GAZİANTEP - Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, "Çevre ve Ahlak Sempozyumu" düzenledi. Büyük ilgi gören sempozyum, çeşitli üniversitelerden çok sayıda akademisyenin katılımı ile 3 ayrı oturum gerçekleşti.


Sempozyum, GAÜN Kampusu'nda ağaç dikme töreniyle başladı. Atatürk Kültür Merkezi'ndeki açılış töreninde konuşan Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, sempozyumun düzenleyicisi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Doğan ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Türkay Dereli 'ye teşekkür etti.


Çevre bilincinin insanlara öğretilmediğini belirten Çoşkun, "Çevreyi insanlara öğretemiyoruz maalesef. Matematik, coğrafyayı son derece iyi bilen bir çocuk, dört çeker jeepin camından fıstık kabuklarını atmasını biliyor. Etik değer, hayvan sevgisi, insan sevgisi, vatan sevgisi, anne sevgisi, Allah sevgisi bütün bunların verilmesi gerekir. Maalesef bunlar milli eğitimde verilmiyor. Milli eğitime gelmeden önce aile içerisinde de bu sevgi verilmiyor. Biz, çevreyi bize hizmet sunan, bizim onu kontrol edebileceğimiz bir metal görüyoruz. Bu böyle değil. Siz çevreye ne verirseniz çevre size geri dönüşümünü verecektir. Bugün size vermezse, yarın çocuğunuza verecektir. Biz hayatımızı sorgulamalıyız. Sorgulanmayan hayat yaşamaya değer değildir." dedi.


Günümüzde teknolojinin insan hayatına katkıları kadar götürdüklerinin de olduğunu belirten Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Yorulmaz ise, teknolojinin nimetlerinin maalesef külfet, çoğu zaman da hayatı zehir eden birer canavar haline geldiğine işaret etti. Yorulmaz,"Genetiği bozulmuş gıdalar, genetiği bozumlaş hayvanlar, bu kirliliğin görsel sonuçlarını sunan ses ve ışık gibidir. Tüm bunlar bize güzel ambalajlar içinde sunulurken, bundan insanlar ne kazanıyor, çevre ne kaybediyor? Bu doğrultuda yapılan popilist söylemler, küresel salgın halinde yayılan kanseri, şiddeti, obeziteyi, hatta intiharları anlatmaya yetiyor. Nimet olarak sunulan bu külfetin fotoğrafının arkasındaki maddi ve manevi kirliliği görmek zorundayız. Teknolojinin arkasındaki fotoğraf iyi incelendiğinde, teknolojinin maddi kirlilik kadar manevi kirlilik de bıraktığı görülmektedir." ifadelerini kullandı.


Manevi kirliliğin maddi kirlilikten daha derin izler bıraktığını belirten Yorulmaz, "İster gelişmiş, ister üçüncü dünya ülkesi olsun, herkes aynı kaygıyı paylaşıyor. Günümüzde görünür kirlilikleri bertaraf etme konusunda bir hayli yol aldık ama ya görünmeyen kirlilikler? İşte asıl mesele budur. Hayatı yeniden anlamlandıracak sosyal dönümü hep birlikte başlatmamız gerekir. Hz. Peygamber'in ashabını bir ekmek kırığını, bir damla suyu nasıl israf etmeyeceğini düşünür seviyeye getirelim. " ifadelerin kullandı.


3 ayrı oturumda gerçekleşen Sempozyum, Prof. Dr. Türkay Dereli, Prof. Dr. Bilal Sambur ve Prof. Dr. Cumali Kınacı'nın katıldığı kapanış ve değerlendirme oturumuyla sonar erdi. (Şefik Mert-İLKHA)