Her 100 kişiden 20'si 'Huzursuz Bağırsak Sendromu' ile mücadele ediyor!
Toplumun yaklaşık yüzde 15-20’sini etkileyen bir rahatsızlık olan Huzursuz Bağırsak Sendromunun (IBS) fonksiyonel bir hastalık olarak tanımlandığını kaydeden uzmanlar, hastada organik bir problem olmamasına da vurgu yapıyor.
Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, Huzursuz bağırsak sendromuna (IBS) dair açıklamalarda bulundu.
Toplumun yaklaşık yüzde 15-20’sini etkileyen bir rahatsızlık
Huzursuz bağırsak sendromu diğer adıyla hassas bağırsak sendromu ya da spastik kolon gibi çok sayıda isimlerle ifade edilen huzursuz bağırsak sendromunun toplumda oldukça sık karşılaşılan bir rahatsızlık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, şunları dile getirdi:
"Toplumumuzun yaklaşık yüzde 15-20’sini etkileyen bir rahatsızlık olan bu durum, fonksiyonel bir hastalık olarak tanımlanıyor. ‘Fonksiyonel’ dememizin nedeni, hastada organik bir problem olmamasıdır; yani bu hastalık kansere yol açmaz ve bağırsaklarda herhangi bir organik bozukluk bulunmaz. Ancak, hayatımızı önemli ölçüde etkileyen bir hastalıktır."
Ağır vakalar hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde olumsuz etkiliyor
Bu rahatsızlığın en sıkıntı verici belirtileri arasında karında kramp, ağrı, şişkinlik, gaz ve ishal yer aldığını aktaran Atamer, "Örneğin, yeni bir işe başlayan ya da okula giden çocuklar evden çıkmak istemezler ve şiddetli karın ağrıları yaşayabilirler, tuvalete gitme ihtiyacı duyabilirler. Ağır vakalarda ise ‘Dışarı çıksam nerede tuvalet bulabilirim?’ gibi kaygılar, hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir." ifadelerini kullandı.
Genetik faktörler önemli bir rol oynayabiliyor
Atamer, Huzursuz bağırsak sendromunun (IBS) tüm dünyada yaygın olduğunu ama nedenlerinin kesin olarak bilinmemekle birlikte, birçok faktörün rol oynadığının saptandığını kaydederek, "Genetik faktörler önemli bir rol oynayabilir; ailesinde spastik kolon olan kişilerde daha sık görülüyor. Kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha fazla, özellikle 45 yaş altı gençlerde daha yaygın görülüyor. 50 yaş altı kişilerde, 50 yaş üstüne göre iki kat daha sık görülüyor. Hormonlar ve geçirilmiş enfeksiyonlar da etkileyebiliyor. Genetik faktörler ve ailede kazanılmış özellikler gibi birçok unsur bu sendromun oluşumunda iç içe geçmektedir, ancak kesin bir neden belirtmek mümkün değildir." dedi.
Doktora gitmenin yanında nelere dikkat edilmeli?
Huzursuz bağırsak sendromunun (IBS) belirtilerini yönetmek için öncelikle yenilen gıdaları not etmenin önemli olduğunu ifade eden Atamer, şunları ekledi:
"Hangi gıdaların semptomları tetiklediğini belirleyip bu gıdaları diyetimizden çıkardığımızda rahatlama sağlanabilir. Bu yöntem, eliminasyon diyeti olarak bilinir. Ayrıca, düzenli egzersiz yapmak da önemlidir, çünkü egzersiz endorfin ve serotonin gibi hormonları artırarak rahatlama sağlar. Stresle başa çıkmak da şikayetleri büyük ölçüde azaltabilir.
Bu tür yaygın şikayetlerle karşılaşıldığında, bir gastroenteroloğa başvurmak önemli. Özellikle kilo kaybı, geceleri uykudan uyandıran ishal, rektal kanama, demir eksikliği anemisi, açıklanamayan kusma veya yutma zorluğu gibi belirtiler varsa, daha ciddi bir hastalık olabileceği için tıbbi değerlendirme gereklidir. Huzursuz bağırsak sendromu tanısı konduğunda, bu hastalığın yaşam süresini tehdit etmediği, ancak ciddi rahatsızlıklar yaratabileceği bilinmelidir. Kolon kanseri gibi ciddi hastalıklar konusunda endişeler varsa, mutlaka tıbbi bir değerlendirme yapılmalıdır."
Tedavisi mümkün olan bir hastalık
Bu hastalığın normalde kronik bir hastalık olduğunu ve tekrarlayabildiğini dile getiren Atamer, "Stres dönemlerinde şikayetler giderek artmakta sonra azalmaktadır. Hastaların çok az bir kısmı şiddetli şikayetle başvurmakta bunların muhakkak tedavi edilmesi gerekiyor. Hastalığın tanısının düzgün konulması gerekiyor, tanı konulduktan sonra ise tedavisi mümkün olan bir hastalık." dedi.
Bu hastalıkla başa çıkmak için yapılması gerekenlere dikkat çeken Prof. Dr. Aytaç Atamer, "Diyete dikkat edilmeli ve stresi yönetme kapasitesi geliştirilmelidir. Huzursuz bağırsak sendromu (IBS) hastalarında genellikle şikayetler alevlenip söner, stresli ortamlarda şikayetler artar. Hastaların şikayetlerini kontrol altına almak ve tanıyı kesinleştirmek için doktora başvurmaları önemlidir." şeklinde sözlerini tamamladı. (İLKHA)