• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
HÜDA PAR Genel Sekreteri ile röportaj: Siyonist rejim ile ticaret, Refah Sınır Kapısına gitme girişimi...
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MEHMET BOZDAŞ-    HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, Filistin meselesinin sadece soykırım saldırısının başladığı 7 Ekim'den bu yana değil partinin kurulduğu ilk günden beri gündemlerinde olduğunu belirtti.

Siyonist rejimin soykırım savaşının durdurulması için çeşitli temaslarda bulunduklarını belirten Demir, parti olarak Refah Sınır Kapısı'na gitmek için girişimlerde bulunduklarını ancak Mısır yönetiminin engellediğini ifade etti.

Türkiye ile işgal rejimi arasında ticaretin devam etmesine de değinen Demir, ''Değil İsrail ile ticaret yapmak Türkiye bu illegal oluşumu tanımaktan vazgeçmelidir'' dedi. Demir ayrıca, Genel başkan düzeyinde Ticaret Bakanı'yla siyonist rejimle ticaretin durdurulmasına yönelik bir görüşmenin gerçekleştirildiğini de açıkladı.

Demir ayrıca, işgal rejiminin ambargosu altındaki Gazze için gıda gemisi girişiminde bulunduklarını ancak liman tahsisinde bulunulmadığını belirtti.

HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir'in Gazetemize yaptığı açıklamalar şöyle;

1-İsrail’in Gazze saldırıları altıncı aya girdi ancak hala İslam dünyasından caydırıcı bir hamle gelmedi. Özellikle bir dönem İslam dünyasında öncü rol üstlenen Türkiye’nin pasif tutumu dikkat çekiyor. HÜDA PAR olarak bu sessizlik ve tepkisizliği neye bağlıyorsunuz?

İslam dünyası ne yazık ki bütün bileşenleriyle Gazze sınavını kaybetmek üzere. Caydırıcı hamle bir yana bugün açlıktan ölmesinler diye Gazze’ye yiyecek, su sokulamıyor. ABD, İsrail’e bütün gücüyle desteği verirken maalesef biz en temel adımları bile atamıyoruz. Türkiye de bunun içerisinde diğer bütün İslam ülkeleri de.

Filistin meselesi bizim gündemimize 7 Ekim’de gelmedi. Kurulduğumuz ilk günden bu yana İsrail’in zulmü altında inleyen Filistinlilerin somut olarak desteklenmesi, İsrail’in durdurulması çağrısını yapıyoruz. Bugün tüm dünya İsrail’in ne demek olduğunu nasıl vahşi bir oluşum olduğunu gördü. Bazı İslam ülkeleri görmemekte ısrar ediyor. Biz şunu diyoruz eğer siz bugün İsrail için Filistin halkı feda edilebilir, biz rahatımızı bozmayalım diyorsanız size diyoruz ki yarın İsrail sizin de kapınızı çalacak.

Bugün İsrail sadece Gazze’yi değil, Suriye’yi ve Lübnan’ı da bombalıyor. Üç ülkeye birden saldırıyor. Bununla da sınırlı kalmayacak. İslam dünyası bugün coğrafyanın ortasında küçücük bir alanda işlenen bu soykırıma sessiz kalarak herhangi bir kırmızı çizgisi olmadığını ortaya koydu ama İsrail durdurulmadıkça daha da pervasızlaşıp herkesin kapısını çalacak.

Bugün bu pasif tutumun sebeplerinden bir tanesi ortak bir anlayışa, ortak bir stratejiye sahip olmamak. Her devlet kendi menfaatini öncelediği için değil adım atmak ortak bir karar bile alınamıyor. Ancak bu sessizlik ve pasifliğin bedelini İslam dünyası ağır ödeyecek. ABD okyanuslar aşarak İsrail’e daha fazla öldürmesi için silah yağdırırken 50’den fazla devletin Gazze’ye su bile sokamaması kabul edilebilir mi? Biz İslam dünyasının bu acizlik ve sessizliğini reddediyoruz ve İsrail’in durdurulması için tüm adımların fiili olarak hayata geçirilmesi çağrısında bulunuyoruz.

2-Belçika Başbakanı Alexander De Croo ile İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in Kasım ayında Refah sınır kapısı önünde yaptığı basın açıklaması oldukça dikkat çekmişti. Yine BM Genel Sekreteri Guterres, Refah sınır kapısında yardımların geçişi için saatlerce beklemiş ve gündem olmuştu. Türkiye’deki siyasi parti liderleri neden böyle bir girişimde bulunmadı? HÜDA PAR’ın bu yönde bir talebi ya da girişimi oldu mu?

Belçika ve İspanya’nın devlet olarak da Gazze meselesine bakışı gerçekten önemli. Özellikle İslam dünyası liderlerinin konuşmaktan bile çekindiği bir süreçte Refah Sınır Kapısı’nda hem soykırıma dikkat çekmek hem de yardımların girişini sağlamak için yapılan açıklama takdiri hak ediyor. Birleşmiş Milletler ne yazık ki Gazze’de kurumları hedef alınıp çalışanları katledilirken ABD’nin veto etmediği son oylamaya kadar ateşkes kararı bile çıkaramadı.

