"Gazze'de yaşanan trajediye sessiz kalmak insanlık değerlerine sırt çevirmek demektir"
Gazze'de devam eden soykırımı telin etmek amacıyla Sakarya Sivil Toplum Kuruluşları adına basın açıklaması yapan Adapazarı Din Görevlileri Derneği, Gazze'de yaşanan trajedi karşısında sessiz kalmanın insanlık değerlerine sırt çevirmek olduğu vurgusu yaptı.
Adapazarı Atatürk Kültür Merkezi önünde düzenlenen basın açıklamasını okuyan Bedri Başer, Batı dünyasındaki birçok ülkedeki halkın ülkelerinin soykırıma verdiği destekten dolayı kınadıklarını ifade etti.
Başer, "Almanya'nın Hamburg kentinde milyonlarca insan Gazze'deki soykırıma varan saldırıları protesto için gösteri düzenledi, Alman Hükümetine çağrıda bulundu. İngiltere'nin başkentinde insanlar kefiyeleri ile Filistin bayrakları ile İngiliz ve Amerikan hükümetini protesto etti, protestocuların sayıları 100 binlerle ifade ediliyor. ABD'nin New York kentinde bulunan Columbia Üniversitesi'nde bir araya gelen göstericiler, israilin Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek için oturma eylemi düzenledi. Amerika'da Birçok üniversitede tüm karartma çabalarına rağmen öğrenciler ABD'nin İsrail'e desteğini kınayarak 'soykırım sucuna ortak olma' şeklinde sloganlar atarak halkı uyarmak için gösteriler düzenliyorlar. Hollanda Hükümeti halkın baskısından dolayı israile olan askeri malzeme ihracatını durduruyor. Nikaragua Almanya'yı israile desteğinden dolayı mahkemeye veriyor." dedi.
"Sorumluluklarımız ötelemek ya da başkasına bırakma tercihi bizleri ahirette sıkıntıya sokacaktır"
Güney Afrika'da, İspanya'da, İrlanda'da, Fransa'nın birçok kentinde ve dünyanın birçok ülkesisin de vicdan sahibi insanların israil soykırımına karşı insani bir duruş göstererek hükümetleri yapılan soykırım sucuna karşı uyardıklarını hatırlatan Başer, "Gazze'de yaşanan bu trajedi karşısında sessiz kalmak, insanlık değerlerine sırt çevirmek demektir. Halkı müslüman olan ülkeler maalesef İsrail vahşetine karşı yeterince ses çıkartmamışlar hükümetleri üzerinde yeterince baskı uygulayamamışlardır. Bu durumun sebebi Mısır, Ürdün başta olmak üzere halkına yabancılaşmış yönetim ve iktidarlardır. Yine Müslüman halkların yeterince kuvvetli ses çıkarmamasının bir sebebi de kişisel sorumluluklarımızın farkında olmamamız, yâda sorumluluklarımızı yöneticilere havale etme kolaycılığına başvurmamızdır. Sorumluluklarımız ötelemek ya da başkasına bırakma tercihi bizleri ahirette sıkıntıya sokacaktır." diye konuştu.
"Uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyoruz"
Gazze'de yaşanan vahşi ve vicdanları yaralayan katliamları en güçlü şekilde kınadıklarını vurgulayan Başer, "Masum insanların yaşam hakkına yönelik bu saldırılar, insanlık adına kabul edilemez ve utanç vericidir. Bizler, her bir insanın yaşam hakkına, onuruna ve güvenliğine saygı duyulması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, Gazze'deki acımasız saldırıların bir an önce son bulması ve masum insanların güvenliğinin sağlanması için, vicdan sahibi her insanı, her dernek ve camiayı, her topluluğu, her ülkeyi ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyoruz. Bizi kötülerin zulmü kadar, iyilerin sessizliği de korkutuyor. Bizleri israil gibi örgütlü kötülüğün her türlü vahşeti arsızca işlemesi karşısında iyilerin pasifliği, dağınıklığı ve korkaklığı ürkütüyor. İnancımızı en az kâfirler kadar ciddiye almak zorundayız." şeklinde konuştu.
"Birbirimizi uyarmak ve uyandırmak zorundayız"
Kâfir ve zalimlerin İslam âlemini nasıl böleceklerini, zayıflatacaklarını çok iyi analiz ettiklerini söyleyen Başer, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Allah'ın haram kıldığı ırkçılığı aramıza sokarak kardeşliğimizi bozdular. İdeolojik düşüncelerle İslam adına terör ürettiler, kardeşi kardeşe kırdırdılar. Hizipçilikle Müslümanlar arasında tefrika meydana getirdiler. Modayla kimliğimizi soydular. Bozuk gıdalarla bedenimizi hasta ettiler. Öyle bir hal aldık ki, imanımızla beslenen ruhumuz adeta narkozdan uyuşmuş, hiçbir şeyi hissetmez hale geldi. Bu da bizi zalimin zulmü karşısında sessizliğe boğdu. Bu girdapta boğulmuş Müslümanların haline bakarak zalimler de kendini mazlum olarak göstermeye başladı. Siyonist sermaye tarafından beslenen medyanın gerçekleri saptırmasına karşı uyanık olmak her vesile ile birbirimizi uyarmak ve uyandırmak zorundayız. Sakarya'nın duyarlı insanları olarak bizler uyanışımıza vesile olması için bir araya geliyor, zulüm altında inleyen kardeşlerimizin sesi olmaya çalışıyoruz. Gazze'deki kardeşlerimizin yaşadığı acıları paylaşıyor ve onların yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Bu zor zamanlarda dayanışma ve insani yardımın önemi ifade ediyoruz. Herkesi gücü nispetinde İyiliği emretmeye, kötülü nehyetmeye yani sözle, sazla, kalemle, gerektiğinde başka imkânlarla cehd etmeye davet ediyoruz." (İLKHA)