• DOLAR 32.995
  • EURO 35.801
  • ALTIN 2528.57
  • ...
ÇÖZ-DER Başkanı Ataş: Engelliler haftası, ülkemizde sadece bir eğlence programı gibi geçiştiriliyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Engelliler Haftası, 10-16 Mayıs arasında, Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede aynı tarihlerde farkındalık adına kabul edilen özel haftadır.

Bu haftanın sadece kutlamalarla geçiştirilmemesi, mutlaka var olan sorunlara çözüm getirecek oturumlar ve çalıştaylarla kutlanması gerektiğini ifade eden Çukurova Özürlüler Derneği (ÇÖZ-DER) Başkanı Ahmet Ataş, engellilerin çözüme kavuşmayı bekleyen sıkıntılarının olduğuna dikkat çekti.

İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Ataş, yetkililerin engellilerin sosyal hayatta karşılaştıkları sorun ve sıkıntılara kalıcı çözümler üretmesi gerektiğini belirterek devletin ve belediyelerin engellilere daha fazla destek olmalarını istedi.

Engellilere ait sorunlara çözüm üreten bir yapıya ihtiyaç olduğunu hissettiği için dernek açtıklarını ifade eden Ataş, "1992'de beş arkadaşımla 'Çukurova Özürlüler Derneği' kısa adı 'ÇÖZ-DER' olan bu derneğimizin kuruluşunu gerçekleştirdik. Derneğimizin kuruluşunu gerçekleştirdikten sonra dezavantajlı olan engellilerimizin geçimlerini nasıl sağlarız, nasıl devletteki imkânları onlara yönlendirebiliriz, devletimizdeki yasal ve sosyal hakları nelerdir? Bunların hangi yöntemlerle ve hangi mevzuatlarla yönlendirilmesi gerektiğinin bir çabası içerisine girdik." dedi.

"10 bin üyemiz var"

Kalkınma Ajansı ile ortak proje ürettiklerini, ulaştıkları veri tabanı ile engelli insanları ve ihtiyaçlarını daha kolay belirlediklerini kaydeden Ataş, "Şu anda 10 bin üyemiz var. Bu 10 bin üyemizin veri tabanının oluşturulmasında Kalkınma Ajansı ile bir proje gerçekleştirdik. Yapmış olduğumuz faaliyetleri ve yapacağımız faaliyetleri kendi veritabanımız üzerinden yürütüyoruz. Veri tabanımızda, engelli vatandaşlarımıza yönelik bütün ihtiyaç noktaları belli olmaktadır. Engelli vatandaşlarımıza yönelik iyileştirmeler noktasında devlet, kamu kuruluşlarında çalışmalar başlatmalı. Şu anda bir engelli vatandaşımız ailesi ile birlikte hiçbir sosyal güvencesi yoksa yeşil kart üzerinden tedavisini yapıyor. Engelli vatandaşın raporu yüzde 70'in üzerinde ise bir bakım parası alıyor, bir de engelli maaşı alıyor. Bakım parası kendi kendine yetemeyen vatandaşlarımıza verilmektedir. Hiçbir sosyal güvencesi yoksa engelli aylığı da almaktadır. Bunun ikisini birleştirdiğimizde bir asgari ücretin üstüne çıkıyor, bu rakam çok kıymetli. Bunun üzerinde iyileştirmeler yapılması içinde zaman zaman kurumsal olarak üzerinde durduk." diye konuştu.

"Engelli derneklerimiz daha fazla güçlendirilsin"

Adana'da yolların ve mimarinin engelli için uygun tasarlanmadığını, var olan iyileştirmelerin de yetersiz olduğunu vurgulayan Ataş, "Adana'da fiziksel koşullara uygun henüz daha güzel yollar, ana caddeler, ara sokaklar fiziksel yeterliliğe revize edilmiş değildir. Daha bu sıkıntıların yüzde 60'ı-70'i devam etmektedir. Bunun akabinde engelli vatandaşlarımızın yardımcı cihazları var. Kullandıkları akülü sandalye, manüel sandalyeler, buna benzer baston,  görme engellilerin kullanmış olduğu hissedilebilir bastonlar, bunların hepsi belediye mevzuatları ve belediye bütçesinde bulunmaktadır. Fiziksel koşullarda dâhil olmak üzere bu konu ile ilgili birçok yazışmalar ve projeler ilgili belediyelere tarafımızca sunulmuştur. Devlet yetkililerimizden bu konu ile ilgili tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz. 'Yiğidi öldür, hakkını yeme' gereğince şu an ki hükümetimizin öncesinde hiçbir şekilde bu kadar yardım edilmemişti fakat istiyoruz ki engelli derneklerimiz daha fazla güçlendirilsin, daha fazla insana ulaşabilelim." şeklinde konuştu.

