Şehitler Kervanının Nadide Gülleri
Doğruhaber / haber merkezi
ŞEHADET SEVDASINI GÖZYAŞLARIYLA BESLEYEN BİR ŞEHİD:
ŞEHİD ŞAHİN BÜNÜL: 90’lı yıllar... Kürdistan Müslümanları için Mekke dönemini aratmayan çileli, zorlu ve işkenceli demler... Şehid Şahin, Bingöllüydü. Mütebessim yüzü, kararlılık dolu bakışları, teheccüd ve duayla ışıyan geceleri, mücadele ve davet koşuşturmasıyla tad bulan gündüzleri… İslami bir şahsiyet olarak Şehid Şahin, bir şehid portresinin en güzel numunelerindendi. 1970 yılında dünyaya gelen Şehid Şahin ilk, orta ve lise öğrenimini Diyarbakır’da; üniversite öğrenimini ise Urfa’da bitirdi. Kendisinin İslami hassasiyeti çocukluğundan beri vardı. Şehit Şahin, 1993’te bölgede faaliyet gösteren İslami cemaat ile tanışır. Akabinde bu cemaatin çalışmalarına katılır. Bu günden sonra tüm vaktini ve hayatını Allah’ın rızasına nail olmaya adar. 1996 yılında evlenen şehidin Meryem isminde bir kız çocuğu dünyaya gelir. Şehid Şahin, 03.10.1998 tarihinde Diyarbakır Bağlar Semtinde akşam 22.30 saatlerinde İslami çalışmalarını sindirmeyen bir takım güçler tarafından hunharca, kalleşçe uğradığı saldırı sonrası aldığı on yedi bıcak darbesiyle yaralı olarak Diyarbakır Dicle Üniversitesi’ne getirilir. Onun ölmediğini duyan derin devletin taşeronları Dicle Üniversitesi’ne gelerek ameliyathanenin içinde “yarım kalan işlerini bitirerek” onu şehid ederler. Cenaze sonrası ise şehidin tüm ailesi emniyete götürülerek insanlık dışı muamele ve hakaretlere maruz bırakılırlar.
PEYGAMBER VARİSİ BİR ÖĞRETMEN
ŞEHİD ABDULVAHHAB YERSİZ (1968–1992): Ömrü yokluk ve sıkıntılarla geçti. Hayatı âdeta Sünnet-i Seniyyenin gölgesinde şekillendi. Peygamber varisi bir öğretmendi. İslam davasının aşığıydı. Örnek yaşantısıyla kendisinden sonrakilere örnek olduğu gibi alnından vurularak akıttığı kanı, geleceği aydınlatan bir meşale oldu. Mazlumca yaşadı, mazlumca şehid edildi. Şehid Abdulvahhab Yersiz, Mardin’in Mazıdağı ilçesinde doğdu. Doğumundan on bir ay sonra annesi hastalandı ve vefat etti. Annesiz bebekliği; kelimelerin kifayet edemeyeceği bir dram, bir çile, herkesi ağlattıracak bir şekilde geçti. Şehid, liseyi bitirip Siirt Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliğini kazanıncaya kadar hiçbir zaman kendi adına alınan yeni bir kıyafet giymemiştir. Şehid yokluk içinde arkadaşının çeketiyle üniversiteyi tamamlar. 1985 senesinde Siirt Eğitim Fakültesine gitmesiyle beraber hayatı bir değişime uğrar. Orada Müslüman insanlarla tanışır ve hizmet saflarına atılır. Üniversiteyi bitirdiği sene Diyarbakır’ın Çınar İlçesinin Celıka Köyü’ne ataması yapılır. Arkadaşlarının ısrarı üzerine evlenir ve Mazıdağı’nın Yukarıkonak Köyü’ne isteği üzerine tayin edilir. Artık burada tüm zamanını İslami hizmete ayırır ve özellikle gençlerin bilinçlenmesi isçin yoğun çaba sarf eder. 6.10.1992 tarihinde şehidin İslami çalışmalarını hazmedemeyen PKK tarafından hunharca katledilir.
ŞEHİD FAHREDDİN ÇELİK:
Şehid Fahreddin, 14 Şubat 1969’da dünyaya geldi. Babası Molla Musa, fahri imam olduğu için bölgenin çeşitli köy ve kasabalarını dolaşırdı. Fahreddin, kardeşleriyle beraber medrese ilmini de öğrenmeyi ihmal etmez. Medrese eğitimi almak için İdil’in Batele Köyü’ne gider. Bir süre okuduktan sonra annesi vefat eder. Küçük kardeşi M. Şerif de onun yanında okumaya başlar. Şehid Fahreddin ve kardeşi M. Şerif, 1983’te İdil (Hezex) Yatılı Bölge İlköğretim Okuluna kaydolurlar. Şehid Fahreddin, öğrencilerle tanıştıktan sonra onlara Elif-Ba ve Kur’an dersleri vermeye başlar. Kendisinin ve kardeşinin harçlıklarıyla dini kitaplar alır ve sırayla arkadaşlarına okutturur. Artık YİBO’da ismi “Molla” olmuştur. Her vakitte farklı bir camiye gider. Cami imamları ile tanışmaya çalışır ve Kur’ân derslerinde hocaya yardımcı olur. Öğrencilerin sorunlarıyla ilgilenen şehid, ortaokulu bu şekilde tamamlar. Şehid, daha sonra Mardin İmam Hatip Lisesinde bir yıl okur, orada da çalışmalarını sürdürür. Ancak ekonomik nedenlerle okulu bırakmak zorunda kalır. Halasının kızıyla evlenerek Batman’ın İpragaz Mahallesi’ne yerleşir. İnşaatlarda ağır işlerde çalışmaya başlar. Burada da boş durmaz, camiye gider, İslamî mücadele veren Müslümanlarla birlikte hizmette bulunur. İslami çalışmalarından rahatsız olan PKK’liler onu tehdit etmeye başlarlar ancak cesaretinden dolayı kendisine yaklaşmaya da cesaret edemezler. Evinin önüne bir duvar örmüş, avlusuna bir kapı yapmak için kalıp yapmış ve beton dökmeğe başlamıştı. Tarih, 5 Ekim 1992; saat, gece 21:25. Kapının önünde açık alanda çalıştığından birileri onun tek başına olduğunun haberini hemen canilere iletirler. Uzun namlulu silahlarla gelip onu tararlar. Ancak vücuduna isabet eden mermiler sebebiyle oracıkta hemen yere düşer ve çok arzuladığı şehadete kavuşur.
