manşetler

Sözde Ateşkesin Ardındaki Gerçek: YETERLİ SAYIDA YARDIM TIRI GAZZE’YE SOKULMUYOR

Gazze’de yürürlüğe giren ateşkese rağmen insani tablo her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Saldırılar durmaksızın sürerken, insani yardım tırlarının geçişi kısıtlanıyor. Son olarak ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) ortaya attığı “yardımlar yağmalanıyor” iddiası ise, HAMAS ve Filistinli yetkililer tarafından, insani yardımların azaltılmasını meşrulaştırmaya yönelik kasıtlı bir propaganda girişimi olarak değerlendiriliyor.

Abone Ol

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkese rağmen Gazze’de sahadaki tablo değişmiş değil. Sivil yerleşim alanlarına yönelik saldırılar aralıksız sürerken, insani yardım tırlarının bölgeye girişine uygulanan kısıtlamalar da daha da sıkılaştırılıyor. Zaten sınırlı olan yakıt, gıda ve temel ihtiyaç malzemeleri, sistematik bir şekilde engelleniyor.

Bu tabloya rağmen, Gazze'de ateşkes sürecine garantörlük eden ülkelerden henüz somut bir tepki gelmiş değil. Aksine, ABD ve siyonist terör rejiminin CENTCOM üzerinden ortaya attığı “yardımlar yağmalanıyor” iddiası, yardım akışını tamamen durdurmaya yönelik yeni bir söylem zemini oluşturuyor. Sahada görev yapan uluslararası kuruluşlar bu iddiaları yalanlarken, Filistinli yetkililer ise bu açıklamaların, sahadaki gerçekliği çarpıtarak Filistin kurumlarını itibarsızlaştırmayı ve yardım akışını engelleyerek insani felaketi derinleştirmeyi amaçladığını belirtiyor.

CENTCOM, ABD Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nin Han Yunus'un batısında bir yardım kamyonunun yağmalandığını insansız hava aracıyla tespit ettiğini ve bu kişilerin "HAMAS mensubu olduğundan şüphelenildiğini" ileri sürdü.

Gazze Hükümeti Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, söz konusu iddialar kınanarak, "Filistin güvenlik güçlerinin itibarını zedelemenin amaçlandığı" belirtildi.

Açıklamada, "Filistin polisi, yardım konvoylarını korurken 1000'den fazla şehit vermiş, yüzlercesi yaralanmıştır." ifadesi kullanıldı.

Gazze'deki uluslararası kuruluşların, Filistin güvenlik güçlerinin herhangi bir yağma olayına karışmadığını defalarca teyit ettiği vurgulanan açıklamada, CENTCOM'un iddialarının "kanıtsız ve çelişkili" olduğu belirtildi.

Açıklamada ayrıca, CENTCOM'un, "Gazze'de 40 ülke ve kuruluşun faaliyet gösterdiği" yönündeki ifadesinin gerçeği yansıtmadığı, burada fiilen sadece 22 kuruluşun insani yardım sağladığı ve bunların çoğunun da siyonist terör rejiminin uyguladığı kısıtlamalardan etkilendiği ifade edildi.

HAMAS: Yardımların Azaltılmasını Meşrulaştırmak İçin Yalan Üretiyorlar

HAMAS Hareketi, CENTCOM’un Gazze Şeridi’ndeki insani yardımların “yağmalandığı” yönündeki açıklamasını “asılsız, uydurma ve maksatlı” olarak nitelendirdi.

HAMAS tarafından yapılan açıklamada, bu iddiaların, zaten sınırlı olan insani yardımların azaltılmasını meşrulaştırmak ve uluslararası toplumun Gazze’deki sivillere yönelik abluka ve açlığa son verememesini örtbas etmek amacıyla ortaya atıldığı ifade edildi.

HAMAS’ın açıklamasında, “ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın "’yardım kamyonunun yağmalanması’ iddiasına ilişkin olarak ortaya attığı uydurma iddiaları en sert şekilde kınıyoruz. Bu iddiaların asılsız olduğunu, zaten sınırlı olan insani yardımların azaltılmasını meşrulaştırmak ve uluslararası toplumun Gazze Şeridi'ndeki sivillere yönelik abluka ve açlığa son vermedeki başarısızlığını örtbas etmek amacıyla ortaya atıldığını vurguluyoruz. Gazze'deki polis ve güvenlik güçleri, insani yardım konvoylarını güvence altına alma ve yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlama görevlerini yerine getirirken, binden fazla şehit ve yüzlerce yaralı verdi. İşgal güçlerinin çekilmesinin hemen ardından kaos ve yağma sona erdi. Bu durum, işgal güçlerinin bu çeteleri destekleyen ve varlığına eşlik eden kaosu organize eden tek güç olduğunu doğruladı.”

