• DOLAR 34.553
  • EURO 36.196
  • ALTIN 2964.119
  • ...
Bursa'da "Şubat Ayı Şehadet Ayı" programı: "Şehit öncelikle nefsiyle cihat eder"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Merkez Yıldırım ilçesi Barış Manço Kültür Merkezin'de düzenlenen program Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Programda selamlama konuşmasını gerçekleştiren Bursa Peygamber Sevdalıları Derneği Başkan Yardımcısı Hüseyin Tekdal, tarihin her döneminde kötülüğü kendine vazife edinmiş ve nefsini ilahlaştırmış kişilerin var olduğunu belirtti.

Tekdal, ayrıca bu kişilerin Allah’a isyan içinde yaşayarak her daim Müslümanları en büyük tehdit olarak görmüş, onlarla fikirsel veya ameli hiçbir üstünlük sağlayamayacaklarını bildikleri için şiddet ve saldırı yoluna başvurduklarını söyledi.

İslam düşmanlarının, vahşetlerini sergilemek ve hedeflerini gerçekleştirmek adına her yolu kendilerine meşru gördüğünü ifade eden Tekdal, "Hakaret, boykot, açlık, yoksulluk, sürgün ve ölümle inananları Hak yoldan vazgeçirmek için ellerinden geleni yapmışlar ve güçleri yettiği her yerde bunu yapmaya devam edeceklerdir." dedi.

"Allah'ın dini uğruna feda eden Müslümanlar da hep var olmuşlardır"

Tekdal, "Azgınlık ve bozgunluğu kendilerine şiar edinmiş tağutlar şeytanın takipçileri olarak vazifelerini gerçekleştiredursun diğer tarafta vakitlerini mallarını ve canlarını tereddüt etmeden Allah'ın dini uğruna feda eden Müslümanlar da hep var olmuşlardır. İslam bu gayret içinde hayatını yaşayanlara özel olarak yer vermiş ve onları 'şehid' olarak tanımlamıştır. Şehid, Hakk’ın müdafaası için tüm gayreti ile uğraşan koşturan çalışan çabalayan kişidir. İslam için yapılanlara şahittir. Şehid, Müslümanların hal hareket ve tavırlarını izleyip inceleyen çözüm üreten ve gidişata müdahale edendir." ifadelerini kullandı.

"Şehadet demek; alemlerin Rabbi ile sağlam bir bağ kurmaktır"

Şehadet insana ölüm korkusunu öldürmeyi hayatı özgür ve minnetsiz yaşamayı öğrettiğini söyleyen Tekdal, " Şehid iradesini Allah’ın rızasına göre şekillendirendir. Şehadet nefsi terbiye etmektir, arzuları ıslah etmektir, günahlardan uzak durma kararlılığıdır. Şehadet demek; alemlerin Rabbi ile sağlam bir bağ kurmaktır, ibadetlerine düşkün olmak, güzel ahlâk sahibi olmak ve zikir- istiğfar ile ruhu tertemiz tutmak demektir. Yani şehit öncelikle nefsiyle cihad eder, kendini ihya eder ve sonrasında da inşa ettiği İslami şahsiyetiyle tüm insanlığı kurtuluşa davet eder. Hakkın bekası iyiliğin galip gelmesi ve insanlığın huzuru için en değerli şeyleri olan canlarını feda etmeyi göze alırlar. Elbette bu amel onları ancak erdemli insanlara nasip olacak bir makama ulaştırır. İslam’a hayatını adayanlar bize gurur dolu bir geçmiş hediye ettiler. Allah onları cennetlerinde ikramlandıracağını müjdelemiştir. Bizler de Şubat ayında İslam ve Kur’an Yolunda mücadele vermiş ve bu yolda kanı ile taçlandırmış şehitleri anmak için burada toplandık." şeklinde konuştu.

Ardından konuşan Muhammed Arap Akgül Hoca ise şehitlerin, şahsi çıkarları için bir yaşam sürmediklerini vurguladı.

"Gazze'de insanlar izzetli bir şekilde şehit oluyorlar"

Allah yolunda şehit olanların bir davaları bir de dertlerinin olduğunu söyleyen Akgül, "Acaba ne dertleri vardı. Çünkü bir mümin eğer içinde bulunduğu toplum Allah'ın rahmetinden uzaklaşıyorsa rabbine kulluk etmek üzere yaratılmış insanlık Allah'a isyanda ilerliyorsa müminin bir derdi olmaz mı? Bu nasıl vicdan ki insanlar cehenneme doğru gitsin ve kendileri de rahat rahat evinde dursun? Böyle bir şey olamaz. Bizimde öyle bir derdimiz var mıdır diye kendimize soracağız. Acaba bizim derdimiz dünya mı ahiret mi? Bu şehitler bunun için can verdi. Başka hiçbir dertleri yoktu. Gazze'de sözün bittiği yerdeyiz. İzzetli bir şekilde şehit oluyorlar. Parası olup da para göndermeyen elinde imkanı olan yardımcı olmayan herkes bunun hesabını ödeyecektir." diye konuştu.

Halkın yanı sıra siyasiler ve STK temsilcilerinin de katılım sağladığı programda, ezgi ve ilahiler seslendirildi, sinevizyon gösterildi. Program yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)







Bu haberler de ilginizi çekebilir