İsrail Birleşmiş Milletler’e meydan okudu. UNWRA’nın hedef alınmasına ve fonların askıya alınmasına engel olunabildi mi? Hayır. Birleşmiş Milletler Gazze meselesinde tarihinin en kötü sınavını veriyor.

BMGK’dan ateşkes kararı çıktı. Peki İsrail’i bu kararı uygulamaya zorlayabilecek mi? BM artık Egemen devletlerin çıkarları peşinde sürüklenen hiçbir etkili gücü olmayan bir oluşum.

Biz HÜDA PAR olarak benzer bir girişim için talepte bulunduk. Bunun için ilgili tüm siyasi partilerle görüştük. Sadece siyasi partilerle değil STK’lar, Avrupa Müslüman Forumu ile temaslarımız oldu. Ancak Mısır sadece Ariş’e kadar izin veriyor. Refah’a gidilmesine izin verilmedi. Bu da İslam dünyasının mevcut durumunu ortaya koyuyor aslında. Sınıra duvarlar, teller yığılıyor, sınır kapısı kapatılıyor ki bir avuç insan duvarlar arasında ya saldırılar nedeniyle ya da açlıktan susuzluktan ölsün.

Elbette siyasi partilerin, İslam dünyası yöneticilerinin orada yardımların girişi için mücadele etmesi çok önemli bir hamle olabilirdi. Ancak Mısır yönetimi engelliyor dolayısıyla tüm girişimlerimize rağmen bölgeye gitme konusunda sonuç alamadık.

3-İsrail’in Gazze’deki Soykırımına paralel olarak Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkileri de devam ediyor. TÜİK verileri basına yansıdı. Hala İsrail’e barut, çelik, bazı silah parçaları satışı yapılıyor. HÜDA PAR olarak bu ticaretin durdurulmasına yönelik bir girişiminiz, yetkililerle görüşmeniz oldu mu?

Biz HÜDA PAR olarak en başta İsrail ile normalleşmek, ticari ilişki kurmak bir yana İsrail gibi illegal bir oluşumun devlet olarak kabul edilmesini reddediyoruz ve kurulduğumuz günden bu yana değil İsrail ile normalleşmek İsrail’i tanıma kararının iptalini savunuyoruz. Dolayısıyla İsrail ile hele de bu süreçte ticaretin ve diplomatik ilişkilerin devam etmesi savunulabilir mi? İsrail dünyanın gözünün içine baka baka soykırım suçu işliyor ama herhangi bir yaptırımla karşılaşmıyor.

ABD, Rusya ve İran’a ambargo uyguluyor değil mi? Hatta dünyayı buna zorluyor. Ambargo delindiğinde ülkelere, kuruluşlara, kişilere yönelik yaptırım kararları açıklıyor. Ama 6 ayda 35 bin insan katleden İsrail ile İslam dünyasının tüm ilişkileri devam ediyor. Öyle ki kimse gönderme zahmetinde bulunmayınca İsrail ‘güvenlik’ kaygısıyla bölgeden diplomatlarını kendi çekti. Türkiye dahil buna.

Bugün özel sektör kapsamında da açıklansa İsrail ile ticaretin devam etmesi kabul edilemez. Bu konuda Sayın Genel Başkanımızla birlikte Ticaret Bakanımızla bir görüşme gerçekleştirdik ve ticaretin sona erdirilmesi talebimizi ilettik.

İsrail somut bir şekilde cezalandırılmayacaksa meydanlardan yöneticiler tarafından dile getirilen söylemlerin ne anlamı var? Biz HÜDA PAR olarak şunu söylüyoruz; değil İsrail ile ticari, siyasi ilişki kurmak bu işgalci terör oluşumu devlet olarak bile kabul görmemelidir. Bunu her platformda dile getiriyoruz, getireceğiz.

4-Partiniz geçtiğimiz haftalarda Gazze Beyannamesi açıklamış, Gazze direnişinin desteklenmesi için çeşitli önerilerde bulunmuştu. Bununla ilgili hükümetle ya da uluslararası aktörlerle bir temasınız oldu mu?

Biz Gazze Beyannamesi’ni zaten STK’lar, siyasi partiler, İslami oluşumlarla yapılan istişareler sonucunda oluşturduk. Gazze için ne yapabiliriz? Gazze’deki soykırımın durdurulması için halktan yönetime kadar Müslümanlar neler yapmalı saikiyle hazırladık. Beyannamenin bizzat oluşumunda temasların etkisi var.

Bu konuda özellikle şunu söyleyebilirim. En acil taleplerden bir tanesi insani yardım. Bu konuda mümkün olan en geniş katılımla bir filo önerimiz oldu. Yardımların Gazze’nin 40 Km’lik sahilinden direkt olarak Gazze’ye ulaştırılması için. Gıda gemisi için liman talebimiz de oldu ancak tahsis edilmedi.

