi” diyen Eşin, “Kimse siyonistlerin mağduriyet efsanesine inanmıyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde ve en seçkin üniversitelerinde Filistin halkıyla dayanışma için yüzbinler bir araya geliyor.

Üniversitelerdeki eylem ve protestoları sona erdirmek için hocalar öğrencileriyle birlikte joplanıyor, ters kelepçelenerek gözaltına alınıyor, okullardan atılıyorlar ama fayda vermiyor. Aksa Tufanı insanın vicdanını uyandırdı ve harekete geçirdi. Batı sistemlerinin gerçek yüzlerini ortaya çıkardı. Halklar ‘neden bu katliama destek oluyor, karşı çıkmıyoruz’ sorusunu hükümetlerine yüksek sesle soruyor ve bunun hesabını soruyor” şeklinde konuştu.

“ABD’YE KARŞI ÇOK CİDDİ BİR NEFRET OLUŞTU”

BM’de ciddi manada bir değişim olduğuna da dikkat çeken Eşin, “193 ülkeli BM’nin 146 ülkesi Filistin’i bağımsız bir ülke olarak tanıyor. Geriye kalanı da ‘tanımıyoruz, tanımayacağız’ demiyor. ABD’nin vetosu olmazsa işler çok ciddi bir raddeye gelirdi. Avrupa kendi arasında ikiyi bölündü. Artık ABD de bunun bedelini ödemeye başlıyor. Dünya genelinde ABD’ye karşı çok ciddi bir kin ve nefret oluşmaya başladı. Dünyanın uluslararası adil bir sisteme ihtiyacı olduğu tezi her tarafta dillendirilmeye başlandı.

“SOYKIRIM DAVASI BİR DEVRİMDİR”

Eşin, Aksa Tufanı sonrası İslam’a artan ilginin de altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

“Dünya genelinde özellikle Avrupa genelinde İslam’a yönelik büyük bir teveccüh başladı. Aksa Tufanı’nın ilk üç ayında sadece Fransa’da Müslüman olan insan sayısı 18 bin. Bu sayı giderek artıyor ve katlanıyor. Avrupa’daki İslami kurumlar Kur’an talebini karşılamakta zorlanıyorlar”

Uluslararası Adalet Divanında ‘soykırım davası’nın önemini vurgulayan Eşin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyonist israilin elebaşları hakkında dava açıldı ve tutuklanma kararları çıkma ihtimali yüksektir. Bu dahi başlı başına bir devrimdir. Bu durum, işgal rejiminin artık dünyada yalnızlaşmaya, dostlarının azaldığı ve düşmanının çoğaldığı bir yöne doğru eviriliyor. Her gün bir ülkenin işgal rejimine karşı bir karar aldığına, Filistin’i bir devlet olarak tanıdığına dair haberler okuyor ve duyuyoruz. 

Bu kin ve nefret altında, bu kadar düşmanla hiçbir güç baş edemez ve ayakta kalamaz. Sadece yer ehli değil, gök ehlinin de düşmanlığı ve nefretinin arttığına inanıyoruz.

Aksa Tufanı sadece Gazze’de esmedi, etkileri ve sonuçlarıyla bütün dünyayı etkiledi ve etkilemeye devam edecek. İnşallah bütün bunlar bu işgal rejiminin artık miadını doldurduğunu göstermektedir. İşgal rejiminin sona ermesi sadece Filistin değil, İslam coğrafyasında ve dünya genelinde büyük bir domino etkisi yapacaktır.” 

Bu haberler de ilginizi çekebilir