"Gazze'ye bir ses, bir nefes ver" etkinliği Siirt Üniversitesi'nde gerçekleştirildi
Gazze'de yaşanan soykırıma dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Basri Memduhoğlu, özellikle kadınları ve gelecek nesilleri hedef alan bu eylemlerin, uluslararası toplumun sessiz kalmaması gereken bir insanlık dramı olduğunu vurguladı.
Siirt Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte öğrenciler, Gazze'ye destek mesajları verdi. Etkinlik kapsamında, Gazze'ye destek amacıyla hazırlanan şiir dinletisi ve öğrencilerin hazırladığı sinevizyon gösterisiyle Gazze'de yaşanan dramatik olaylar konu alındı ve Gazze'ye destek videoları ve görselleri paylaşıldı.
Gazze'deki katliamın izlenmesinin yarattığı hüznü dile getiren Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Basri Memduhoğlu, "Bir şeyler yapmak lazım, elimizden her ne geliyorsa biz ondan sorumluyuz. Hiçbir şey yapamıyorsak şairin dediği gibi: 'Elinden bir şey gelmiyorsa hüzünlen, hüzün yüreğin kavrulmasıdır." dedi.
"Bir şeyler yapmak lazım, elimizden her ne geliyorsa biz ondan sorumluyuz"
Memduhoğlu, "Dikkat ederseniz Gazze'de ne kadar bilinçli bir soykırım yapılıyor. Doğuran kadınları ve gelecek nesli yok etme önceliği taşıyor. Biz ne kadar şansızız ki böyle bir katliamın, soykırımın yaşandığı bir dönemde yapılanları canlı olarak bir şeyler yapamadan izliyoruz. Bu soykırıma vicdan sahibi insanlar sessiz kalamıyor. Batı'da pek çok önde gelen üniversitelerde çadır eylemlerini duyuyorsunuz, hem de nasıl? Kariyerlerini ve geleceklerini riske atarak, baskılara, müdahalelere maruz kalarak bu eylemleri gerçekleştiriyorlar. Okullar bilgi merkezleridir ama o bilgi değerlerle harmanlandığında irfan, hikmet olur. Liseler ve üniversiteler sadece ders öğrenilen, formül ezberlenen, sadece yazarların, savaşların, tarih bilgilerinin öğrenildiği yerler değildir, duruşun, onurun mekânlarıdırlar." şeklinde konuştu.
Refah kentinde yaşanan son saldırıları da hatırlatan Memduhoğlu, bunların unutulmaması ve hatırlatılması gerektiğini vurguladı. Memduhoğlu, eğitimcilerin ise öğrencileri bu duyarlılıkla yetiştirmesi gerektiğini ifade ederek, gelecek nesillerin bu acılara sessiz kalmayacak bir şekilde karşılık vermesi gerektiğini belirtti.
Okulların sadece bilgi merkezleri olmadığını, aynı zamanda öğrencilere duruş ve onur kazandıran mekânlar olduğunu belirten Memduhoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim çocuklarımız refah içinde yaşarken Refah'ta çocuklar katledilmeye başlandı"
"7 aydır Gazze'de yaşanan katliamın izliyoruz. Bir şeyler yapmak lazım, elimizden her ne geliyorsa biz ondan sorumluyuz. Hiçbir şey yapamıyorsak şairin dediği gibi: 'Elinden bir şey gelmiyorsa hüzünlen, hüzün yüreğin kavrulmasıdır.' Safımızı belli edelim, eylemle, söylemle, duruşla, dokunuşla işte bu etkinlikler bu açıdan önemlidir. Yaptığımız bu konuşmalar, kermesler, resim sergileri Gazze'de kimleri kurtaracak. Keşke insanları oraya gidip kurtarabilseydik. Ama şu an yapabileceğimiz bu. Ama bu böyledir, kelebek etkisi yapar, dalga dalga büyür. Böyle güçlü bir kamuoyu oluştuğunda, güçlü sesler çıktığında idareciler, bölge, etkilenir. Batı'da bir duruş var ama yaşananlar bizim gönül coğrafyamızda. Bizimle aynı inançta olan insanlar katlediliyor. İki gün önce Refah kentine saldırılar başladı. Bizim çocuklarımız refah içinde yaşarken Refah'ta çocuklar katledilmeye başlandı. Bizim bunu unutmamamız ve unutturmamamız lazım, kavrulan yüreklerdeki koru harlamak, ateşlemek lazım. Memurlara beyaz yakalı deniliyor ya, ey! Beyaz yakalılar, hocalar, öğretmenler, akademisyenler, yarın huzuru mahşerde bu beyaz yakalarımıza kanın bulaşmaması için, sırtımızda feryat eden o çocukların çığlıklarını kambur hale gelmemesi için elimizden geleni yapmamız öğrencilerimizi bu anlayış, duygu ve heyecanı ile yetiştirmeliyiz. Bu da bir eğitimcinin dersten önce öncelikli görevidir."
Prof. Erhan Akın'ın sahne gösterisi: Gazze'de bir baba ve evladı arasındaki dram
Gazze'deki savaşın ve insanlık dramının yürek burkan yansımalarını anlatan sahne gösterisi, Prof. Erhan Akın tarafından sahnelendi.
Gösteride, Gazze'deki yaşam ile ölüm arasında sıkışıp kalan bir baba figürü merkeze alınıyor.
Babanın çaresizliği, nefessizliği ve yalnızlığı, Gazze'deki savaşın insanlar üzerindeki acımasız etkilerini temsil ediyor. Gösteri, babanın sesini kimseye duyuramamasının merkezi bir konu olduğunu vurguluyor. Bu, bir baba ile evladı arasındaki derin bağı ve savaşın ağır yükünü taşıyanların yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor.
Gösteri, Gazze'nin karanlık atmosferini, nefeslerin kesilmesini ve seslerin dünyaya ulaştırılamamasını betimleyerek savaşın dehşetini izleyicilere aktarıyor. Karanlıkta kaybolan umutlar ve çaresizlik içinde kıvranan insanların dramı, izleyicileri derinden etkiledi.
Prof. Erhan Akın'ın tek kişilik sahne gösterisi formatında sergilediği bu oyun, Gazze'deki savaşın yıkıcı etkilerini ve insanların yaşadığı derin acıları anlatarak öğrencilere duygusal bir deneyim sundu. (İLKHA)