Zengin: Tesettür bir teferruat değil, Allah’u Teâlâ’nın farz kıldığı bir emirdir
Mardin İl Müftü Yardımcısı Zübeyde Zengin, sıcakların yavaş yavaş hissedilmesiyle beraber çarşı ve caddelerde kadınların açık ve şeffaf elbiselerin giyimi noktasında dikkat etmelerini ve Yüce Allah’ın istediği ölçüde bir giyim tarzlarının olması gerektiğini vurguladı.
Yaz aylarında Müslüman kadınların tesettüre daha çok önem vermesi gerektiği konusunda İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Zengin, bu aylarda Müslüman kadınların örtülerine daha çok dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
Mahremiyet eğitiminin insanın anne karnına düşmesiyle başladığını belirten Zengin, insanoğlunun öldükten sonra da olsa bir kefenle örtündüğüne dikkat çekti.
Mahremiyet konusunu ele alan Zengin, "Her insan saygındır ve dokunulmazdır. Bu insan olmanın bir gereğidir ve her insanın saygınlığa ihtiyacı vardır ve bu bir hakkıdır da. Bu hem anayasal hem hukuksal hem de ahlaksal anlamda insanın en temel haklarından biri ve onun özel alanıdır, mahremiyetidir. Mahremiyet, mahrem, namahrem kavramlar hepimizin günlük hayatta duymuş olduğu kavramlardır. Mehmet Akif merhumun ifade ettiği gibi, ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli, değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Namahrem, insana haram olan, kendi sınırlarına girmesine müsaade edilmeyen kimseler namahremdir. Mahrem bunun tersidir ve mahremiyet de çok daha geniş bir kavramdır ki hayatımızın her alanını kapsar. İnsanoğlunun doğum öncesinden ölümüne kadar hatta öldükten sonra da bu detay insanoğlu için en temel kavramlardan biridir. Mahremiyet eğitimi insanın daha henüz anne karnına düşmesiyle başlar. Sadece belli yaşlarda, belli cinsiyete özel bir kavram değildir bu kavram. İnsanoğlu ölüm döşeğinde de olsa, öldükten sonra da olsa bir kefenle örtünüyor neticede." şeklinde ifade etti.
Zengin, "Mahremiyet, Allah-u Teâlâ’nın insan fıtratına koymuş olduğu bir gerekliliktir. Zira Hazreti Âdem ile Hazreti Havva'nın cennetten kovulması akabinde Allah-u Teâlâ’nın o yasak koyduğu meyveyi yediklerinde avret mahallelerinin açıldığı ve hemen hiçbir şey düşünmeden ahiret mahallelerini örtmeye çalışması bize insanın örtülmesinin fıtrattan kaynaklandığını gösterir. Fıtrat kavramı insanoğlunu Allah-u Teâlâ'nın kodlamış olduğu, genlerine yerleştirmiş olduğu bir kavramdır." dedi.
"Mahremiyet alanı sadece yabancılara karşı değildir"
Mardin İl Müftü Yardımcısı Zübeyde Zengin
Mahremiyetin hem Kur’an-ı Kerim’de hem de hadislerde nasıl olunması gerektiğinin beyan edildiğini ifade eden Zengin, "Allah-u Teâlâ da mahremiyeti nasıl korumamız gerektiğini hem kitabında hem de Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın öğretileriyle bizlere öğretmiştir. Çünkü mahremiyet alanı sadece yabancılara karşı değil, aynı zamanda ev içerisindeki mahremiyetten, kendi akrabalık ilişkilerimizdeki mahremiyete, özel alanımızın gizliliğine kadar her bir alanda nasıl, ne şekilde, ne ölçüde olmalı, bunun prensiplerini Allah Resulü ifade etmiştir ve Kur'ân-ı Kerim de bizlere öğretmiştir. Mesela bir eve izinsiz girilmemesi gerektiğinin altına yatan etken de aslında mahremiyet öğretimidir, mahremiyet eğitimidir. Ev içerisinde daha ergenliğe girmemiş çocukların 3 vakitte, sabah, öğle ve yatsı vakitlerinde anne babalarının odalarına izinsiz girmeyeceklerinin öğretilmesi. Ergenlik çağına girdikten sonra üç vaktin dışında herhangi bir vakitte de özel alanlara, özel odalara izinsiz girilmeyeceğinin öğretilmesi ev içerisindeki mahremiyeti özetler. Ev dışarısında zaten ayrı olarak da sınırlar vardır. Allah Resulü Aleyhiseelam erkeğin erkeğe, kadının kadına, erkek ile kadının birbirine karşı mahremiyetin ne şekilde olmalı bunları bize öğretmiştir ki ilmihal kitaplarımız bu bilgileri kapsamaktadır, kuşatmaktadır." şeklinde konuştu.
