Bununla birlikte altın, salt bir yatırım aracı olmaktan çıkarak stratejik finansal egemenliğin sembolü olarak yeniden sahneye çıkıyor. NeoVision kurucu ortağı ve CEO’su Ryan Limand, Sky News Arabia’daki “Business with Lubna” programında doların düşüşüyle altının yükselişine ışık tutan analizler sundu.

Limand, 1980’lerde Fed başkanı Paul Volcker’ın ortaya koyduğu politika ile Reagonomics’in ABD’yi nasıl ekonomik bir süper güç haline getirdiğini anlattı. O dönem cesur politikalar disiplinle birleşmişti. Bugün ise ABD borcu "komedi" sınırına gelirken dolar sisteme güveni çökertiyor.

1970’lerde doların altın standardından tamamen kopması ilk aşamada krize neden olmadı çünkü güven yüksek idi. Ancak bugün; doların alım gücü ve uluslararası itibarının düşmesi, altına olan ilgiyi katbekat artırıyor. Limand’a göre, altın yükseliyor çünkü dolar değer yitiriyor — kriz değil ama ciddi bir alarm çanıdır bu.

Başkan Trump’ın “doların zayıf olmasını istiyorum” söylemi, uluslararası yatırımcıları paniğe sevk etti. Limand şöyle diyor: "Devlet başkanı para biriminin sırf zayıf olması gerektiğini söylüyorsa, büyük yatırımcılar refleks olarak dolardan kaçıyor." Dolar endeksinin yıl sonunda %20 düşme ihtimali ise ciddi bir güven krizine işaret ediyor.

Limand, Fed Başkanı Jerome Powell’ı siyasi baskılara karşı duran ender liderlerden biri olarak övdü. Bazı ülkeler (örneğin Japonya) ithalat vergilerinin yükünü kendi şirketlerine yüklense de, ABD firmaları doğrudan tüketiciye aktarınca fiyatlar artıyor. Fed, bu belirsizlik ortamında doğru zamanda karar almak için bekliyor.

Amerikan dolarının küresel hâkimiyetinin sorgulandığı bu süreçte altın, rezerv ve korunma amacıyla yeniden ön plana çıkıyor. Eğer bu eğilim devam ederse, doların egemen durumu zayıflayabilir. Altın ise kendisini kurumsal portföylerde daha merkezi konumlara taşıyabilir.

Muhabir: Huseyin Gizli