• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
EBS Adıyaman: Milletimiz 28 Şubatçıları ebedi yok oluşa ve aşağılanmaya mahkûm etti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Demir 28 Şubat'a atıfta bulunarak "27 yıl önce, 28 Şubat’ta, hiçbir zaman iktidara gelemeyen vesayet örgüt ve odaklarının, kanunu, hakkı, hukuku, teamülü, meşruiyeti, görgüyü, nezaketi, insaniyeti çiğneyip, milletin hür iradesiyle seçilmiş hükûmetine karşı, silah ve zor kullanarak ahlaksızca, kabaca, pervasızca, saygısızca yaptıkları darbeyi, asla unutmadık, unutmayacağız." dedi.

"İnsanımızın lanetine müstahak olanların yarınları olamaz"

28 Şubat postmodern darbesini yapanların lanetle anılacağına değinerek "28 Şubat, Washington'da 'Bizim çocuklar' diye kodlanan siyonist ihanet şebekesinin, beynelmilel millet düşmanları ile müştereken, bin yıllık temel değerlerimizi bütünüyle çökertmek amacıyla yaptıkları organize bir yıkım operasyonudur. Millî iradenin idareye dönüşerek ekonomide, yönetimde, toplumsal barışta, gelir dağılımında iyileşmelerin başladığı bir dönemde, Türkiye’nin yolu kapatılmak, yürüyüşü engellenmek istenmiştir. Ülkesi, devleti, milleti ile Türkiye’nin kendi dünyasına ve değerlerine dönmesinden, kendi zemininde, kendi tarihî ve hayati amaçlarına yönelmesinden rahatsız olan vesayet odakları, asker, yargı, siyaset, medya, iş çevreleri ve kimi sözde sivil toplumdaki iş birlikçileri ile bir dizi yasa dışı ve gayrimeşru uygulamayı zorbaca devreye soktular." şeklinde konuştu.

Demir, 28 Şubat darbesinin ülke ekonomisine de bir darbe olduğuna vurgu yaparak, "28 Şubat siyasi iradeyle birlikte Türkiye’nin ekonomik birikimlerine, yaşama heyecanına, inanç değerlerine, demokrasi irade ve talebine, eğitime, sağlığa, özgür basına, haber alma özgürlüğüne, aşımıza, ekmeğimize, emeğimize, geleceğimize yapılmış bir darbedir. Milletimiz, sabrı, feraseti, dirayeti ile ‘bin yıl süreceği’ iddia edilen zalim kuşatmanın zincirlerini kısa zamanda kırmış, faillerinin boynuna dolamıştır. Medeniyet değerlerine, millî iradeye suikast yapmak isteyenler, bin yıllık köklü irfan ve geleneğin yenilenen şuuru, asil duruşu ve sakin öfkesi karşısında 3-5 yıl içinde darmadağın olmuş, tarihin çöplüğüne süpürülmüştür. Ruhunu, vicdanını kanattıkları insanımızın lanetine müstahak olanların yarınları olamaz, olmamıştır." ifadelerini kullandı.

"Anlaşılmaz bir çelişki olarak hâlâ 28 Şubat mağduru insanların olması, millet vicdanını yaralamaktadır"

28 Şubat darbesinin etkilerinin halen devam ettiğine dikkat çeken Demir, "Nitekim darbeciler çok geçmeden yargılanmış, çetenin elebaşlarının rütbeleri sökülmüş, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almışlardır. Ancak anlaşılmaz bir çelişki olarak hâlâ 28 Şubat mağduru insanların olması, millet vicdanını yaralamaktadır. Gecikmiş de olsa, adaletin tecellisi için mezkûr mağduriyetlerin mutlaka giderilmesi gerekmektedir. Zorbalığın egemen olmak istediği o zor zamanlarda, aralarında sözde hak ve özgürlük mücadelesi verdiklerini söyleyen kimi sözde sendikaların darbecilere fiili destek vermesi millet vicdanında derin yara açmıştır. Benzer tezgâhı daha sonraları 'Ulusal Birlik Hareketi Platformu' adıyla tertip eden sözde sendikacılık anlayışı, milletin özgür irade ve haklarını gasbedenlerle doğrudan iş birliği yaparak var olmaya çalışmakla, sivil toplum örgütlenmesinin de sendikal faaliyetlerin de yüz karası olmuştur. Memur-Sen kurulduğundan bu yana, ülke ve millet geleceğinin tehlikeye girdiği her dönemde, varlık amacını baskıya, yasaklara, haksızlığa tavizsiz karşı koyarak tahkim etmiş, her türlü riski göğüsleyerek direnmiştir. 15 Temmuz’da olduğu gibi vatan ve millete bağlılığımızı sözde değil, özde kanıtlamış bir teşkilat olarak, bundan böyle adını bile duymaya tahammül edemediğimiz darbe girişimleri, en amansız, daha kesin, daha keskin bir direnişle karşılarında önce bizi bulacaktır." şeklinde belirtti.

Demir son olarak "Milletimiz, darbecileri fiilen yargılayıp mahkûm ederek özgürlük tutkusunu,  hak edilerek kazanılmış gerçek değere dönüştürmüştür. Direnerek darbeleri tarihin karanlığına gömen iradenin ürettiği değerler, bilgide, eğitimde, sanatta, sosyal dayanışmada, demokrasi kültüründe, millî hassasiyetlerde, öz güven artırmada yüksek bir bilinç ve eylem kültürü ile kökleşmeli, kalıcı olmalıdır. Hayat içinde canlı etki ve sonuçları ile bu bilinci üretemezsek, darbeleri püskürten, istiklali tesis eden irade, istikbali tesis edecek idareye dönüşemez. Ve son olarak belirtmek isterim ki Memur-Sen olarak, darbelere alkış tutanları ve destek verenleri, söylem, eylem ve hatırlatmalarımızla ne biz ne millet ne de tarih unutacak, affedecektir. Bundan böyle bir daha böyle meşum günlerin yaşanmaması; daha özgür, daha aydınlık, daha müreffeh yarınlar için omuz omuza vermeliyiz."  ifadelerini kaydetti. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir