Libya'nın BM Daimi Temsilcisi Taher Muhammed el-Sunni şunları söyledi: "Libya'daki durum bu kadar karmaşıksa ve kanıt elde etmek zorsa, neden kaynaklarınızı ve çabalarınızı daha net ve daha kolay bir şeye dönüştürmüyorsunuz? Gazze'den bahsediyorum, yedi aydır gözümüzün önünde işlenen soykırım ve savaş suçlarından bahsediyorum."

Tüm dünyanın UCM'den "cesur" olmasını ve Filistinlilere karşı soykırım yaptıklarını defalarca ilan eden siyonist yetkililer için tutuklama emri çıkarmasını beklediğini vurguladı.

"Dünya, Gazze'deki toplu mezarlar, çocuklara karşı işlenen suçlar, soykırım ve etnik temizlikle bağlantılı insanları tespit etmenizi istiyor." 

Cezayir'in BM temsilci yardımcısı Nassim Kaouaoui, ülkesinin UCM yetkililerine yönelik "bazı ülke ve güçlerden" gelen baskıyı reddettiğini ifade etti.

"Güvenlik Konseyi'nin UCM'ye verdiği desteğin, özellikle İsrail işgaliyle ilgili suçlar olmak üzere diğer konuları da içereceğini umuyoruz."

UCM'nin Gazze ve Filistin topraklarındaki durumla ilgili "ciddi bir pozisyon" almasının beklendiğini vurguladı.

"Bu, UCM'nin uluslararası toplumun bazı üyeleri tarafından istedikleri kişiyi tehdit etmek için bir araç olarak kullanılmadığını göstermesi için gereklidir ve ikiyüzlü olmamamız için bunu vurgulamalıyız" dedi.

Rusya Büyükelçisi Vassily Nebenzia, UCM'nin 2015'ten bu yana Filistin konusunda herhangi bir işlem yapmadığını söyledi.

Nebenzia, UCM'nin ABD ve müttefik ülkelerden insanları soruşturması durumunda ABD Kongresi'nin yaptırım talebiyle herhangi bir bağlantısı olup olmadığını sorguladı.

Nebenzia, ICC'yi "kukla" olarak nitelendirdi.

ABD'nin Gazze ile ilgili mahkemeye yönelik tehdidinin "mahkemenin siyasi bir araç olduğunu" gösterdiğini de sözlerine ekledi.

Mayıs ayında, ABD Senatosu'nun Cumhuriyetçi üyeleri, UCM Savcısı Karim Khan'ı Netanyahu ve diğer yetkililer için tutuklama emri çıkarmaması konusunda uyardı ve onu "ağır yaptırımlarla" tehdit etmişti.