Çukurova Üniversitesi öğrencilerinden Filistin'e destek eylemi
Çukurova Üniversitesi öğrencileri, işgalci siyonistlerin Filistin halkına yönelik insanlık dışı saldırılarına karşı Filistin'e destek açıklaması gerçekleştirdi.
Çukurova Üniversitesi Öğrencileri, Rektörlük binası önünde "Kampüsler İntifada" sloganlarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında, dünyanın gözü önünde çoluk çocuk demeden kadınıyla yaşlısıyla herkesi katleden, hastanelerden, üniversitelere kadar her yere bombalar yağdıran siyonist israil rejimi, haddini aşmakla kalmayıp hiçbir ahlaki, insani değer ve kanun tanımamadığı belirtildi.
Eylemde, işgalci siyonist çetenin saldırılarına karşı yetkililerden Filistin halkının haklı direnişine destek çağrısı yapıldı.
Grup adına basın açıklaması Halil Çalışkan tarafından okundu.
"Size ne oldu da Allah yolunda ve 'Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!' diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?" ayetini aktaran Çalışkan, "Kudüs ve Mescid-i Aksa dünya haritasında çok küçük bir nokta gibi görünebilir ancak Kur'an-ı Kerim'in de belirttiği üzere çevresi mübarek kılınan o topraklar her Müslüman'ın gönlünde bütün dünyadan daha büyük bir öneme sahiptir" diye konuştu.
"Orada devrilen her taş, İslam coğrafyalarını şiddetle sarsan depremler gibidir"
Yaşanan insanlık suçu karşısında dini, dili, ırkı ne olursa olsun tüm dünya toplumları sokaklara dökülerek protestolarına devam ettiğini vurgulayan Çalışkan, "Mescid-i Aksa'da, Gazze'de atılan her kurşun, tüm İslam dünyasına atılmış gibidir. Orada ayağa batan bir diken, bütün Müslümanların kalbine saplanmış bir bıçak gibidir. Orada devrilen her taş İslam coğrafyalarını şiddetle sarsan depremler gibidir. Dünyanın gözü önünde çoluk çocuk demeden kadınıyla yaşlısıyla herkesi katleden, hastanelerden üniversitelere kadar her yere bombalar yağdıran siyonist israil rejimi, haddini aşmakla kalmayıp hiçbir ahlaki, insani değer ve kanun tanımamaktadır." şeklinde konuştu.
"Aksa Tufanı harekâtı, başlangıçta bir terör saldırısı olarak lanse edilmek istenmiş lakin gönüller hakikate tabi olmuş ve gerçeği görmüştür"
Filistin meselesinin sadece ümmetin birliğini düşünen Müslümanların değil, kalbinde merhamet zerresi taşıyan herkesin ortak davası haline geldiği vurgulanan açıklamada Çalışkan sözlerine şöyle devam etti:
"Gülen gözlerle evladına bakan her babanın, şefkatle yavrusunun üzerine titreyen her annenin, ferasetle ülkesini yöneten her liderin ortak amacı olmuştur. Siyonistlerin tüm algıları ve kumpasları vicdan taşıyan insanların gönüllerinde yerle bir olmuştur. Zalim siyonistlerin yandaş medyası tarafından şerefli Aksa Tufanı harekâtı, başlangıçta bir terör saldırısı olarak lanse edilmek istenmiş lakin gönüller hakikate tabi olmuş ve gerçeği görmüştür. 75 yıllık bir soykırımın neticesinde meydana gelen bu haklı haykırış, her vicdanda büyük karşılık bulmuştur. Yaşanan insanlık vahşeti karşısında dünyanın her yerinde halkların sokaklara dökülmesi, özellikle Müslüman olduğunu iddia eden sözde liderleri köşeye sıkıştırmıştır. Ancak israilin bir parmak işaretiyle neredeyse bütün liderler sessizliğe gömülmüş, mazlumlara hiçbir faydası olmayan edebi açıklamalar yaparak halklarını sakinleştirmeye çalışmışlardır. Tüm kalbimizle inanıyoruz ki; Gazze'de atılan bombalar ile şehit olan annelerin kanları, açlıktan ölen minik yavruların gözyaşları hatta binaların altında kalan hayvanların cesetleri dâhi tüm zalimlerden ve liderlerinden daha şerefli ve üstündür."
