Dünya genelinde birçok kültür, dolunay ile insanlarda görülen gizemli davranışlar ve uyku kalitesine etkisi arasında bir bağ kurmuştur. Ancak modern bilimsel araştırmalar, bu karmaşık ilişkinin şifresini çözmüş gibi görünüyor. Peki, gerçekten bir bağlantı var mı?
Pek çok kişi, dolunayı uykusuzluk ve alışılmadık davranışlarla ilişkilendirir. Hatta İngilizce’de "çılgınlık" anlamına gelen “lunacy” kelimesi, Latince'de "ay" anlamına gelen “luna” kelimesinden türetilmiştir.
Uyku tıbbı alanında uzman araştırmacılar, dolunayın gerçekten de insanlarda uyku düzenini etkilediğini doğruluyor. Ancak bu etki, efsanelerde anlatıldığı kadar dramatik değil. Dolunaydan önceki gecelerde, bireylerin ortalama uyku süresinde belirgin bir azalma görülüyor. Ortalama olarak insanlar, yaklaşık 20 dakika daha az uyuyor, uykuya dalmaları daha uzun sürüyor ve enerji yenileyici derin uyku süreleri kısalıyor.
Bilim insanları, bu etkinin temel nedeninin geçmişte sanıldığı gibi gizemli güçler değil, dolunaydan yayılan ışık olduğunu belirtiyor. Gece saatlerinde parlak ay ışığı, insan vücudunun biyolojik saatini etkileyerek, uykuyu düzenleyen melatonin hormonunun salgılanmasını azaltıyor ve beyni uyanıklık durumunda tutuyor.
Bu etki kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayanlar, yapay ışık kaynaklarının az olması nedeniyle dolunaydan daha fazla etkilenirken, şehirde yaşayanlar bu durumdan daha az etkileniyor. Araştırmalar ayrıca, erkeklerin dolunay döneminde kadınlara kıyasla bu etkiye daha hassas olduğunu ortaya koyuyor.
Dolunayın ruhsal bozukluklarla ilişkilendirilmesine gelince, istatistiksel veriler bu yaygın inancı desteklemiyor. Bilimsel araştırmalar, dolunay döneminde psikiyatri hastanelerine yatış oranlarında ya da suç oranlarında belirgin bir artış olduğunu göstermedi. Dolayısıyla gözlemlenen alışılmadık davranışlar büyük olasılıkla doğrudan ayla değil, uykusuzlukla ilişkilidir.
Sonuç olarak, uzmanlar, uyku kalitesini gerçekten etkileyen faktörlere odaklanılması gerektiğini vurguluyor. Örneğin, uyumadan önce elektronik ekranlara maruz kalmanın azaltılması, karanlık ve sessiz bir uyku ortamı sağlanması ve düzenli bir uyku programına sadık kalınması önemlidir. Ayın uyku üzerindeki etkisi gerçek olsa da sınırlıdır. Asıl tehdit, modern çağın yaygın sorunu olan yapay ışıklar ve dijital cihazlardır.





