Metin Yüksel şehadetinin 45'inci yıldönümünde rahmetle anıldı
23 Şubat 1979'da Fatih Camii'nde bir Cuma namazı çıkışından uğradığı silahlı saldırıda şehit olan Metin Yüksel, şehadetinin 45'inci yıldönümünde sevenleri ve dava arkadaşları tarafından rahmetle yad edildi.
Şehit Metin Yüksel Platformu tarafından Fatih Camii'nde Cuma namazına müteakiben düzenlenen programda bir araya gelen çok sayıda kişi, ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerin yanı sıra attıkları sloganlarla merhumu rahmet ve minnetle andı.
Gazze'de şehit olan binlerce Müslüman için Molla Abdülbari Çelik tarafından kıldırılan gıyabi cenaze namazı ile başlayan program, Abdurrahman Özdemir tarafından okunan Kur'an-ı Kerim tilaveti ile devam etti.
Şehit Metin Yüksel Platformu adına basın açıklamasını okuyan Semih Kaplan, her zaman rahmet, minnet ve hasretle andıkları Metin Yüksel'i tanımlamak için seçtikleri ilk üç kavramın tevhit, ümmet ve vahdet olduğunu söyledi.
"Ümmet için izzet ve onur olmanın yolunu onun şahsiyetinde ve kutlu mücadelesinde gördük"
Tarih boyu devam eden hak ile batıl savaşının da bu üç kavram üzerine kurulduğunu vurgulayan kaplan, "Zira bu yol, peygamberlerin, salihlerin, sıddıkların ve şehitlerin yoludur. Şehir Metin'in bu yürek dünyası onu duyguları, sözleri, eylemleri, özlemleri ve hedefleri ile Ümmetimizin fedaisi kılmıştı. Onun için ülke sınırı, etnik sınır, mezhebi sınır ve hiçbir grupsal sınır yoktu. Doğusu batısı onun yüreğinde, siyahı beyazı onun yüreğinde, Türk'ü Kürd'ü, Arap'ı Fars'ı onun yüreğinde, Filistin'den Filipin'e ümmet coğrafyasının her köşesi onun yüreğindeydi. Nerede zulme uğrayan bir Müslüman varsa, nerede İslam adına bir kavga varsa, onun feryadı, onun öfkesi, onun mücadelesi hep onlar için oldu. Bunu her zaman dillendirdi, her zaman savundu ve her zaman Müslümanların gündemine taşıdı. Biz Batı Trakya'da Müslümanların yıkılan camilerini de Filipinler'de bağımsızlık mücadelesi veren Müslümanları da Kırım'da yaşanan mezalimi de İran'daki devrimi de Filistin'deki direnişi de Patani'deki çığlıkları da ondan duyduk. Müslümanlar için sadece dua etmeyi değil, onları savunmak için gerekirse canla başla savaşıp onların yanında onların siperlerinde olmanın gerekliğini ondan işittik. Ümmet için umut, ümmet için dayanak, ümmet için kurtuluş, ümmet için izzet ve onur olmanın yolunu onun şahsiyetinde ve kutlu mücadelesinde gördük. O bir ümmet meşalesiydi. Önümüzü aydınlatan ve bizlere yol gösteren mihriban bir ağabey, dirayetli bir lider ve pınar misali bir öğretmendi. O şehadeti alnına yazmış kavga meydanlarının korkusuz mücahidiydi." dedi.
"Aksa Tufanı, İslam ümmeti için bir kurtuluş savaşı olduğu gibi insanlık için de bir onur ve adalet savaşıdır"
Şehit Metin Yüksel'in verilecek örneklerle anlatmanın yetersiz kalacağını ancak mücadelesini anlatmaya devam edeceklerini aktaran Kaplan, "Bizler bugün tarihin bir dönüm noktasındayız. Filistinli kardeşlerimizin Aksa Tufanı adı altında başlattıkları destansı ve sarsıcı direnişin bütün İslam ümmeti için nasıl bir kader ve gelecek savaşı olduğunu bütün benliğimizle yaşıyoruz. Öyle bir savaş ki sadece İslam ümmeti açısından değil yeryüzünün tüm özgür insanları ve halkları, bu hak adalet ve onur savaşı için seslerini yükseltiyor, meydanları dolduruyor. ABD-israil şeytan cephesi karşısında ayağa kalkıp şerefli bir şekilde Filistin'in yanında duruyorlar. Zira bu savaş, İslam ümmeti için bir kurtuluş savaşı olduğu gibi insanlık için de bir onur ve adalet savaşıdır. Aziz şehidimizi tanımlarken, ümmet kavramı üzerinde nasıl duruyorsak, Aksa Tufanı savaşını da ümmet kavramı üzerinden alıyor, bu savaşın bir ümmet cephesi olduğunu açıkça görüyoruz. Bu savaşta HAMAS, İslami Cihad ve Filistin dışındaki diğer direniş hareketleri savaşımızın ön hattını oluştursa da bu savaşın sınırları bütün kıtaları içine almakta, tüm yeryüzü coğrafyasını kapsamaktadır. Bu savaş, bu yönüyle Hak ile Batıl savaşıdır; bu savaş yerel, bölgesel ve küresel zalim ve tağutlara, firavun ve zorbalara karşı bir insanlık savaşıdır. Bu savaş asrımızın savaşıdır. Kudüs'ümüzün ve ümmetimizin gelecek savaşıdır. Bu vesileyle bizler, şehidimizin bizlere öğrettiği ve gösterdiği yolda Aksa Tufanı Savaşı'nın lider ve komutanlarını, tarihi zaferimiz için tertemiz bedenlerini ve kanlarını feda eden aziz şehitlerini, bütün kalbimizle selamlıyoruz." diye konuştu.
"Siyonizme karşı mücadelede ümmet ve vahdet bilinciyle üzerimize düşen tüm sorumlulukları kuşanacağımızı ilan ediyoruz"
Kaplan, "Şehadet ikliminde soluklandığımız bugünde ve aziz şehidimizin kanlarının döküldüğü bu mekânda, Anadolu topraklarının her karışında yatan şehitlerimizi, Filistin ve Kudüs şehitlerimizi, özelde ise Aksa Tufanı şehitlerini rahmet ve minnetle anarken, emperyalizm ve siyonizme karşı mücadelede ümmet ve vahdet bilinciyle üzerimize düşen tüm sorumlulukları kuşanacağımızı ilan ediyor ve alemlerin Rabbi olan Allah'a söz veriyoruz. Bizim bu sözümüz, kadınıyla erkeğiyle, Allah'a verdikleri sözde sadık kalan erlerin sözü olsun. Bizim bu sözümüz, adaklarını yerine getirmek için sırasını bekleyenlerin sözü olsun. Bizim bu sözümüz, Şehit Metin Yüksel'in yolunun sürdüğünün ispatı ve delili olsun inşallah." şeklinde konuştu.
Yapılan basın açıklamasının ardından oluşturulan kortej ile Fatih Camii'nden merhumun metfun bulunduğu Edirnekapı Şehitliğine kadar yapılan yürüyüşte, Şehit Metin Yüksel, Filistin ve direniş cephesi lehine, işgal rejimi ile destekçileri olan Batılı ülkeler aleyhinde sloganlar atıldı.
Program merhumun mezarı başında okunan Kur'an-ı Kerim ve yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)