Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Külliyesi’nde düzenlenen AK Parti Gençlik Buluşmaları Kampüs Programı’na katıldı. Erdoğan, sıcak bir atmosferde gerçekleşen buluşmada 81 ilden 207 üniversiteden gelen öğrencilerin sorularını cevapladı, onlarla sohbet etti.

27 YIL ÖNCE BURADA BELEDİYE BAŞKANIYDIM, ŞİMDİ CUMHURBAŞKANIYIM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak katıldığı bir programın yapıldığı tarihi salonda, bu kez Cumhurbaşkanı sıfatıyla gençlerle bir araya geldi ve "Sizlerden sadece cesaret değil, ilham da aldık" dedi.

Konuşmasına gençleri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin pırıl pırıl yüzlü üniversiteli gençleriyle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Gençlik buluşmaları Türk siyasetine bizim kazandırdığımız, bizimle sembolleşen özgün çalışmalardan biri" ifadelerini kullandı. Daha önce Konya'dan Muğla'ya birçok ilde gençlerle buluştuğunu hatırlatan Erdoğan, bu buluşmaların kendi ufkunu da açtığını belirtti.

Erdoğan, siyasi hayatı boyunca gençlerle birlikte olmaya özel önem verdiğini vurgulayarak, "Hayalini kurduğumuz Türkiye'nin umudu olan siz genç kardeşlerimden sadece cesaret değil, aynı zamanda ilham da aldık. Mesuliyetimizin büyüklüğünü gördükçe başta gençlerimiz olmak üzere seksen altı milyonun esenliği için daha çok çalıştık, daha çok koşturduk" diye konuştu.

27 YIL SONRA AYNI SALONDA

Konuşmasında, buluşmanın gerçekleştiği tarihi binanın hem kendisi hem de Türk siyasi tarihi için önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Bugün çatısı altında bir araya geldiğimiz bu tarihi bina hem şahsımın siyasi hayatında hem de Türk siyasal tarihinde özel bir yere sahip. Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane olarak uzun yıllar hizmet veren bu bina, aynı zamanda gazeteci merhum Mehmet Ali Birand'ın hazırlayıp sunduğu 32. Gün programının çekildiği mekandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydım. 1998 yılında bu salonda rahmetli Birand'ın misafiri olmuş, üniversite öğrencilerinin sorularını cevaplamıştım. 27 yıl sonra bu sefer Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yine aynı mekanda üniversite gençliğiyle birlikteyim."

İSTİSMARCILARA KARŞI DİKKATLİ OLUN UYARISI

Türkiye'de gençlere yönelik istismarcı bir bakış açısının her zaman var olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençleri bu çevrelere karşı uyardı. Erdoğan, bu zihniyetin 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde gençleri kışkırtarak sokakları ateşe çevirdiğini belirtti.

Gezi olaylarını da hatırlatan Erdoğan, "Bunları Gezi olaylarında ağaç bahanesiyle hükümeti devirmeye çalışırken görürsünüz. Bunları halkın parasını yağmalayan suç örgütlerini yargıdan kaçırma teşebbüslerinde görürsünüz. Bunları şimdi de sosyal medyada farklı maskeler altında provokatörlük yaparken görürsünüz. Gençlerimizden bu istismarcılara, bu millet düşmanlarına karşı dikkatli olmalarını özellikle rica ediyorum. Sakın bunlara aldanmayın. Mürüvvetinizi görmek isteyen anne babalarınız için, bu milletin, bu ülkenin aydınlık geleceği için, lütfen gençler, bunlara fırsat vermeyin. Kendi geleceğinize de ülkemizin geleceğine de sahip çıkın. Allah'ın izniyle daha önümüzde birlikte yürüyeceğimiz uzun bir yol var. Rabbim ömür verirse sizlerle birlikte daha nice başarılara, nice zaferlere imza atacağız. Bunun hayalini kuruyor, bu güzel ideal için her birinize güveniyorum. Sizlere hayat adına belirlediğiniz hedeflerde başarılar diliyorum. Gençlik buluşmaları programının hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Yusuf İbiş kardeşimi bu güzel buluşma için tebrik ediyorum. 81 ilimizdeki 207 üniversitemizden gelen siz değerli genç kardeşlerime katılımlarınızdan ötürü çok teşekkür ediyorum. Şimdi sizleri dinleyeceğim ama rahmetli Ahmet Kaya'yı bir daha dinleyelim.​" ifadelerini kullandı.

"KENDİMİZE İNANACAĞIZ"

Konuşmasına gençlere "Her şeyden önce kendimize inanacağız" diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi değerleriyle yola devam etmenin önemine dikkat çekti. Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Akif Ersoy'un eserleriyle büyüdüğünü belirten Erdoğan, Ersoy'un "Zulmü Alkışlayamam" şiirinden dizeler okudu: "Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım ama severim mazlumu." Erdoğan, bu anlayışla yetiştiğini ve gençlere de bu ruhu aşılamaya çalıştığını ifade etti.

"MAĞARALAR BOŞALDI, SİLAHLAR YAKILDI"

Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisi Sıla Alkan’ın "‘Terörsüz Türkiye gençlere bırakacağımız en büyük mirastır’ sözünüzle ne ifade etmek istiyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Erdoğan, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü belirtti. Yıllarca Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun "terörle" yoğrulduğunu hatırlatan Erdoğan, "Askerimizle, polisimizle, istihbarat teşkilatımızla terörsüz Türkiye'nin adımını attık. Şu an itibarıyla gerek Güneydoğu, gerek Doğu Anadolu, bu bölgelerde belki birkaç mağara kaldı ama bütün bunların dışında her yeri temizledik. Mağaralar boşaldı, silahlar yakıldı. Hamdolsun Güneydoğu'ya, Doğu'ya artık bir sulh-u sükun gelmiş vaziyette. Artık yaylalara, dağlara herkes rahatlıkla çıkıyor. Çobanlar koyunlarını, kuzularını rahatlıkla otlatabiliyor," şeklinde konuştu.

