İftira Atmak Bu Kadar Kolay Olmamalıydı!
“Gerçek haberler, doğru haberler, araştırma haberler, analiz haberler…” Bu sözler TV haber programlarının klasik mottosudur. Her televizyoncu/sunucu hele hele özellikle haber ve tartışma programı sunucusunu kendi program ve yayınını bu yaldızlı sözlerle süsleyip pazarlamaya çalışır. Ancak izleyiciler aslında bunun o da kadar gerçek olmadığını hemen fark eder. ..
HABER MERKEZİ- Gazeteciliğin en temel kuralı araştırmaktır. Araştırmak için bazen okumak, bazen izlemek bazen de sormak gerekir. Bilgiye erişimin bu denli kolaylaştığı bir çağda bile zahmet edip bir araştırma içine girmeyen herkes gibi gazeteci olduğunu iddia edenler de her seferinde olmadık yalan ve iftiralar sarmalı içine girebiliyor. Gazetecisi, siyasetçisi, hukukçusu fark etmez, kişi insaf, izan ve araştırmadan uzak konuşmaya başlarsa içine düşeceği durum yalan ve iftiradan başkası olmaz.
Başıboş sokak köpekleri sorunun her tarafta konuşulmaya devam ettiği bugünlerde herkes konuyla alakalı fikirlerini farklı platformlarda dile getirmeye devam ediyor. Özel bir TV kanalına çıkan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’da konuyla alakalı partisinin yaklaşımını dile getirmiş. Yapıcıoğlu kısaca:
“-Bu kadar sayıda başıboş hayvanın sokaklarda dolaşır olması insan sağlığını ve hayatını tehdit eder boyuta ulaşmıştır.
-İnsan hayatı her şeyden daha değerli olduğu için insan hayatını tehdit eden her şey (insan veya hayvan fark etmez) bertaraf edilmelidir.
-Sahipli ve eğitimli hayvanlar için bile bir sürü kural varken, başıboş, eğitimsiz ve sağlık kontrolü yapılmamış milyonlarca hayvanın sokaklarda dolaşması kabul edilebilir bir şey değil.
-Birilerinin dediği gibi bütün köpekler itlaf edilsin demek de doğru değildir. Bize göre eğer hayvan saldırgansa, hastaysa, insan sağlığını ve hayatını tehdit eder bir boyuta ulaşmışsa itlaf edilmesi gerekiyorsa edilsin. Bunun dışında ise tecrit edilmeleri gerekir. Yani barınaklar inşa ederek bu hayvanların bakımları ve sağlık kontrolleri yapılmalı, kısırlaştırılmalı ancak sokağa salınmamalıdır.
-Hayvan hastalıklı değilse ve insan hayatını tehlikeye atacak bir durumda değilse itlaf edilmemelidir.”
Yapıcoğlu’nun bu açıklamalarından hemen sonra başka bir TV programında “Araştırmacı gazeteci” olduğunu iddia eden bir gazeteci, Yapıcoğlu’nun bir paragraflık cümlesinin ortalarında insan sağlığını ve hayatını tehlikeye atan başıboş köpekler için kullandığı “tavukları da itlaf etmiyor muyuz, ona neden kimse itiraz etmiyor” ifadesini tüm köpeklerin itlaf edilmesi gerektiğini söylemiş gibi yansıtarak konuklarından bunu yorumlamalarını istiyor.
Hayvan hakkı duyarlılığının insan hakkı duyarlılığını geçmiş avukatlardan olan Onur İste ise “en iyi insan benim” şovunu sergileyebilmek için başı ve sonu olmayan bir cümle üzerinden köpek haklarını savunayım derken yasal olarak faaliyet yürüten siyasi bir parti ve parti üyelerinin tüm haklarını bir tarafa bırakarak iftira atmaktan geri durmamış. Onur İste, HÜDA PAR için: “Parti geçmişlerine bakıldığı zaman insan hayatı konusunda çok hassas olmadıkları gibi hayvan yaşamı konusunda da aynı hassasiyeti göstermeyecekleri kesin.” İfadesini kullanarak sözde hayvan hakları savunuculuğu adı altında siyasi bir partiye olmadık iftiralar yöneltti. Yapıcıoğlu’nun ifadelerinin başını ve sonunu kesip sadece ilgili yeri soran “araştırmacı gazeteci” sunucumuz ise bu iftira sonrası “ağır bir itham” demekten öteye geçmedi.
İnsan hakkı/kişilik hakkı ile hayvan hakkı arasında önem sıralamasını yapamayacak kadar hukuk bilgisinden yoksun bu şahsın ortalıkta avukat olarak, insan hakkı savunusu olarak gezmesi ne kadar doğru olur buna siz karar verin. Ayrıca 5 dakikalık bir videonun tamamını izlemekten aciz bir gazetecinin ortalıkta “araştırmacı gazeteci” olarak gezmesi ne kadar doğru ona da siz karar verin (Tamamını izleyip, başını ve sonunu bilerek kesip bu soruyu sorduğu ihtimalini bir tarafa bırakıyoruz) ancak şunu biliyoruz ki iftira atmak bu kadar olmamalıydı.