Bingöl'de "Gelenek ve Modernizm arasında İslami evlilik" semineri düzenlendi
İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) tarafından Bingöl'de düzenlenen "Ailem Cennetim Olsun" temalı seminerde, gelenek ve modernizm arasında İslami evliliğin önemine dikkat çekildi.
İDEV, Bingöl Belediye Konferans Salonunda, "Ailem Cennetim Olsun" seminerleri kapsamında, mayıs ayı için "gelenek ve modernizm arasında İslami evlilik" başlığıyla düzenlendi.
Programa katılan küçük çocuklar bir alana toplanarak Filistin ve Mescid-i Aksa’nın bulunduğu resimleri boyadı.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan seminerde, Vakfın Bingöl İl Temsilcisi Dr. İbrahim Dağılma, selamlama konuşması yaptı.
"Evliliğin temel amacı insan soyunun güvenilir bir şekilde sürekliliğini devam ettirmektir"
Evliliğin nikah yoluyla kadın ve erkek arasında kurulan birlikteliği ifade eden bir bağ olduğunu söyleyen Dağılma, "Hayatın bütün alanlarına rengi veren din İslam dinidir. İslam dininin ibadetlerden ahlaki değerlere, adab-ı muaşeretten konuşma üslubuna, ailevi yaşamdan, toplumsal yaşama her konuda kural ve kaide koymuş, hiçbir alanı boş bırakmamıştır. Bireyin bireyle, bireyin toplumla, bireyin devlet ile olan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini ortaya koymuştur yüce dinimiz. Dolayısıyla İslam'ın dünya hayatı konusunda dokunmadığı, kural ve kaide belirlemediği, tavsiye ve telkinlerde bulunmadığı hiçbir husus yoktur. Elbette İslam'ın evlilik konusunda da söylediği sözü, tavsiyeleri, kuralları, helalleri ve haramları vardır. Ailenin oluşumu bir erkek ile bir kadının evliliğiyle başlar, çocuklarla genişler, sonra aileye giren bireylerin, yani gelin ve damatların dahil olması ile aile büyümeye devam eder. Evlilik, nikah yoluyla kadın ve erkek arasında kurulan birlikteliği ifade eden bir bağdır. Dinimiz Müslümanların evlenip yuva kurmalarına büyük bir önem vermiştir. Evliliğin temel amacı insan soyunun güvenilir bir şekilde sürekliliğini devam ettirmektir. Toplumun en küçük yapısı olan ailenin temeli atılırken, hassas davranma, bu temeli İslam'ın ölçülerine göre atmak, haramlardan uzak durmak elbette her Müslüman'ın uyması gereken bir husustur. Yani evliliğin ilk düğmesi doğru iliklenirse diğer düğmeleri de doğru iliklenir. İlk düğme yanlış iliklenirse Allah muhafaza diğer düğmeler zaten kendinden yanlış gidecektir. İşte İslami evlilik noktasında ilk günden itibaren bu doğruluğa Allah ve Resulü'nün tavsiyelerine uymak lazımdır." ifadelerini kullandı
"Ne körü körüne gelenek ne de modernizme kölelik. İkisi arasında vasat olan İslami tavır bizim için en uygun olanıdır"
İDEV seminerine konuşmacı olarak katılan Dr. Sertaç Tekdal, gelenek ve modernizmin insan için bir tehdit olduğunu belirterek, İslami tavrın; gelenek ile modernizm arasında orta bir yol olduğuna vurgu yaptı.
Gelenek ile modernizmden gelenleri olduğu gibi kabul etmenin İslami bir tavır olamayacağının altını çizen Tekdal, "Gelenek, gelene, ek yapmak suretiyle ortaya çıkan bir mirastır. Yani geçmişten gelene, bizim de yaşadığımız dönemde bir ek yapmak suretiyle ortaya çıkmış bir kavramdır. Gelen ek. Geçmişten gelene eklediğimizde biz de bu geleneği bizden sonrakilere aktarmış oluyoruz. Ama gelenek dediğimiz mesele her zaman tam olarak İslam'a uygun olarak gelmiyor. İçine karışan gayri İslami bazı hususlar da var. Dolayısıyla geçmişten gelen, bize ulaşan mirasını içerisinden alacağımız çok güzel örnekler ve dersler vardır. Ama onu olduğu gibi kabul etmek İslami bir tavır değildir. Burada kesinlikle seçici davranmak gerekiyor. Ve geçmişten bu gelenin içerisinden alacağımız doğru, İslam'a uygun olanlara, biz de İslami ekler yapmak suretiyle bizden sonraki nesillere bunu aktarmakla mükellefiz. Ama olduğu gibi kesinlikle kabul etmek İslami bir tavır değildir. Öte yandan modernizm bugün yaşadığımız çağı ifade eden bir kavram ve modernizm de geçmişten gelen her şeyi ret eden, doğru veya yanlış hiçbir şeyi tamamen kabul etmeden sadece bugüne odaklanan ve bugünün yaşam standartları, bugünün teknolojisi, bugünün kültürü ve anlayışıyla bir hayat empoze eden anlayıştır. Dolayısıyla bu da bizim kabul edeceğimiz İslami bir tavır değildir. Evet, bugünün yani modern yaşamın, bugünün koşullarının da bize sunduğu çok güzel imkanlar, teknolojik imkanlar ve gelişmeler vardır. Bugünün istifade edebileceğiniz çok yönleri vardır. Ama burada da yani İslami olan tavır seçici davranabilmektir. Biz ne geleneğe körü körüne bağlanmak ne de modernizme köle olmak durumundayız. Her ikisi de bizim için tehdittir, bizim için tehlikedir. Bizim için uygun olan ikisinin ortasında vasat olan İslami tavırdır." dedi.
"Hayırlı bir evlilik gençlerde özgüven oluşturur"
Geleneksellikte erkeğe, modernizmde ise kadına bir baskı durumunun söz konusu olduğunu dile getiren Tekdal, "Psikolojik danışmaların ifadeleriyle hayırlı bir evlilik gençlerde bir özgüven oluşturur. Ve bundan sonraki hayatlarında onlar için hayırlı adımlara dönüşür. Ama gayrı meşru düğünlerin gençler üzerinde kesinlikle olumsuz tarafları söz konusu olacaktır ki bu da onların bundan sonraki süreçte evliliklerine olumsuz bir şekilde yansıyacaktır. Ve düğün sonrasında artık bir çift olma hali var. Ve artık kesinlikle evliliklerle beraber bu çift olma süreci başlamış oluyor. Bahsetmiş olduğumuz o evlilik süreçlerinde düğünlerle birlikte maalesef günümüz koşullarında evlenen çiftler birbirlerine rakip olarak görülüp böyle değerlendiriliyor. Hem geleneğin böyle bir düşüncesi var, baskısı, hem modernizmin böyle bir baskısı var. Gelenekte bile evlilikler gerçekleştiği anda maalesef bazen erkek tarafına; 'kadının ağzıyla sakın hareket etme, kadın yüz vermeye gelmez' gibi sözlerle daha ilk adımda erkeğe kadın bir rakip olarak gösterilip adeta bir ringe çıkar gibi bir anlayış verilir. Ama aynı zamanda 'bayana da sakın kendini ezdirme ve biraz dirayetli olursan kocanın iplerini eline alırsın' gibi tasavvurlarla adeta bir yarışa girer gibi iki taraf iki rakip gibi bir ringe sokuluyor maalesef." dedi.
Program yapılan dua ve Filistin için çocukların çizdiği resimler sergilenerek sona erdi. (İLKHA)