SAVUNMA SANAYİ AÇIKLMASI

Ankara Medipol Üniversitesi’nde Robotik ve Yapay Zeka okuyan bir öğrencinin, insansız hava aracından yapılan ilk havadan havaya füze atışına ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, savunma sanayiindeki gelişmelere dikkat çekti. Akıncı ve Kızılelma gibi projelerin önemini vurgulayan Erdoğan, "Gerek bu Akıncı, gerek Kızılelma, bunlar şu anda kendi füzemizi havada ateşleyerek hamdolsun vurma noktasına geldiler. Bu, Türkiye için çok çok önemli bir adım. Kendi Kızılelma'mızla, kendi füzemizle havada atışları yapmak suretiyle bununla netice alma konumuna geldik," dedi. Erdoğan, bu başarıda emeği geçen Baykar grubuna da teşekkürlerini iletti.

"İSRAİL'İN KARŞISINDAKİ EN BÜYÜK GÜÇ BURADA"

Erdoğan, işgalci rejimin saldırılarına de değinerek, "Bu ihanetlerin karşısında en büyük güç kimdir, neresidir derseniz, burası. Bunu birlikte yapacağız. Sizin gözlerinizde ben o inancı, o güveni görüyorum" dedi.

HAPSE GİRMESİNE NEDEN OLAN ŞİİRİ OKUDU

Programda söz alan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Anıl Toksöz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 28 yıl önce bir şiir yüzünden hapse atılmasının kendisi için neyin başlangıcı olduğunu sordu ve o şiiri okumasını rica etti.

Erdoğan, öğrencinin isteğini kırmayarak, kendisine hapis cezası getiren Ziya Gökalp'e ait dizeleri okudu: "Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker... Zaferlerin kapusu, Anadolu'nun tapusu, Malazgirt'ten ta Çanakkale'ye, imanın geçilmez kalesine kadar ecdadımızı zaferden zafere koşturan şey, şu anda içinde bulunduğumuz iman birliğidir, iman dayanışmasıdır."

Şiiri okuduktan sonra o süreci anlatan Erdoğan, "Buna rağmen ne olursa olsun kim okuduğu önemli. Oradan yaklaşarak hemen dava açıldı. Hayırlısıyla biz de cezaevine gittik. Ama bak oradan çıktık, fazla sürmedi. On beş ay sonra siyasette kapılar bize farklı bir şekilde açıldı. Yeni bir dünya kuruldu ve Türkiye'de hamdolsun yeni bir dönemin kapıları açıldı" şeklinde konuştu.

ERDOĞAN, STOLTENBERG İLE OLAN 'MISIR' ANISINI ANLATTI: HATIRATINA YAZACAĞINI NEREDEN BİLEYİM?

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğrencisi Atakan Alan'ın, eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in anı kitabında bahsettiği mısır anısını sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, o günü anlattı. Stoltenberg'in Dolmabahçe'deki ziyaretine denk gelen günün mısır ve kestane mevsimi olduğunu belirten Erdoğan, "Mısırla tanışır mısın dedim. Baktım biraz zor tanışıyor. Ben dedim çok severim. Sana da ikram edeyim. Mısır kestanesiz olmaz. Arkadaşlara dedim ki hemen mısır aldırın. Kestane ile beraber o gün orada bir mısır yedik. Fakat böyle hatıratına bunları zikredeceğine, oraya koyacağını nereden bileyim? Sağ olsun, var olsun. İyi bir insandı. Hoş bir insandı. Onunla uzun yıllar beraber çalıştık. Temenni ederim ki inşallah Rutte (NATO Genel Sekreteri Mark Rutte) de aynen Stoltenberg gibi bu süreci devam ettirir" ifadelerini kullandı.

DEPREM BÖLGESİNDEKİ KONUT ÇALIŞMALARI: ÖNÜMÜZDE ADIYAMAN VAR

Malatyalı Tıp fakültesi öğrencisi Numan Ülgen'in deprem bölgesindeki çalışmalar ve sosyal konut projeleri hakkındaki sorusunu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya'nın depremde en büyük darbeyi alan illerden biri olduğunu söyledi. Erdoğan, bölgedeki konut çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:

"Şu an itibariyle 350 bine yakın konutu Malatya'da ayağa kaldırdık. Sağ olsun ilgili bakanım ve ekibi çalışmalarını burada kararlılıkla yürütüyor. Sadece konutlar değil, bunun yanında tabii bir de deprem konutlarıyla beraber köy evlerini de yapıyoruz. Köy evleriyle de buralarda çok farklı bir hava estiriyoruz. Yani özellikle CHP'nin 'bunlar bunu yapamaz, yetiştiremez' dedikleri bu yerlerde biz hem deprem konutlarını yaptık hem köy konutlarını yaptık. Ve buralara da artık vatandaşlarım yerleşir hale geldi. Bir taraftan inşa ediyoruz, bir taraftan açılış ve deprem konut teslim törenlerini de yapıyoruz. Şimdi önümüzde de inşallah aynı şekilde Adıyaman'la ilgili adımlarımız olacak ve oradaki konutları da yavaş yavaş teslim etmeye başlayacağız."

Muhabir: FATİH SİVİ