Kremlinin Suriye fiyaskosu
Önümüzdeki Cenevre-2 görüşmelerinden bir olumlu netice çıkacağını düşünenler yanılıyor. Bunlar sadece siyasi oyunlardır. Savaşın daha da devam etmesini isteyen Batı, Suriyede yarına hazırlık yapıyor. Müslümanların akan kanı ise hiç mi hiç umurlarında değil
Riyad Makaev / Doğruhaber / Analiz
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Rusya’nın etrafını yavaşça saran Batı emperyalist güçleri, Rusya’nın Ortadoğu’daki son kalesi durumundaki Suriye’de Rusya’yı tuzağa düşürmeyi başardı. 90’lardan başlayan ve bugüne kadar Sünni İslam dünyasıyla iyi ilişkiler kurmaya çalışan Rusya, İran’ın en yakın müttefiki ve dostu olan Esad rejimine destek çıkarak bir nevi şimdiye kadar Sünnilerle elde ettiği ilişkilere zarar verdi. Ortadoğu’daki son kalesini korumak, silah pazarını ve Hazar enerji havzasının stratejik öneme sahip olan bölgesinde kontrolünü kaybetmemek uğruna Rusya, Suriye meselesinde Batı’yı da karşısına aldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dişileri Bakanı Sergey Lavrov “Batı ne yaptıklarının farkında değil, Suriye’de iktidara radikal İslamcıları getirmeye çalışıyorlar” açıklamalarıyla oluşan durumda çaresiz kaldıklarını göstermektedirler.
BATI, TÜM MÜCAHİT GRUPLARI SURİYE’YE ÇEKİYOR
Batı, tam tersine “neyi yaptığının” farkında olarak Suriye’de İslami grupları oluşturmaktadır. Batı’nın problemi Esad değil, İran ve Rusya’dır. Rusya’ya ve İran’a karşı açık bir savaş durumuna girmek istemeyen Batı, Suriye’de İran’a ve Rusya’ya karşı hiç düşünmeden savaşa girebilecek bir askeri güç oluşturmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla Sünni muhalefete destek çıkarak Suriye’ye tüm dünyadaki mücahit grupları çekmeye çalışıyor. Batı, bunu büyük ölçüde başardı. Bazı araştırmalara göre şu anda Suriye’de 700’den fazla İslami grup, silahlı mücadeleye katılıyor. Esad rejimine karşı savaşan bu gruplar, aynı zamanda İran rejimine karşı savaşacak akideye de sahipler. İslami gruplar arasında yaygın olan anlayış ise, Şii ve Alevi mezheplerine karşı cihat etmek ve bölgede Sünni akideye dayalı İslami bir devlet kurmak... Dolayısıyla şu anda Suriye’de savaşan grupların düşman listesinde Rusya ve İran da bulunmaktadır. Çünkü Esad’ın en büyük destekçisi İran ve Rusya...
Rusya’nın Suriye’deki hatası sadece bölgeyi marjinal Şii gruplara rehin yaparak kendini tüm Sünni İslam dünyasına karşı çıkarmak değildir. Bu anlamda Kremlin’de bir dar görüş olmasına rağmen Sünni devletlerin vicdani bir sancısı olmadan Rusya ile olan ilişkilerinde her hangi bir değişiklik olacağını ön görmüyorlar ve ticaretin devam edeceğine de eminler. Nitekim böyle de oluyor.
Kremlin’in Suriye’deki en büyük yenilgisi, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan (BDT) gelen gönüllü mücahitlerin Suriye’de ana vurucu güç haline gelmesidir. İşte bunlar, Rusya’nın dediği “Uluslararası radikal İslamcılar”dır. Ve Rusya’dan ile BDT’dan gelen gönüllülerin gücü büyümeye devam ediyor. Bunun karşısında Kremlin hiç bir şey yapamıyor, tam tersine saçma eylemlerle sadece katkıda bulunuyor.
NEDEN BU BİR YENİLGİDİR?
Neden bu bir yenilgidir? Çünkü Rusya’dan Suriye’ye giden tüm gönüllüler, Kremlin’in Müslümanlara yönelik uyguladığı politikası yüzünden gidiyorlar. Kremlin’in Kafkasya’daki durumunu göreceli olarak kontrol altına almış olması ve gönüllü olarak Kafkasyalı Müslümanlara yardıma gidenlere ve yardım edenlere çok ciddi cezaların verilmesi ve bunlara “terörist” muamelesi yapılması, genç Müslümanları Suriye’ye yöneltti. Rusya, Suriye’ye gidenlere kanunen hiç bir şey yapamıyor. Genç Müslümanlardan önemli bir bölümü Rusya’da Müslümanlara yönelik yapılan baskı karşısında Suriye’ye destek veren Putin’e, Suriye’den karşılık vererek savaşmayı tercih ediyor. Kendi ülkelerinde İslami bir geleceği görmeyen gençler, ömür boyu Kremlin’e karşı duracaklar.
Çoğu gözlemci ve araştırmacı, Esad rejiminin bu İslami grupları yok edeceğini düşünüyor. Ancak kasap Esad şimdiye kadar sadece masum sivilleri öldürüyor. Tabi mücahitler arasında da kayıplar var, ama çok az. Yazarın biri şöyle diyor: “Savaş’ta en çok yaşama şansı olan, eline silah alıp savaşan kişidir. En çok ölüme yakın olan, evde hiçbir şeye karışmadan bekleyen sivillerdir.” Amerikalıların dediği gibi: “Sad, but true!” (Üzücü, ama gerçek!)
BATI, SURİYE’DE “YARINA” HAZIRLIK YAPIYOR
Batı, Suriye’de yarına hazırlık yapıyor, İran ve Rusya’ya karşı Hazar havzasında olacak olan çatışmaya hazırlanıyor. Bu çatışmaya fiilen kendileri girmeyi düşünmedikleri için Suriye’de İslami Sünni güçlere imkân tanıyorlar. Ciddi bir şekilde hem İran’a hem de Rusya’ya karşı tavır alan bu mücahitler, Suriye’de çok ciddi eğitim alıyor ve uluslararası İslami örgütlerle ve cihatçı gruplarla bağlantıları kuruyorlar. Bugün bu grupları birleştirmeye yönelik çalışmalar da devam ediyor. Rusya son olarak ABD’yi
Suriye’ye müdahalesinden vazgeçirerek çok büyük bir iş yaptığını düşünüyor. ABD, zaten girmek istemiyor, “daha erken” diyordu. Rusya, ABD ve Batı’nın planlarına yardım etmiş oldu. Suriye’de taş üstünde taş bırakmayacaklar ve tüm suçu İran’ın ve Rusya’nın üzerine atacaklar. Yıkılmış, param parça olmuş bir ülkeyi elinde tutan mücahitlerin İran’a ve Rusya’ya yönelik duruşu ne olur acaba?
Önümüzdeki “Cenevre-2” görüşmelerinde olumlu bir netice çıkacağını düşünenler yanılıyorlar. Bunlar sadece siyasi oyunlardır. Batı bu savaşın daha da devam etmesini istiyor. Müslümanların akan kanı umurlarında değil. İleride kazanacakları servetlerini düşünenler, yine Müslümanları kullanmak için uğraşıyorlar.