MEHMET BOZDAŞ / HABER YORUM

  Batman’da ön seçimlerde oyların yüzde 80’ini alan fakat partinin ‘kadın kotası’ gerekçe gösterilerek resmi aday yapılmayarak eş başkan adayı gösterilen Mehdi Öztüzün, HÜDA PAR adayı Serkan Ramanlı ile rastlantı sonucu  tribünde çekilen fotoğrafı üzerinden yaşanan tartışmanın ardından partiden ihraç edildi.

Batman Kurumlar Koordinasyonu, "Mehdi Öztüzün'ün partimiz ve kurumlarımız ile herhangi bir bağı kalmamıştır. Öztüzün’ün belediye eşbaşkan adayımız olmadığını kamuoyuna duyuruyoruz" açıklamasıyla Mehdi Öztüzün’ün ihracını duyurdu. 

DEM Parti'nin Batman eşbaşkan adaylarından Mehdi Öztüzün'ün, Batman Petrolspor maçında HÜDAPAR adayı Serkan Ramanlı ile beraber fotoğrafının paylaşılmasından sonra tartışmalar başlamış, CHP ile Türk solunun kazanması için kapı kapı gezen DEM, söz konusu fotoğraf için ‘’soruşturma başlatılacağını’’ açıklamıştı. 

Dün, Öztüzün’ün partiden ihraç edildiği açıklandı.

İhraç kararı ile ilgili Serbestiyet’e konuşan Öztüzün, “Nereden ihraç ettiler anlamadım. Ben zaten parti üyesi değildim, memurluktan geliyorum. Savunma da almadılar. Söylediklerime de cevap veremediler.” dedi.

HER DEVRİM ÖNCE KENDİ ÇOCUKLARINI YER

Demokrasi, özgürlük sloganlarıyla ‘’bütünleşen’’, Kayyumları halkın iradesine vurulmuş bir darbe olarak nitelendiren DEM, ön seçimde oyların yüzde seksenini alan Öztüzün’e önce imza yetkisini vermedi ardından da bir fotoğraf karesi nedeniyle ihraç etti.

İhracın ardından DEM kadrolarında bilinen sloganlar tekrarlandı. Ömrünü bu yola verdiğini anlatan adayları neredeyse 'ajan' ilan edildi, ’öz savunma’  vermemekle suçlandı. Demokrasi, halk iradesi değil  ‘parti kararı herkesin, her şeyin üzerindedir’ sloganı atıldı.

Öztüzü’ün ’siyasi infazı’ PKK ve siyasi bağlantılarının kuruluşundan bugüne kadar yürüttüğü stratejinin adeta tek karelik özeti. Örgüt içerisinde binlerce iç infaz, siyasi harekette onlarca tasfiye nasıl gerçekleşti? İşte böyle. 

Demokrasi dediler, ön seçimde yüzde seksen oy alan adaylarına ’kadın kotası’ nedeniyle imza yetkisi vermediler.

Özgürlük dediler, aynı şehirde yaşayan bir Kürt siyasetçiyle aynı kareye girdi diye ihraç ettiler.

İrade dediler, soruşturulacak dedikleri olayla ilgili dillerinden düşürmedikleri ’öz savunmayı’ almadılar.

Tıpkı bir yandan Bitlis’te Dem Parti Eş başkanı Tuncer Bakırhan’ın Bediüzzaman Said Nursi'nin yolunda yürüdüklerini söylemesi, ertesi günde  Dem Parti Sultangazi ilçe örgütünün düzenlediği etkinlikle, Heteroseksüel baskıya karşı ‘mücadelenin’ Dem Partinin temel esaslarından olduğu açıklaması gibi.

Dillerinden demokrasiyi düşürmeyip, kayyum atadılar.

Afyon’da ‘Dem’lilerle yönetmeyeceğiz',  Bolu’da ’Dem’lilerle aynı kaldırımda bile yürümem’ diyenleri meclise taşıyıp, Meral Akşener’i başbakan yapmak için kapı kapı gezip Kürtle verilen bir kareye bile tahammül edemediler.

Ne demişti HÜDA PAR’ın Batman adayı Serkan Ramanlı; Biz Ankara’nın da Kandil’in de kayyumuna karşıyız.

DEM kendi adayına kayyum atadı. Yüzlerce sayfayla anlatılabilecek iç infaz ve siyasi infaz stratejisini 2024’te tek bir kare üzerinden ifşa etti.