BBC Türkçe`ye konuşan Tan, HDP`nin marjinal solla sınırlı kaldığını belirterek, "Bu marjinal solun önemli bir kısmı da dinle, İslam`la barışık değil. Kürt İslamcılar da bunlara sıcak bakmıyor, Türkiyeli Müslümanlar da sıcak bakmıyor. Hatta liberal çevrelerle bile bu marjinal solun arası iyi değil. Dolayısıyla, HDP projesi bütün liberal demokratları, Müslüman demokratları, Kürt halkının büyük bir kısmını içine alması gereken bir projeyken, maalesef sadece marjinal Türk soluyla sınırlı kalan, kadük, dar bir proje haline geldi" dedi. 



PKK lideri Abdullah Öcalan`ın `demokratik İslam kongresi` çağrısının yanlış uygulandığından yakınan Tan, Fethullah Gülen hareketinden Hizbullah çizgisindeki Hür Dava Partisi`ne (Hüda-Par) kadar tüm İslami gruplara açık olmaması halinde kongrede yer almayacağını belirtti. 



"DTK İÇİNDE, İSLAMİ KESİMLE İLİŞKİ KURULMASINI ENGELLEYENLER VAR" 



BDP`nin, Kürtlerin yarısının oy verdiği AK Parti`ye giden oylarını geri alması gerektiğini vurgulayan Tan, "Türkiye`deki liberalleri, demokratları, sosyal demokratları kucaklayacak bir geniş proje olmalı. Onun için ben, İmralı`dan gelen `Türkiyelileşmek` perspektifinin doğru olduğuna inanıyorum ama yapılanın, şu anki uygulamanın ona aykırı olduğunu ve dar bir proje olduğunu söylüyorum" diye konuştu . 



Öcalan`ın "gerçek Müslümanların, demokrat düşünen Müslümanların katkısını alabilecek bir yol açılmasını" istediğini belirten Tan; Aysel Tuğluk ile Ahmet Türk`ün Eş Başkanları olduğu DTK`nın ise bunu engellediğini iddia etti. DTK içindeki "bir grup kişinin", İslami kesimle sıhhatli bir ilişki kurulmasını engellediğini dile getiren Tan, şöyle devam etti: 



"Türkiye Cumhuriyeti nasıl Diyanet İşleri`ni kontrol ediyorsa biz de kendimize göre bir İslamcılık ortaya koyalım, kontrol edebileceğimiz Müslümanlarla, İslamcılarla ittifaka girelim ve mümkünse bunları da bir süre sonra PKK`lileştirelim. Bu yanlış bir proje. Herkesin PKK`li olmasına gerek yok; adam İslamcı olur, demokrat olur, senden farklı düşünür ama Kürtlerin hak ve hukuk mücadelesine destek verir; Kürt olarak da verir, Türk olarak da verir ." 



"İSLAMİ GRUPLARDAN "HERKES" BULUNMALI" 



Çağrıcılar kurulunda ve gündemin belirlenmesinde İslami gruplardan "herkesin" bulunması gerektiğini vurgulayan Tan, "Herkesten kastınız kimler? Fethullah Gülen hareketi mesela olmalı mı?" sorusuna "Gülen hareketi de olmalı, Hüda-Par da olmalı, Zehra grubu da olmalı, Med Zehra da olmalı, Özgür-Der de olmalı, herkes olmalı" dedi. 



Tan, "eşit, özgürlükçü, şeffaf ve sansürsüz" olmayan ve "yukarıdan aşağıya dizayn" edilen bir kongrede yer almayacağını dile getirdi. 



"ÇÖZÜM SÜRECİNDEN KİM NE ANLIYOR?" 



Tan, hükümetin yeni anayasadan ve ciddi bir demokratikleşmeden vazgeçtiğini iddia ederek "Klasik bir Mahmutpaşa işportacısı gibi, `Takım elbise olmadı, size bir pantolon verelim; pantolon olmadı bir gömlek verelim` Razı olduk; gömlek ver, yeni bir paket çıkar. `Vallahi gömlek için de kumaş yetmedi, al sana bir mendil, bununla idare et.` noktasına geldik" değerlendirmesinde bulundu . 



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın ve sıradan bir Türk vatandaşın "çözüm sürecinden" sadece silahların susmasını anladığını belirten Tan, Kürt tarafının beklentisini ise şöyle özetledi: 



"Anadilde eğitim hakkından tutun bölgesel yönetim hakkına kadar, Kürt ve Kürdistan meselesine kadar bu meselenin doğru düzgün bir çözümü. Özerklik, otonomi, federasyon, neyse. Laikçi, Kemalist, ulus-devlet Türkiye Cumhuriyeti`nin paradigmasının değişmesi; bizim çözümden anladığımız bu ." 



Kaynak: ANKA