Açıklamanın devamında ise, şu ifadelere yer verildi:

“Uluslararası ve yerel kuruluşların ve yardım konvoylarında görev alan sürücülerin hiçbirinin bu tür bir olay hakkında herhangi bir ihbar veya şikâyette bulunmadığını vurgulamak isteriz. Bu durum, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın dayandığı manzaranın, kuşatma ve desteğin azaltılması politikalarını meşrulaştırmak için uydurulmuş ve düzenlenmiş olduğunu kanıtlamaktadır.”

Gazze’ye Yeterli Yardım Girmiyor: Bu da Anlaşmanın İhlali

Gazze'deki hükümetin medya ofisinden yapılan yazılı açıklamada, 10-31 Ekim tarihlerinde Gazze'ye giren tır sayılarıyla ilgili güncel rakamlar paylaşıldı.

Söz konusu tarihlerde Gazze'ye sadece 3 bin 203 tırın giriş yaptığı, bunlardan 639'unun ticari olduğu, 2 bin 564'ünün insani yardım taşıdığı bildirildi. Tırlardan 84'ünde yakıt ve 31'inde LPG (yemeklik gaz) olduğu belirtildi.

Ateşkese göre günlük 600 tır girişinin olması gerekirken, bu sayının 145 ile sınırlı kaldığı, bunun, üzerinde anlaşma sağlanan sayının sadece yüzde 24'üne tekabül ettiği kaydedildi.

Söz konusu dönemde 1100 akaryakıt ve LPG tırının girmesi gerektiği, ancak bunun 115 ile sınırlı kaldığı belirtildi.

Bu veriler göz önüne alındığında, hastaneler, fırınlar ve tesislerin işletilmesi için gereken temel enerji kaynaklarını kasıtlı olarak kısıtlama politikasının sürdüğünün anlaşılacağına işaret edildi.

Açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump, anlaşmanın garantör ülkeleri ve ara buluculardan, siyonist terör rejimini , başta insani yardım girişleri olmak üzere anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlaması istendi.

Tohum Girişi Bile Yasak

Siyonist terör rejimi Gazze’ye sadece insani yardım girişini değil tohumların bile girişini engelliyor.

Gazze Şeridi, 2023 Ekim ayından bu yana süren yıkıcı savaşın ve kuşatmanın tarım üzerindeki yıkıcı etkileriyle karşı karşıya. Bir zamanlar yüzbinlerce kişiye istihdam ve gıda sağlayan tarım sektörü, art arda gelen bombardımanlar ve sıkı içerik kısıtlamaları nedeniyle neredeyse tamamen yok oldu.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile BM Uydu Gözlem Merkezi (UNOSAT) tarafından yapılan Ortak Değerlendirme raporuna göre, Mayıs 2024 itibariyle Gazze'deki ekilebilir arazilerin yüzde 80'i zarar gördü, yüzde 77.8'i ise tamamen ulaşılamaz hale geldi. Seraların yüzde 71.2'si, su kuyularının ise yüzde 82.8'i ya tahrip edildi ya da kullanılamaz durumda.

Gazze Tarımsal Kalkınma Derneği yetkililerinden Bahaa Zakut'a göre, şu anda tarım Gazze GSYH'sinin sadece yüzde 2'sini oluşturuyor. Savaş öncesinde bu oran yüzde 11 civarındaydı. Zakut, "Bu bir tesadüf değil, sistematik bir yok etme stratejisi" diyerek, Şubat 2024 itibariyle 61 milyon ton molozun tarım alanlarını kapladığını ve bunların yüzde 15'inin asbest gibi zehirli maddeler içerdiğini vurguluyor.

Daha da çarpıcısı, tarımsal üretime geri dönüş için gereken en temel girdiler, yani tohumlar ve gübreler Gazze'ye sokulmuyor. Siyonist terör rejimi , domates, hurma gibi ürünlerin içindeki tohumları "çift kullanımlı" malzeme sayarak yardım tırlarından çıkartılmasını istiyor.

Tarım kadar balıkçılık da sınırlamalarla kuşatılmış durumda. Gazze'li balıkçılar sadece kuzeyde 6, güneyde 15 deniz mili sınırı içinde avlanabiliyordu. Soykırımla birlikte denize açılmak neredeyse imkansızlaştı.

Gazze’ye Yönelik Bombardıman da Sürüyor

Siyonist terör rejimi Gazze ateşkes anlaşmasını sadece yardım girişini engelleyerek sabote etmiyor. Yerleşim yerlerine yönelik saldırılar da sürüyor.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığının verilerine göre, ateşkesin başlamasından bu yana siyonist terör rejiminin saldırılarında 226 kişi şehit oldu.

Son olarak 2 Kasım Pazar günü siyonist terör rejimi ordusuna ait askeri araçlardan Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze kentinde ateş açıldı. Kentin Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde Filistinlilere ait bazı evler patlayıcılarla havaya uçuruldu.

Siyonist terör rejimi topçu birlikleri, Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin doğusunu bombaladı, bölgeye ateş açtı.

Ayrıca savaş uçakları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine 3 hava saldırısı düzenledi.