Günaha Talip Bir Gencin İffet Abidesi Haline Gelmesi
Dava adamı, her zaman ve her yerde bir mantık ve realite adamıdır. Hem hadiseleri değerlendirirken, hem de muhatabına davasını götürürken daima muhatabın seviyesine göre meseleleri anlatıp onu öyle ikna etmeye çalışmalıdır.
Dava adamı, her zaman ve her yerde bir mantık ve realite adamıdır. Hem hadiseleri değerlendirirken, hem de muhatabına davasını götürürken daima muhatabın seviyesine göre meseleleri anlatıp onu öyle ikna etmeye çalışmalıdır. Mübelliğ, mantıkiliği ölçüsünde toplum içinde yadırganmaz ve söyledikleri de o ölçüde kabul görür. Bunları söylerken onun kuru bir mantık insanı olmasını teşvik ediyoruz sanılmasın, ancak yukarıda anlattığımız hususiyetleriyle beraber tebliğ insanı, mutlaka mantıklı olmalıdır. İşte Allah Resulü(SAV)den çarpıcı bir örnek!
Ensar’dan 16-17 yaşlarında Cüleybib isimli bir genç vardı. Asrı Saadetin en fakir gençlerindendi. Ne malı mülkü, ne üst başına giyebileceği elbisesi vardı. Medine sokaklarını yalın ayak dolaşırdı. Evi ise Mescid-i Nebevi’ydi. Cüleybib(RA) zahiren yoksuldu, boyu oldukça kısa, yüzü bir hayli çirkindi. Görünüşe değer vermek bütün insanların zaafı olduğu için, o da pek kimseden iltifat görmezdi. Bu yüzden de bir türlü evlenememişti. Ama manevi dünyası oldukça zengin olanlardandı. Her namazda ilk saffı kimseye kaptırmazdı.
Bir gün mahcup duygularının baskısı al¬tında Hz. Peygamber(SAV)’in huzuruna geldi. Bir şeyler demek istiyordu, ama bir türlü cesaretini toplayıp da maksadını söyleyemiyordu. Ancak Rahmet Nebisinin şefkat dolu bakışlarına muhatap olunca kendini toparlayabilmişti. Yüzü kızarmış halde şöyle bir teklifte bulundu:
“Ya Resulallah! Zina için bana izin ver, çünkü tahammül etmem mümkün değil” dedi. Orada bulunan sahabelerden bazıları gencin sözlerine sert tepki gösterdiler. Kimisi gencin ağzını kapatmak istedi, kimisi ona kızarak “Resulullah’a karşı böyle terbiyesizce konuşma!” diye tepki gösterdi. Hatta bazıları onun eteklerinden tutup Resulullah’ın huzurundan çıkarmak istediler. Fakat şanı yüce Nebi, şefkat peygamberi ve merhamet abidesi, bütün bu olumsuz davranışlara rağmen gayet sakin bir tavırla o genci dinledi. Sözlerini bitirdikten sonra onu yanına çağırdı ve dizlerinin dibine oturttu. Şüphesiz daha başlangıçta Hz. Peygamber (SAV), bu genci tavırlarıyla büyülemişti.
Gence:
- Böyle bir şeyin senin annenle yapılmasını ister miydin?
- Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Resulü! Bunu asla istemem.
...