"Bizler Çanakkale'de İslam'ın bedel ödediği şehitlerin evlatlarıyız ve bedel ödemeye hazırız"
Üniversite Rektörüne ve Cumhurbaşkanına seslenilen açıklamada, bir an önce sorumluluk alınması gerektiği belirtilerek, Çalışkan tarafından şu ifadelere yer verildi:
"Saygıdeğer Rektörüm, bizler üniversitemizin öğrencileri olarak sizi saygıya layık kimseler olarak biliyoruz. Çünkü sizler biz gençlerin önüne ışık tutarcasına bilimle, adaletle ve hakkaniyeti üstün tutarak Cumhurbaşkanımızın atamasıyla bu makama geldiniz. Gençler olarak sizlerin kendi alanlarınızda yapmış olduğunuz bilimsel çalışmalarınızı hayranlıkla takip ederken; Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın, 'Bir üniversitede profesör olabilirsiniz, Nobel ödülleri de alabilirsiniz ama ülkenizin insanı bugün olduğu gibi açsa, sefalet ve zorluklar içerisinde ise, dünyada milyonlarca çocuk yoksulluk içinde açlıktan ölüyorsa sizin Nobel ödülleriniz ne işe yarar?' sözlerini düstur edinerek şu soruyu sormak istiyoruz: Neden bilimsel çalışmalarımız, ilmi gerçeklerimiz, icra ettiğimiz makamlar bizi bu insanlık dışı zulmü bitirmek için çabalamaya yönlendirmiyor? Bu vesileyle de bizlere Filistin davasını ilmek ilmek işleyen, ümmetin uyanışı için gecesini gündüzüne katıp koşturan, son nefesine kadar cihat eden 27 Şubat 2011 tarihinde rahmet-i rahmana kavuşan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı rahmetle yâd ediyoruz. Sayın Rektörüm, bizler sizi bilimsel anlamda örnek aldığımız gibi insanlık vahşeti karşısında göstereceğiniz üstün basiretinizle de örnek almak istiyoruz. Filistin'de 30 bini geçmiş çocuk ve kadın şehitler adeta şaşkınlık içerisindeler. Çünkü onların beklemediği davranış, zalimin yapacakları değildi aksine bunu çok iyi biliyorlardı. Ancak onların beklemedikleri şey hakkı tutup kaldırması gereken kimselerin sessiz kalmasıdır. Bizim, siz büyüklerimizden beklentimiz, soyut ve somut her anlamda bu zulmü dünyaya haykırmanızdır. Yapılabilecek projelerle, sivil toplum kuruluşlarını ve devlet kademelerini harekete geçirmenizdir. Zira bu sorumluluk sizin gibi ilmi büyüklerimizin omzundadır. Bu sorumluluğu hem dinimiz hem de bizden sonraki tertemiz nesiller sizlere yüklemiştir. Bizler Çanakkale'de İslam'ın bedel ödediği şehitlerin evlatlarıyız ve bedel ödemeye hazırız. Ancak bizim idarecilerimiz ileri gitmesi gerekirken geri adım atar, yerinde sayar yahut basit dünyalıklar için bedel ödemezse, bu halk da bu vatan da çürümeye başlamış demektir. Bugün Gazze için sesini çıkaramayanlar, yarın Türkiye hedef olduğunda nasıl önderlik yapacaklar? Dünya tarihi nice büyük katliamları unutmuş gitmiştir ancak, başta Sn. Cumhurbaşkanımız ve Sn. Rektörümüz olmak üzere tüm insanlığa Kur'an-ı Ker'im'in 'Artık amel defteri ortaya konmuştur; suçluların, onda yazılı olanlardan korkuya kapılmış olarak, Vay halimize! Bu nasıl kitapmış! Küçük-büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş! dediklerini görürsün. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.' ayeti kerimesi gereği o gün gelmeden önce, hala seçim ve savunma hakkımız varken bu karanlık dünyada önümüzü aydınlatan bir fener olmanızı, karanlığı zifirileştiren bir perde olmamanızı temenni eder bulunduğunuz konumun sorumluluğunu yerine getireceğinizi düşünerek sizin için Allah'tan kolaylıklar dileriz."
Gazze noktasında söylemden ziyade fiili adımlar atılması için seslenen Çalışkan son olarak, "Terör şebekesiyle ticareti durdurması için ve ayrıca acil olarak İslam ülkeleri liderlerinin Türkiye'de toplamasını, israil denen terör şebekesine acil yaptırım uygulaması noktasında tavsiyelerinizi lütfen iletiniz. Sözlerimi Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın şu sözleriyle tamamlamak istiyorum "Fiili icraata geçmek gerekir. israil laftan anlamaz. israil ancak güçten anlar." ifadelerini kullandı. (İLKHA)