Sınıra örülen duvara STK'lardan tepki
Mardin ve çevresinde faaliyet gösteren STK'lar, Midyat'ta yaptıkları ortak basın açıklamasıyla, Nusaybin ilçesi ile Suriye'nin Kamışlı kenti arasında örülen beton duvar yapımının bir an önce durdurulması talebinde bulundular.
MARDİN - Midyat'ta faaliyetlerini sürdüren Sami Halkları Topluluğu, Mıhallemi Derneği, Beth Nahrin Asurî Süryani Keldani Arami Birliği, Anadolu Arap Birliği ile Süryani Kültür Derneği Midyat'ta bir araya gelerek, Nusaybin ilçesi ile Suriye'nin Kamışlı kenti arasında örülen beton duvar yapımının bir an önce durdurulması talebinde bulundular.
Mıhallemi Derneği önünde grup adına açıklamayı yapan Mıhallemi Derneği Başkanı Mehmet Ali Aslan, kardeş halkları birbirinden ayırmaya, koparmaya ve yabancılaştırmaya yönelik yapılan bu utanç duvarının provaktif ve ilkel bir girişim olduğunu ifade etti.
Aslan açıklamasının devamında, "Nusaybin- Kamışlı arasına örülmek istenen utanç duvarını şiddetle kınıyoruz. Başbakan Suriye ile vizeleri kaldırdık diyordu, şimdi kaldırılan vize yerine Çin Seddi'ni, Berlin utanç duvarını örüyor. İsrail ile Filistin arasına örülen beton duvara karşı çıkan bir başbakanın, kendi ülkesi ile kardeş Suriye ülkesi arasına beton duvar örmesi büyük bir tezattır. İçişleri Bakanı ise halkları birbirine yabancılaştıran ve kardeşleri birbirinden ayıran bu utanç duvarı için 'insanımızın can ve mal güvenliği için bu duvarı örüyoruz' diyor. Sayın İçişleri Bakanı, yurttaşının can güvenliğini çok düşünüyorsan, her gün birçok insanımızın hayatını kaybettiği, devletten kaynaklı Tapu Kadastro ve arazi sorununu çöz. Böylece vatandaşının can ve mal güvenliğini riyasız gerçek anlamıyla muhafaza etmiş olursun." diye konuştu.
Açıklamasında, tüm Türkiye'nin tepki vermesi gereken utanç duvarı hadisesi sadece Nusaybin'i ve Kamışlıyı değil, tüm Ortadoğu halklarını ve ülkelerini ilgilendirdiğini savunan Aslan, "Halkların kardeşliğine inanan tüm milletvekilleri ve duyarlı vicdanlı insanları bu duvarın yapılmasına engel olmak için Nusaybin -Kamışlı hattına, iş makinelerinin önüne dur demeye davet ediyoruz. Böylelikle büyük kafalar olarak algılananların zihinlerindeki duvarları da yıkmış olacağız. Medeni çağdaş ve muasır ülkelerde sınırlar kaldırılırken, Osmanlı'nın devamı diye övünen ve böbürlenen bir ülkede betondan bir sınır örmenin akıl ve mantıkla izah edilir bir tarafı yok. Bu duvarlar hasret kalınan barışın önüne çekilmiş bir set'tir. Barış deniyor, cezaevleri tıka basa dolduruluyor, barış deniyor, mezarlıklar tahrip ediliyor içinden cesetler çıkarılıyor, barış deniyor sınırlara beton duvarlar dikiliyor, ülke büyük bir mahpushaneye çevriliyor. Bizim ve dünyanın bildiği bir barış standartlarında cezaevleri boşaltılır, tel örgüler, sınırlar kalkar. Halklar kucaklaşır ve helalleşir." ifadelerini kullandı. (M. Sait Başaran - İLKHA)
Mıhallemi Derneği önünde grup adına açıklamayı yapan Mıhallemi Derneği Başkanı Mehmet Ali Aslan, kardeş halkları birbirinden ayırmaya, koparmaya ve yabancılaştırmaya yönelik yapılan bu utanç duvarının provaktif ve ilkel bir girişim olduğunu ifade etti.
Aslan açıklamasının devamında, "Nusaybin- Kamışlı arasına örülmek istenen utanç duvarını şiddetle kınıyoruz. Başbakan Suriye ile vizeleri kaldırdık diyordu, şimdi kaldırılan vize yerine Çin Seddi'ni, Berlin utanç duvarını örüyor. İsrail ile Filistin arasına örülen beton duvara karşı çıkan bir başbakanın, kendi ülkesi ile kardeş Suriye ülkesi arasına beton duvar örmesi büyük bir tezattır. İçişleri Bakanı ise halkları birbirine yabancılaştıran ve kardeşleri birbirinden ayıran bu utanç duvarı için 'insanımızın can ve mal güvenliği için bu duvarı örüyoruz' diyor. Sayın İçişleri Bakanı, yurttaşının can güvenliğini çok düşünüyorsan, her gün birçok insanımızın hayatını kaybettiği, devletten kaynaklı Tapu Kadastro ve arazi sorununu çöz. Böylece vatandaşının can ve mal güvenliğini riyasız gerçek anlamıyla muhafaza etmiş olursun." diye konuştu.
Açıklamasında, tüm Türkiye'nin tepki vermesi gereken utanç duvarı hadisesi sadece Nusaybin'i ve Kamışlıyı değil, tüm Ortadoğu halklarını ve ülkelerini ilgilendirdiğini savunan Aslan, "Halkların kardeşliğine inanan tüm milletvekilleri ve duyarlı vicdanlı insanları bu duvarın yapılmasına engel olmak için Nusaybin -Kamışlı hattına, iş makinelerinin önüne dur demeye davet ediyoruz. Böylelikle büyük kafalar olarak algılananların zihinlerindeki duvarları da yıkmış olacağız. Medeni çağdaş ve muasır ülkelerde sınırlar kaldırılırken, Osmanlı'nın devamı diye övünen ve böbürlenen bir ülkede betondan bir sınır örmenin akıl ve mantıkla izah edilir bir tarafı yok. Bu duvarlar hasret kalınan barışın önüne çekilmiş bir set'tir. Barış deniyor, cezaevleri tıka basa dolduruluyor, barış deniyor, mezarlıklar tahrip ediliyor içinden cesetler çıkarılıyor, barış deniyor sınırlara beton duvarlar dikiliyor, ülke büyük bir mahpushaneye çevriliyor. Bizim ve dünyanın bildiği bir barış standartlarında cezaevleri boşaltılır, tel örgüler, sınırlar kalkar. Halklar kucaklaşır ve helalleşir." ifadelerini kullandı. (M. Sait Başaran - İLKHA)