Zengin, Allah-u Teâlâ’nın bir ikramı olan örtünmenin insanlar için bir gereklilik olduğunu vurgulayarak, "Her şeyden önce Allah-u Teâlâ, ‘Ey Âdemoğlu biz size ahiret yerlerinizi örtecek bir elbise ve süslenmenin içinde bir elbise var ettik’ buyurarak aslında insanın fıtratında örtünmenin olduğunu öğrettiği gibi Allah-u Teâlâ’nın bize bir ikramı olarak da bize bir elbise var etmesi hem süslenmemiz açısından hem örtünmemiz açısından bir gerekliliktir. Modern dünyada örtünmenin de aslında bir medeniyet ölçüsü olduğunu görüyoruz. Dinimizin bir gereği olarak mahremiyet, örtünme, tesettür kavramlarını kullanıyoruz ama İslam dininin dışındaki birçok medeniyette de aslında örtünün bir medeniyet ilkesi olduğu, açıklığın medeniyetten uzak olduğu örneklerle görülmektedir. Allah-u Teâlâ, ‘takva elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır, sizin için en güzelidir, en hayırlı olan işte o takva elbisesidir’ buyururken insanoğlunun hem dışındaki tesettürün olmasının yanında iç tesettürü insanın iç âlemindeki takvaya bürünmesinin en güzel tesettür olduğunu da bize gösterir. Bununla beraber dışarıdaki tesettürümüzde de ölçüler vardır. Bir bayanın eli, yüzü ve ayağı dışındaki yerlerinin mahremleri dışındakilere örtülmesini Allah-u Teâlâ bize emreder. Erkeğin erkeğe karşı avret yeri vardır, göbekle diz kapağı arası. Kendi çocuğumuzun yanında da belli ölçülere dikkat etmemiz gerektiğini biz hadislerdeki uygulamalardan da görmekteyiz." şeklinde aktardı.
"Tesettür bir teferruat değil, Allah’u Teâlâ’nın bize farz kıldığı bir emirdir ve fıtratımızda var olan bir özelliktir"
Tesettür hakkında ayetlerden örnek veren Zengin, "Nur Suresinde geçen, Mümin erkeklere söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar ayeti var. Bir sonraki ayette Mümin kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar. Bu onlar için daha nezihtir ayeti bize tesettürün ve gözü korumanın hem erkek hem de kadın için gerekli olduğunu ifade eder. Çünkü göz, bakış insan için en önemli organdır. Gözlerimizi kapatalım diye namahremlere karşı bir perde vardır gözümüzün önünde. Harama bakmama noktasında ayet-i kerime bize uyarıda bulunurken bayanların örtülmesini de mümin kadınlara söyle başörtülerini yakalarının üzerine alsınlar ifadesi başörtüsünün her mümin kadına, ergenlik çağına giren, Müslüman olan ve mükellef olan, akli dengesi yerinde olan her kadına farz olduğunu gösterir bize. Tesettür bir teferruat değil, Allah’u Teâlâ’nın bize farz kıldığı bir emirdir ve fıtratımızda var olan bir özelliktir." ifadelerine yer verdi.
Yaz aylarında özellikle kadınların örtünme hususunda daha çok dikkat etmesi gerektiğini belirten Zengin, "Yaz aylarının girmesiyle beraber tabii ki iklim sıcaklıkları, hava şartları nedeniyle belki insanı en zor gelen şeylerden biri tesettür görünebilir. Ama bilimsel olarak da açıklanmıştır ki güneş ışınlarına karşı da bizi koruyacak olan şey örtümüzdür. Apartmanda, evlerimizde perdelerin çekilmesi, örtülmesi, lamba yandığında perdenin kapalı olmasına dikkat edilmesi, balkona çıkarken hem bayanın hem erkeğin hem çocuğun belli ölçülere dikkat ederek gitmesi komşu hakkı açısından da aslında çok önemli kavramlardır." şeklinde kaydetti. (İLKHA)