Cem Uzan`dan Dikkat Çekici Açıklamalar!
Star Gazetesi`nin sahibiyken, manşetleri Hurşit Tolon`un attığını söyleyen Uzan, 28 Şubat ve diğer darbelerin sivil ayağıyla ilgili savcıya ifade vermeye hazırım dedi.
TMSF tarafından bütün mallarına 2003-2004`te el konmasının ardından dört yıl önce Fransa`ya sığınan iş adamı ve medya patronu Cem Uzan, Taraf gazetesine konuştu. Uzan, 28 Şubat postmodern darbesinin sivil ayağı ve medyanın darbelerdeki rolü konusunda da önemli bilgiler verdi. Uzan, 28 Şubat`ı soruşturan savcılara, "ifade vermeye hazırım" mesajı gönderdi.
İşte Uzan`ın verdiği dikkat çekici bazı başlıklar
Star`ın o dönemdeki yayınları hep tartışma konusu oldu. Özellikle, sizin bu yayınlarla darbeleri desteklediğiniz öne sürüldü. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Star, 1999`da yayına başladı. Kuruluşundan itibaren başında Fatih vardı. Ben yayınlara hiç karışmadım. Yayınları Fatih Çekirge ve Yılmaz Özdil belirliyordu. Hurşit Tolon`un talimatları ile her gün manşet atıldığını bilmiyordum. Bilseydim o an kovardım. Çekirge, "Benim babam kontrgerilladır" diye övünen bir adamdır. Ergenekon`da birçok davada olduğu gibi, masum olanlar da var, olmayanlar da vardır. Ancak böyle bir darbe olayı varsa, Fatih Çekirge dibine kadar içindedir. Aydın Doğan da içindedir. Birçok insan mahkemelerde yargılanıyor. Bununla ilgili olarak birçok kişi ceza aldı. Savcılara "Gelin, bana sorun" diyorum. 28 Şubat için, diğer darbeler için, bildiklerimle savcılara hazırım. İsterlerse yazılı, isterlerse sözlü olarak ifade vermek istiyorum.
Siyaset kulislerinde, yöneticilerinizin askerin darbe yapacağı konusunda sizi yanılttığı konuşulur. Hatta yıllardır kulislerde Fatih Çekirge`nin, size "Patron, şimdi Genelkurmay`dan çıkıyorum, askerler çok kızgın yakında darbe yapacak" dediği konuşulur. Bu rivayetler doğru mu?
Fatih bana, "Darbe olacak" diye doğrudan bir şey söylemedi. Hep, "Mutlaka bir şeyler yapacaklar ama buna izin vermezler" tarzında söylerdi. O günlerde ben siyasetteyim. Darbe olmasını ister miyim? Onun için öyle bir şey söylemesi mümkün değil. Gazetecilere anlatmıştır. Bana böyle bir şey söylemedi. "Müsaade etmezler, izin vermezler, yaptırmayacaklar" derdi. Darbe olsa, genel başkan olarak beni de götürürlerdi.
ERSÖZ`DEN HUYLANDIM
Ergenekon operasyonu sırasında Levent Ersöz ile yaptığınız görüşme de gündeme geldi. Görüşmenin amacı neydi?
Levent Ersöz ile hayatımda bir kez görüştüm. O da bunu gizli kameralarla kaydetmiş. 2004`ün Şubat`ı. "Şener Eruygur görüşmek istiyor" dediler. Medya sahibisin. Jandarma komutanı çağırdı gitmeyecek misin? Gittik karargâha. Orada "Yandan girin, garajdan girin, ordan girin, burdan girin" diyerek, dolaştırdılar beni. Bir kata çıktık. Bir albay geldi. Levent Ersöz`ün odasına geçtik. Tanımıyorum. Ben huylandım. Onunla görüşmeye gelmedim ki. Sohbet, muhabbet. O sırada bir iki soru sordu. Bu hükümeti siyasi olarak sevmiyorum. Huylandığım için diplomatik davrandım. "Ne yapacağınız beni ilgilendirmez" dedim. "Darbe yapacağız" şeklinde bir sözleri olmadı. Onlar da benim temkinli olduğumu gördüler. Ona göre davrandılar.
"Mesut Yılmaz bizi cezalandırdı"
Aydın Doğan ve Dinç Bilgin`in, 28 Şubat`a verdikleri destek nedeniyle aldıkları rüşvet Poaş ve Etibank olmuştur. Mesut Yılmaz geldikten sonra ilk cezayı bize kesti. Mesut Yılmaz hükümeti döneminde bir gün akşam üstü Hakan (Uzan) aradı, "Abi battık" dedi. "Ne oldu" dedim. "Devlet bizden bir hafta içinde, nakit olarak 500 milyon dolar istiyor" dedi. Meğer, Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir`e talimat vermişler. Karamehmet ve bizden, 500`er milyon dolarlık lisans bedellerini istiyorlar. Üstelik talimatta, "500 milyon doları vezneye yatırın" demişler. Yani parayı, bakanlığa getirmemizi istiyorlar. Amaçları bizi zor durumda bırakmak. Üç ay içinde parayı ödedik. Yani iki medya grubu ödüllendirilirken, biz ise cezalandırıldık.
KARDEŞİ OFİSİ BASTI
Star TV `de, Uğur Dündar dönemiydi. Bir gün Mesut Yılmaz`ın kardeşi Turgut ofisime geldi. Başladı, hakkında çıkan haberlerle ilgili konuşmaya. Bağırıp çağırıyor... "Dur" dedim, Uğur`u (Dündar) çağırdım. Uğur geldi, "Ne meseleniz varsa halledin" dedim. Anlaşamamışlar. Konu davalık oldu. Bir gün avukatlar, Uğur Dündar`ın mahkemeye verdiği ifadeyi masama getirdi. Baktım, "Ben sadece spikerim, sadece hazırlanan haberleri okurum" diye ifade vermiş. Buna çok kızdım. Bu olay, Uğur ile yollarımızın ayrılmasına neden oldu...