HÜDA PAR olarak İsrail vatandaşlığı olan çifte vatandaşların soykırıma karışması halinde, vatandaşlıktan çıkarılmaları, mal varlıklarının dondurularak yeni aile fonuna aktarılması ve ağırlaştırılmış müebbet almalarını içeren bir kanun teklifini de meclise sunduk.

Biz hala Gazze için uluslararası alanda da mücadelemizi ve istişaremizi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz ve beyannamede sıraladığımız maddelerin hayata geçmesi için temaslarımız ve girişimlerimiz devam ediyor.

5-Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS ile iyi ilişkilere sahip olduğunuz biliniyor. HAMAS’ın Gazze Beyannamesi’ne tepkisi ve talepleri ne oldu?

Gazze soykırımının ilk gününden beri HAMAS Hareketiyle istişarelerimiz sürüyor. İsrail’in durdurulması, Gazze direnişinin desteklenmesi için ne yapılabilir, bize düşen görevler nelerdir istişare ediyoruz. Gazze Beyannamesi de bu doğrultuda ortaya çıktı.

HAMAS Gazze meselesinin gündemden düşürülmemesini, İsrail’in insan hakları ihlallerinin gündemde tutularak tüm dünyaya ifşa edilmesini istiyor. İsrail bugüne kadar soykırımını kısmen  sessizce gerçekleştiriyordu şimdi kimseden çekinmeden canlı yayınlıyor. HAMAS Hareketi diyor ki bizi unutmayın, bizi gündemden düşürmeyin ve bireysel bile olsa İsrail’in bu zulmüne tepki gösterin.

Biz bu zulmün gündemden düşürülmemesi için parti olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Şunu söylüyoruz; ne seçim ne başka bir şey. Bu soykırım durana kadar ilk gündemimiz Gazze olacak.

Genel Başkanımız her konuşmaya Gazze’deki soykırımdan bahsederek başlıyor, STK’larla birlikte Gazze için atabileceğimiz fiili adımları atmaya çalışıyoruz, yetkililerle temas halindeyiz. Bu soykırım durana kadar Gazze bizim önceliğimiz olacak ve gündemden düşürmeyeceğiz.

6-Güney Afrika Cumhuriyeti İsrail’in Uluslar arası Adalet Divanı’nda yargılanmasını sağladı. HÜDA PAR’ın Türkiye’yi de davaya müdahil etmeye yönelik bir girişimi oldu mu o süreçte?

Parti avukatlarımız İsrail’in yargılanması için ilk girişim olan Mavi Marmara davasını takip etmişti. Her fırsatta Türkiye’nin hukuki bir adım atmasını, tarafı olduğu Uluslar arası sözleşmelerin gereğini yapması gerektiğini belirtiyoruz ancak maalesef herhangi bir reaksiyon gösterilmedi.

Güney Afrika hiçbir Müslüman ülkenin yapamadığını yapıp İsrail’in soykırım suçlamasıyla yargılanmasını sağladı. Biz isterdik ki bunu İslam ülkelerinden birisi yapsın ancak maalesef bu konuda da sınıfta kalındı. Güney Afrika’nın  Uluslar arası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açtığı  davaya müdahil olunması yönünde yetkilerle görüşmemiz oldu ancak maalesef bu konuda da adım atılmadı.

7-İslam dünyasındaki siyasi parti, cemaatlerle Gazze özelinde temasınız ve girişiminiz var mı?

Temas halinde olduğumuz tüm siyasi parti, yetkili ve İslami yapılarla öncelikli gündem maddemiz Gazze. İslam dünyası olarak bu soykırımın durdurulması, yöneticilerin harekete geçirilmesi için neler yapabiliriz bunu istişare ediyoruz.

Biz diyoruz ki İsrail, İslam dünyasının ortasındaki bir hançerdir ve bu hançer el birliğiyle çıkarılmalıdır. İsrail ile bölge ülkelerinin normalleşme hamleleri başladığında ilk karşı çıkan ve uyaran biz olduk. İsrail ile normalleşmek bu illegal oluşumu legalleştirmek, işgali ve katliamı meşrulaştırmak demektir dedik.

Bugün İsrail ile normalleşenler başını kuma gömmüş bir şekilde İsrail’in soykırım işini sessizce yapması için dua ediyor. Bu iş kapansın da biz devam edelim diye. Bu sadece Müslümanlar için değil insani hassasiyetlere sahip olan birisi için kabul edilebilir mi? Biz temas halinde olduğumuz her oluşuma şunu diyoruz, her meydanda her platformda Filistin için ses çıkarın ki başını kuma gömenler, başını kumdan çıkarıp etrafa baksın. Filistin’in sizin gündeminizden çıkmadığını görsün ki adım atmak zorunda kalsın.

Bu haberler de ilginizi çekebilir