Kültür & Sanat

Diyarbakır’da kaç Han var? O Hanlar ne amaçla inşa edildi? Şuan kullanılan kaç Han kaldı? İşte Ayrıntılar

Binlerce yıllık geçmişiyle medeniyetlerin kavşağında yer alan Diyarbakır, tarihi ve kültürel zenginliğiyle her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Şehrin kalbinde yükselen hanlar ise, adeta zamanın durduğu mekânlar gibi geçmişle günümüz arasında köprü kuruyor. Peki, Şehir içi hanlar neden kale gibi değil de çarşıların ortasında yapıldı? Osmanlı döneminde Diyarbakır’da kaç han vardı, kaçı bugün hâlâ ayakta?

Abone Ol

Dicle'nin kıyısında yükselen, taşları tarihle yoğrulmuş Diyarbakır, yalnızca surlarıyla değil; yüzyıllara meydan okuyan hanlarıyla da ziyaretçilerini geçmişin izinde bir yolculuğa çıkarıyor. Kültürel mirasıyla dikkat çeken şehir, hanlarıyla tarih meraklılarına eşsiz bir deneyim sunuyor. Tarihi hanlar, sadece ticaretin değil, mimarinin de hafızası olabilir mi? Peki Diyarbakır’da kaç Han var? O Hanlar ne amaçla inşa edildi? Şuan kullanılan kaç Han kaldı? İşte Ayrıntılar İşte ayrıntılar

Osmanlı döneminde şehir içi hanlar neden bu kadar önemliydi? Neden bazı hanlar ayakta kalırken, diğerleri tarihe karıştı? Bu soruların yanıtları, Diyarbakır’da hâlâ varlığını sürdüren tarihi hanlarda gizli.

  1. yüzyıldan itibaren Osmanlı’da merkezi otoritenin güçlenmesiyle şehir içi hanlar yaygınlaşmaya başladı. Bu yapılar genellikle kare ya da dikdörtgen planlı, bazen de arsa yapısına göre asimetrik şekilde inşa edildi. İçlerinde tüccarlara ait odalar, depolar ve yolcular için konaklama alanları yer aldı. Hanlar, halkla iç içe olmasıyla kervansaraylardan ayrıldı; çünkü şehir dışındaki kervansarayların aksine, bu yapılar şehrin çarşılarının kalbine kuruldu.

Diyarbakır'da Osmanlı döneminde 25 hanın varlığı tespit edildi. Ancak bu hanlardan yalnızca Deliller Hanı, Hasan Paşa Hanı, Çifte Han ve Sülüklü Han bugüne kadar tamamen ya da kısmen ayakta kalmayı başardı. Diğerlerinin ise yalnızca isimleri biliniyor; yerleri ve mimari özelliklerine dair kesin bilgiler arşiv belgelerine dayanarak sınırlı şekilde ortaya konabiliyor.

Tarihi kayıtlara göre, bu hanların birçoğu kent merkezine inşa edilirken, 19. yüzyıldan itibaren ticaretin doğuya ve sur dışına taşınmasıyla birlikte şehrin kuzeyinde yeni hanlar yükselmeye başladı. Bu da Diyarbakır’ın ticaret haritasında önemli bir değişimi beraberinde getirdi.

Hasan Paşa Hanı

Özellikle Hasan Paşa Hanı, Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu ve dönemin Diyarbakır Valisi Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1572-1575 yılları arasında inşa edildi. Han, yalnızca bir konaklama ve ticaret noktası değil, aynı zamanda dönemin Osmanlı mimarisinin ve şehircilik anlayışının da önemli bir temsilcisi olarak kabul ediliyor.

Sülüklü Han

Sülüklü Han, 1683'te Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve onun kız kardeşi Atike Hatun tarafından inşa edilmiştir. Han'ın yapısında siyah bazalt taş kullanılmıştır.

Deliller Hanı

Mardin Kapı yakınında yer alan han, halk arasında Hüsrev Paşa Hanı olarak da adlandırılmaktadır. Bu han, 1527-1958 yılları arasında Diyarbakır’ın ikinci Osmanlı Beylerbeyi Deli Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır.