Prof. Dr. Memduhoğlu: Gazze'deki zulme karşı Müslümanların uyanışı şart
Gazze'deki Müslümanlara yardım edilmesi ve zalimlerin önüne geçilmesi için çağrıda bulunan Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adnan Memduhoğlu, bu katliamın vicdan sahibi herkese duyurulması ve korkusuzca haykırılması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Memduhoğlu, Müslüman toplumların artık konuşmanın ötesine geçerek eyleme geçme zamanının geldiğini belirtti. Gazze'deki zulmün acısını dünya kamuoyuna duyurmanın önemine dikkat çeken Memduhoğlu, "Müslümanlar olarak bir vücudun azaları gibi olduğumuzu bilmeliyiz. Bir Müslümanın acısı, diğer Müslümanları da etkiler. Bu yüzden Gazze'deki zulme karşı sessiz kalamayız." dedi.
Gazze'deki zulme sessiz kalmamanın önemine vurgu yapan Memduhoğlu, Müslüman ülkelerin liderlerine de seslenerek Gazze'deki katliamı durdurmak için bir araya gelmeleri gerektiğini ifade etti.
"Zalimlerden merhamet dilenilmez, zulmüne devam etme diye ricada bulunulmaz, onlara karşı güç kullanmak gerekiyor." diyen Memduhoğlu, mücadele için elden gelen her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğini belirtti.
"Ne yazık ki aylar geçmesine rağmen Gazze hala bu acıyı yaşamakta ve bizler de zamanla bu duruma alışmış gibi görünüyoruz"
Prof. Dr. Adnan Memduhoğlu
Gazze'de acının hala devam ettiğini ve zamanla insanların buna alıştığını ifade eden Memduhoğlu, "Hepimiz, bir ümmet olarak artık Gazze'deki acıyı dindirmek için harekete geçmeliyiz. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), 'Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir' buyuruyor. Bir Müslümanın bir uzvu rahatsızlığından diğer Müslümanların da bundan etkilenmesi gibi Gazze'deki acıyı hepimiz hissetmeliyiz ki sorun çözülebilsin. Ne yazık ki aylar geçmesine rağmen Gazze hala bu acıyı çekiyor ve bizler alışmış durumdayız. Gazze'deki ölümleri bir tavuğun ölümü gibi basit görmeye başladık. Oysa orada ölenler bizim evlatlarımız. Bir insanın evladı öldüğünde, onu izlemek mümkün değil. Bu evlatların kurtulması için elimizden geleni yapmalıyız." dedi.
Müslüman toplumların yanı sıra devletlerin, cemaatlerin, sivil toplum kuruluşlarının, şirketlerin ve zenginlerin de Gazze için harekete geçmeleri gerektiğini ifade eden Memduhoğlu, güçsüzlerin zulme karşı duramayacağını ve zalimlere karşı güç kullanmanın gerekliliğini vurguladı.
"Gazze için birlik ve beraberlik şart!"
Memduhoğlu, "Bizim yapabileceklerimiz var, devletlerin yapması gerekenler var, toplulukların, cemaatlerin, sivil toplum kuruluşlarının yapmaları gerekenler var. Şirketlerin, zenginlerin de yapması gerekenler elbette mevcut. Ama herkes gücü nispetinde bir şeyler yapmalı. Bugün iki milyara yakın ümmet-i Muhammed, güç birliği yapamadığı için izzeti de elde edemiyor içinde bulundukları zillet durumunu düzeltemiyor. Ancak izzeti birlik ve beraberlikte görerek Allah'ın yardımının cemaatle olduğunu bildiren Kur'an ve Peygamber Efendimizin sözlerine kulak verip birlik için çalışmamız lazım. Hz. Peygamber sizden kim bir kötülük, Allah'ın hoşuna gitmeyen bir şey görürse onu eliyle düzeltsin, buyurmaktadır. Bu nedenle zalimlerin anladığı tek dil güçtür ve onları zulümlerinden uzaklaştırmanın tek yolu onlara güç kullanmaktır. Zalime merhamet dilenilmez, zulmüne devam etme diye ricada bulunulmaz, onlara karşı güç kullanmak gerekiyor. Elle düzeltmek demek Müslümanların başlarındaki idarecileri güç kullanmaya, güçleri birleştirerek zulme engel olmaya çalışmaktır. İşte güç kullanmak budur. Buna gücünüz yetmezse sözle yazıp çizmek, sosyal medyayı kullanmak, konuşmak gerekmektedir. Ancak bu duyarlılığı ve bilinci canlı tutmak önemlidir. Filistin, Gazze, Kudüs ve Gazze işgal edilmiş, orada bir katliam var ve bu katliam durdurulmalı." şeklinde konuştu.
"Konuşmak, yazmak bir yere kadar, eylemler artık icraata dönüşmeli"
Gazze'deki Müslümanlara yardım edilmesi ve zalimlerin önüne geçilmesi için Gazze'deki katliamın bütün vicdan sahiplerine anlatılması ve korkmadan haykırılması gerektiğine dikkat çeken Memduhoğlu, "Bugün değilse başka ne zaman Müslümanlara el uzatacaksınız?" şeklinde konuştu.
Memduhoğlu, "Bugün Hristiyan alemindeki sivil toplumlar uyanıyor. Müslüman ümmet onlardan daha duyarlı olmalı ve dindaşlarını, aynı inancı paylaşan kardeşlerini ve ümmetin birliğini düşünerek onları zulümden kurtarmak için çaba içinde olmalı. Bunu dile getirmek, konuşmak, yazmak bir yere kadardır. Eylemler artık icraata dönüşmeli. Hadisin devamında kötülüğü eliyle düzeltmeye güç yetiremeyenler kalbiyle düzeltsin, bu da imanın en zayıf noktasıdır, diye buyurulmaktadır. Madem acizsin, bir şey yapamıyorsun, elinle düzletmiyorsun kötülüğü, gücün yok o zulmü engellemeye, dille de düzletmiyorsun o zaman kalben buğzet. Ama bu noktaya gelememek lazım. Hadisten anladığımız birinci husus Müslümanlar olarak baştaki idarecileri güç birliği yapmaya yönlendirecek tepkiler ortaya koymak, uyarı ve nasihatlerde bulunmak gerek. Buna rağmen Müslümanlara yardımcı olmayanlara Allah'ın ahiretteki azabını hatırlatmak, Müslümanların dertleriyle dertlenen idarecilerin başa gelmesi için çabalamak gerekmektedir. Bakın yapabileceğimiz çok şey var, 57 Müslüman ülkesi başkanına şunu sormak gerek: 'Bugün değil de başka ne zaman Müslümanlara el uzatacaksınız, yardım edeceksiniz?" diyerek Gazze'de yaşanan zulme sessiz kalınmaması için idarecilere çağrıda bulundu. (İLKHA)