Yaman: Filistin'de direnen kardeşlerimiz kaybettiğimiz adamlığı tekrardan buldular
İstanbul'da düzenlenen "Şubat Ayı Şehadet Ayı" programında konuşan Gazeteci Yazar Özkan Yaman, Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ün Fethi'nden sonra 'adam olduğumuz müddetçe onlar topraklarımıza yeniden gelemezler' sözüne atıfta bulunarak, "100 senedir geldiklerine göre o zaman bizden adamlık gitmiş. İnşallah Filistin'de direnen kardeşlerimiz o adamlığı tekrardan buldular ve onu zirveye taşırlar." dedi.
Peygamber Sevdalıları tarafından "Şubat Ayı Şehadet Ayı" kapsamında İstanbul'da şehitler gecesi programı düzenlendi.
Gültepe Kültür Merkezi'nde yoğun katılımla düzenlenen ve Nasrullah Altun'un Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
"Kaygımız ne kadar büyük olursa olsun kazancımız da büyüktür"
Programın açılışında konuşan Filistinli Dr. Abdurrahman el Ferrah, "Belki bir Filistinli olarak Filistin adına konuşmak zor. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki oradaki şehadet kokusu buraya kadar geliyor. Şimdi biz şehitler gecesi için toplandık. Bu muazzam gece için neler söyleyebiliriz. Çok sayıda insanımız Gazze'de şehit oluyorlar. Onlar Allah'u Teala'nın yanına yükseliyorlar. Bir insan hak ve cihat yoluna girdiği zaman sonunda ya zafer ya da şehadete kavuşabilir. İkisi de Allah'ın bize verdiği büyük birer nimettir. Zafer de şehadet de önemlidir. 7 Ekim'de gerçekleşen operasyonun sonucunda Allah'a şükürler olsun ki büyük bir zafer elde etmeyi başardık. Mücahitlerimiz israilin gerçek yüzünü ortaya çıkardılar. Sonrasında gelen şiddet ve acımasız savaş hepimizi derinden üzdü. Oradaki kaygımız ne kadar büyük olursa olsun kazancımız büyüktür. Çünkü oradaki mücahitler sadece Filistin için savaşıp şehit olmuyorlar. Oradaki mücahitler tüm ümmeti Muhammed adına mücadele veriyorlar. Bu yüzden onların arkasındayız. Her türlü yardımı yapmaya çalışıyoruz. Dualarımı, amellerimiz, eğitimlerimizle yardım yapmaya çalışıyoruz. Yeri geldiğinde ve yol açıldığında inşallah biz de cihat yoluna gireceğiz." dedi.
"Filistin'de direnen kardeşlerimiz o adamlığı tekrardan buldular"
Programda bir konuşma yapan Gazeteci Yazar Özkan Yaman, "Selahaddin Eyyubi'ye soruyorlar diyorlar ki 'efendim Kudüs'ü fethettiniz. Bir daha Kudüs'ü bizim elimizden alabilirler mi? Kudüs bizim elimizden bir daha çıkar mı? Bir daha buralara gelebilirler mi? diye sorunca Selahaddin Eyyubi de diyor ki 'onlar bir daha bizim beldemize gelemez. Kudüs'ümüze bir daha asla gelemezler ama bir şartla, biz eğer adam olursak. Peki 100 senedir geldiklerine göre o zaman bizden adamlık gitmiş. Adam olmaktı mesele. Biz bu ayrıntıyı kaçırdık ve 100 yıldır da peşindeyiz. İnşallah Filistin'de direnen kardeşlerimiz o adamlığı tekrardan buldular ve onu zirveye taşırlar. Örneğin 1973'teki Mısır-israil Savaşı'nda Mısır tarafından 400 tane işgal rejiminin tankı imha edilmiş. 7 Ekim'den bu yana imha edilen tank sayısı 1000 tane. Şu anda direnişin imha ettiği tank sayısı bin adettir. Bu tanklar geçmişteki tanklardan değil. Bunların güncel fiyatı 6 milyon dolar. Toplamda 6 milyar dolar zarar ettirmişler. Bunlar uçaklarla da yapılmamış. Tünellerden çıkan, ellerinde kendi yaptıkları Yasin 105 roketleri olan yiğitler yapmış. Biz, anlatılmayan nice şeyleri zamanla duyacağız. Orada Allah'ın indirdiği melekleri, Allah'ın gönderdiği desteği zamanla göreceğiz." diye konuştu.
6-8 Ekim'de şehit olanlar unutulmadı
Yaman, "Bizim de bir Ekinimiz var. 6-8 Ekim şehitlerinden Yasin Börü, Hasan, Hüseyin ve Riyad aynı dairede şehit edildiler. İçlerinden bir genç yaralı kurtuldu. İsmi de Yusuf Er. Yusuf kardeşimiz olayın hemen ardından televizyon kanallarına çıkartıldı. Bir kanalda izledim. 2 sunucu Yusuf'a, 'kıstırıldınız, kapıdan eli silahlı bir sürü kişi girdi ve artık kaçış yok. Öldürüleceğinizi anladığınızda ne hissettiniz? Diye sordular. Yusuf da 'o zaman güldük, birbirimize sarıldık ve helallik istedik. Birbirimize, bir yere kaybolmayın, öbür tarafta buluşalım deyip vedalaştık' diye cevap verdi. Sunucular aldıkları cevap karşısında dillerini yuttular." şeklinde konuştu.
Şehadetin en güzel şekilde sahabelerden öğrenildiğini ve bugünümüze ışık tuttuklarını hatırlatan Yaman, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Hazreti Cabir bin Abdullah'ın bir rivayette 9, başka bir rivayette de 7 kız kardeşi vardı. Babası Cabir'e, 'ben Uhud Savaşı'na katılıp şehit olacağım sen de kardeşlerine bakacaksın' diyor. Hazreti Cabir de 'hayır baba! sen kal ve çocuklarına bak, ben gidip şehit olacağım' diyor. Babası, 'oğlum ben bu fırsatı kaçırırsam ir daha ne zaman şehit olacağım?' deyip oğlunu ikna ediyor. Savaşa gidiyor ve şehit oluyor. Çocukları bunu bir türlü kaldıramamış, çok ağlayıp üzülmüşler. Peygamberimiz de Cabir ve ailesini çağırıp onlara diyor ki 'az önce bir ayet indi. Ayeti okumadan önce size nüzul sebebini söyleyeyim. Baban şehit oldu ve direkt cennete girdi. Allah'u Teala perdesiz bir şekilde babanla konuştu. Allah babana, cennette benim şehitlere söz verdiğim her şeyi buldun mu? Şehitlere cennet nimetlerini söz vermiştim, hepsine kavuştun mu? Diye sordu. Baban da 'ya rab! fazlasıyla buldum. Sana sonsuz hamd ve senalar olsun' dedi. Allah babana başka bir isteğinin olup olmadığını sordu. Baban da yeniden dirilip tekrar şehit olmayı istedi. Allah'u Teala, 'ey Abdullah! Ben şehit olan birini tekrar dünyaya göndermem. O yüzden benden başka bir şey iste' diye buyuruyor. Bunun üzerine Abdullah, kendisinden sonrakilere nimetler içerisinde ve çok rahat olduğunu bildirmesini istedi. Bunlar, Ali İmran Suresinin 169,170 ve 171'inci ayetleridir."
Düzenlenen program, Rıdvan Altun'un yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)