BİR DAVA ADAMI ŞEHİD HASAN ŞAHİN
Hasan Şahin, 1956 yılında Gercüş’ün Nurlu (Deyrkufan) Köyü’nde doğdu. Evlendikten sonra 1985 yılında ailesi ile birlikte Antalya’ya göç etti. Önceleri sıvacılık işiyle meşgul olan Şehid Hasan, daha sonra bir bakkaliye dükkanı açmıştır. Hareketli bir gençlik geçiren Şehid Hasan, İslami davayla tanışmadan önce de haksızlıklara boyun eğmemiştir. Yumuşak huylu ve mütevazi kişiliğine rağmen her türlü haksızlığa karşı dik durmuştur. Akrabalarının İslami mücadeleye katılmaları için çok çaba harcamıştır. Antalya’da İslami davanın temelini atan Şehid Hasan, mahalle ve iş arkadaşlarına davayı bir bir anlatarak onlardan birçok kişinin hidayetine vesile olmuştur. Ferdi çalışmadan ziyade cemaatle çalışmayı prensip haline getiren Şehid Hasan, İslami davaya kin güdenlerin düşmanlığını kazanmıştır. Özellikle PKK mensupları Şehid Hasan’nin bu hizmet ve çalışmalarını sindirememişlerdi. Sürekli kendisini tehditlerle korkutmaya ve sindirmeye çalışarak Antalya’yı terk etmesini söylemişlerdi. Şehid Hasan, bir gece arkadaşının evindeyken otomatik silahlarla taranır ancak yara almadan kurtulur. Önceleri korkutmak için bu şekilde davranan PKK mensupları, Şehid Hasan’ın vakarlı duruşu ve korkusuzca çalışmalarına devam etmesi üzerine kesin bir karar verirler. Buna rağmen Şehid Hasan, hizmetlerini ve mücadelesini bırakmamış bilakis artırmıştır. Şehid, kendisine yönelik iftira ve karalama kampanyasının devam ettiği bir zamanda kurulan bir pusuda aldığı 44 kurşunla Rabbine kavuşmuştur.
CESARET TİMSALİ ŞEHİD: MUHAMMED NUR GİZLİ
1952 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen Muhammed Nur Gizli, canlı bir şehit olarak yaşadı. Ev ev, köy köy gezerek İslami tebliğ çalışmaları yapan Muhammed Nur, sayısızca bölge insanının hidayetine vesile olmuştu. O dönemde komünist ve Marksist söylemlerle Müslüman Kürt halkı üzerinde baskı oluşturan PKK, bölgede İslami çalışmalarıyla tanınan Muhammed Nur’u hemen fark etti. Şehit Muhammed Nur’u sık sık öldürmekle tehdit eden PKK, Diyarbakır Mardin Kapı’da bulanan işyerinde onu haince katletti. Korkunun ne olduğunu bilmeyen Şehid Muhammed Nur, PKK tarafından şehit edildiğinde takvim yaprakları 8 Ağustos 1992’yi gösteriyordu. Hain PKK’lılar, Muhammed Nur’a arkadan ateş etmiş, mübarek bedenine tam 14 kurşun sıkmışlardı.
CAMİ YARENİ ŞEHİD: RAMAZAN YILDIRIM
06.02.1968 yılında Batman Kozluk’ta dünyaya gelen Şehit Ramazan Yıldırım, son derece halim ve takvalı bir Müslümandı. Hiç kimseye zararı dokunmazdı. O da bölgedeki diğer Müslümanlar gibi davasına bilinçli bir şekilde sarılmış ve İslami tebliğ yapıyordu. Daha doğrusu çevresine ve arkadaşlarına İslami nasihatlerde bulunurdu. Ancak iyiliğin lafına dahi tahammül etmeyen PKK, Ramazan Yıldırım’ı 10 Ekim1992’de cami çıkışında şehit etti. Sabah namazı için evden camiye giden Şehid Ramazan, namazını kılıp duasını yaptıktan sonra eve gitmek üzere camiden çıktı. Hain PKK, camiye yakın bir noktada pusu kurmuştu. Şehit Ramazan, yalnız ve savunmasız bir şekilde yolunda yürürken alçakça saldırdılar. Hainler, şehidin üzerine şarjörler dolusu mermi boşaltmışlardı.