Şüphesiz uyku hayatımızın bir parçasıdır, o halde adabı da önemli bir konudur. Yüce Rabbimiz uykuyu insana vücudunun dinlenmesi, güç bulması hatta ibret alması gibi hikmet dolu birçok nimet için ihsan etmiştir.

Şüphe yok ki uyku insan için büyük bir nimettir. Bizler uyku nimetinin kıymetinin ne olduğunu uykusuzluk hastalığına yakalananlara sormalıyız. Ki duymaktayız ve görmekteyiz ki bazı kimseler istediği halde uyuyamamaktadır.
Şimdi bizim için büyük bir nimet olan uykunun adabı konusunu biraz irdeleyelim.

Öncelikle uyumak için en uygun vakit olan akşamları, yani geceyi iyi değerlendirmek lazım ve eğer bir ibadetle iştigal edilmeyecekse sabah namazına rahat kalkabilmek için yatsı namazından sonra uyunmalıdır. Bir mazeret yok ise mümkün mertebe erken yatıp erken kalkılmalıdır.

Uyumak için yatağa girmeden önce abdest alınmalı ve güzel bir uyku ve güzel bir rüya görmek için dua edilmeli, sabahleyin uyanınca da Allah’a hamd edilmeli ve dua edilmelidir.

Yatakta yatarken sağ tarafa dönerek yatılmalıdır. Sağ el sağ yanak altına konmalıdır. Belli bir müddet böyle durduktan sonra dönülse de bu sünnet yerine gelmiş olmaktadır.

Uyurken bir mazeret olmaksızın yüzükoyun yatılmamalıdır.

Ola ki uykuda kötü bir rüya görülür ise yataktan kalkınca sol tarafa üç defa “tuh” denmeli (hafif) ve sonra şeytanın şerrinden Allah’a sığınmalı ve görülen kötü rüya kimseye söylenmemelidir.

Mümkün mertebe belli bir müddet uyuduktan sonra Teheccüd namazına kalkmaya çalışılmalıdır ve bu bir alışkanlık haline getirilmelidir. Bu nedenle de sabah namazını vaktinde kılıp kazaya bırakmamak için akşam erken yatılmalıdır.

Sabah namazından sonra ise mümkün mertebe bir daha yatılmamalı, işe koyulmalıdır. Çünkü sabah namazından sonra güneşin doğuşuyla kerahet vakti girmektedir ki İslam dininde kerahet vakitlerinde uyumak uygun değildir.