"Engelli vatandaşlarımıza fırsat versinler"

Devletin engellileri temsil noktasındaki ilgili bakanlığı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olduğunu belirten Ataş, "Bizi temsil etme noktasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı en üst makam olma konumundadır. Çocuklar, engelliler ve yaşlıları temsil ediyor. Büyükşehir belediyelerinin de bu konuda ciddi bir sorumlulukları var. Benim hem devletimizin bakanlığına, hem de belediye başkanlarına ve belediyelerin bürokrasi kesimine tavsiyem şudur; 'Engelli vatandaşlarımıza fırsat versinler.' Onlara fırsat verildiği zaman yediği sofraya bıçak sokmazlar, onlar çok verimli hale gelirler dolayısıyla onlara dokunmaları gerekmektedir. Dokunurken de belediyeler ve bakanlık tarafından onları temsil eden kurumları, ciddi anlamda temsil eden sadece göstermelik açılan derneklerden bahsetmiyorum, mevzuatlara ve insana dokunarak hareket eden dernekleri de güçlendirmeleri lazımdır." ifadelerini kullandı.

"Mağduriyetler ve sıkıntılar devam etmektedir"

Engellilerin, insanların insafına değil devletin korumasına ihtiyacı olduğunu, gereken desteğin sağlanarak devletin engelli ihtiyaçlarına cevap vermesi gerektiğini söyleyen Ataş, "Bu yapıldığı takdirde bireysel talepleri saf dışı bırakmış oluruz. Bize ancak Allah acır, bizim ancak Allah'ın acımasına ihtiyacımız var. Dolayısıyla bizim insanımız acıma duygusuyla bakmasınlar. Böyle baktıkları zaman orada sorunlar tıkanır. Yerinde çözüm, dokunulabilirlik üzerinden projeler üretmek ve engelli vatandaşlarımızı da bu toplumun parçasıyla kaynaştırıp, bütünleştirmeyi hedeflemek gerekiyor. Engellilerle ilgili vergilerde yeni düzenlemeler gerekiyor, engellilerin hastanelerde ciddi bir sosyal yara kanaması var. Engelli vatandaş raporu 10 yılı doldurduğunda işlevsiz hale geliyor. Ailesine bağımlı bir engelli vatandaşın bez ihtiyacı vardır, kolay bulunamayan, para vererekten aldığı ilaçlar vardır, Sağlık Bakanlığının kaleminde bulunmayan ilaçları vardır. Hastaların bu konuda mağduriyetleri ve sıkıntıları devam etmektedir. Bununla ilgili bize ciddi şikâyetler gelmektedir." sözlerini kaydetti.

"Engelliler haftası ülkemizde sadece bir eğlence programı gibi etkinlik yaparak geçiştiriliyor"

Engelliler haftasının içinin sadece eğlendirici etkinliklerle değil, sonuç odaklı sorun ve sıkıntıların konuşulduğu toplantılarla geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Ataş, son olarak şunları kaydetti:

"Engelliler haftası, ilimizde ve Türkiye'mizin bütün illerinde ve ilçelerinde kutlanılmaktadır.  Bir de '3 Aralık Dünya Engelliler Günü' vardır, bu '3 Aralık Dünya Engelliler Günü' de dünyanın her yerinde kutlanmaktadır. Bu kutlamalar içinde bulunduğumuz ve gördüğümüz kadarıyla, devletimizin nezdinde kutlandığı zaman sadece bir eğlence programı olaraktan uyguladıkları takdirde ona bir anlam yüklenmiyor, anlamı yerine getirilmiyor. Engelliler Haftası'nda mevzuatla ilgili bütün sıkıntılar, çalıştay usulü paylaşılması gerekir. İlgili bakanlıklara verilerek meclise sunulur, kanun değişikliği yapılır, revize edilmesi gerekiyorsa revize edilir. Bunlar üzerinden yürümemiz gerekir ama ülkemizde maalesef sadece bir eğlence programı gibi etkinlik yaparak geçiştiriliyor ve bu geçiştirildiği takdirde asıl sorunlar perde arkasında kalmış oluyor ve bu bizi çok üzüyor. Sadece bir günlük değil, köklü çözümler getirerek, ekonomik ve sosyal hayatlarının da yaşanabilir hale getirilmesi önemlidir. Bunun devamında onlara sosyal etkinlikler getirmek daha doğru olur. Biz bunları yaşayıp gördüğümüz için söylüyoruz. Dolayısıyla köklü çözüm, köklü çözümün hedefi yerinde tespit, kayıt altına almak ve günübirlik yaklaşımlardan uzak durmak gerekiyor, bireysel taleplerden uzak durmak gerekiyor." (İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir