Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölgesel Barış ve Güvenlik" temasıyla Azerbaycan'ın ev sahipliğinde yapılan zirvenin oturumunda katılımcılara hitap etti:
"Teşkilatın geride bıraktığı 16 yıl gibi kısa sürede dilde, fikirde, işte birlik şiarıyla kaydettiği başarılara her geçen gün yenisini ekliyoruz.
Çok taraflılığın giderek aşındığı BM Güvenlik Konseyi'nin birçok meseleye kayıtsız kaldığı uluslararası sistemle karşı karşıyayız.
Teşkilatımızın bu değişen koşullara ayak uyduran, sözüne güvenilen, ortak duruş sergileyen bir yapıya dönüşmeli büyük önem arz ediyor. Teşkilatımız içine kapanık bir yapı değil. Bugün mutabık kaldığımız TTD+ formatının 3. taraflarla işbirliğimize yeni bir soluk getireceğine inanıyorum.
Terörizmden yasa dışı göçe, siber güvelikten iklim değişikliğine; ortak hareket edebileceğimizi düşünüyorum.
Çalışmalarımızın devamının çok mühim olduğunun altını çizmek isterim. Türk dünyasının bölgemizin güvenliğinde ve birçok konuda daha güçlü bir rol alabileceğine inanıyoruz.
İsrail hükümetinin Lübnan ve Suriye'yle başlayan, Yemen ve İran'la devam eden, son olarak da Katar'ı hedef alan saldırılar; bölgeyi hedef alan ne büyük tehdidin bu ülkeden kaynaklandığını gösteriyor.
İki devletli bir çözümün kalıcı ve adil bir barışa kapı açacağına inanıyoruz. Suriye'de ise istikrarın tesisi olmazsa olmaz bir gereklilik. Birçok zorlukla mücadele etmesine rağmen Suriye hükümetinin son 9 ayda kaydettiği gelişme, geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın aramızda bulunmasından son derece memnunum. İki devletli adil çözüm yolunda Türk dünyasının KKTC'yi yalnız bırakmamasından memnuniyet duyuyorum.
Bugün gösterdiğimiz dayanışma, parlak bir geleceği bize gösteriyor."




