Fransa, İtalya ve Belçika’daki çiftçi protestoları, AB–Mercosur Anlaşmasının imzalanmasını fiilen durdurdu. Bu anlaşma, 26 yılı aşkın süredir müzakere edilen ve Birliğin tarihindeki en büyük ticaret anlaşmalarından biri olarak görülüyordu.

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, pazar günü Mercosur Zirvesi sırasında yaptığı açıklamada, Brüksel’in anlaşmayı erteleme kararını sert biçimde eleştirdi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in anlaşmayı sonuçlandırmak üzere Brezilya’ya gitmeye hazırlandığı bir dönemde gelen bu ertelemenin sürpriz olduğunu vurgulayan Lula, çeyrek asrı aşan müzakerelerin siyasi irade ve lider cesareti olmadan tamamlanamayacağını söyledi.

Lula, sorumluluğu doğrudan Avrupa tarafına yükleyerek, ertelemenin İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin talebi ve Fransa’nın, çiftçi protestolarının baskısı altında yürüttüğü muhalefet nedeniyle gerçekleştiğini belirtti. Brezilya lideri bununla da yetinmeyerek, Mercosur’un Avrupa takvimlerine rehin kalmayacağını açıkça ifade etti; blokun başka ortaklarla çalışmaya devam edeceğini ve “dünyanın Mercosur ile anlaşma yapmak istediğini” vurguladı.

Mercosur, 1991 yılında kurulan, Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay’ı kapsayan Güney Amerika merkezli bir ekonomik-ticari bloktur. Amaç, üye ülkeler arasında serbest ticareti ve ekonomik entegrasyonu güçlendirmektir. Düşük üretim maliyetleri ve geniş tarım alanları sayesinde Mercosur, dünyanın en büyük tarım ürünü ihracatçıları arasında yer alıyor. Son yıllarda ise büyük küresel güçlerin ticari ortaklık aradığı önemli bir jeo-ekonomik aktör haline geldi.

Avrupa Birliği bugün yalnızca dış ticaret hesaplarıyla sınırlı olmayan, çok katmanlı bir ekonomik ve siyasi açmazla karşı karşıya. Mercosur ile yapılacak anlaşma artık Komisyon koridorlarında sıradan bir ticaret anlaşması olarak değil, çiftçi öfkesinin büyüdüğü bir ortamda sosyal bir bomba olarak tartışılıyor.

Anlaşmanın imzalanması halinde, Birliğin ödeyeceği ilk bedel Avrupa kırsalında doğrudan bir toplumsal gerilim olacak. Özellikle Fransa, İtalya ve Polonya’daki çiftçi sendikaları, anlaşmayı basit bir rekabet değil, varoluşsal bir tehdit olarak görüyor. Reuters’a göre Avrupalı çiftçiler, Güney Amerika’dan daha gevşek çevresel ve düzenleyici standartlarla üretilen tarım ürünlerinin Avrupa pazarına girmesinin, kâr marjlarını çökerteceğini ve binlerce küçük ve orta ölçekli çiftliği piyasadan sileceğini savunuyor.

Mercosur Anlaşması neleri kapsıyor?

AB–Mercosur Anlaşması, yalnızca pazar büyüklüğü açısından değil; ekonomik, sektörel ve çevresel iç içe geçmişliği bakımından da AB’nin müzakere ettiği en kapsamlı serbest ticaret anlaşmalarından biri. Avrupa Komisyonu’na göre anlaşma, yaklaşık 780 milyon tüketiciyi kapsayan ve küresel GSYH’nin yaklaşık dörtte birini temsil eden bir ortak ticaret alanı oluşturmayı hedefliyor.

Anlaşma, iki taraf arasında gümrük vergilerinin yaklaşık %90’ının kademeli olarak kaldırılmasını öngörüyor. Komisyon belgelerine göre AB; otomotiv, yedek parça, makineler, sanayi ekipmanları, kimyasallar ile gibi yüksek katma değerli ihracat sektörlerinde ciddi avantaj elde edecek.

Buna karşılık Mercosur ülkeleri, sığır eti, kümes hayvanları, şeker, etanol, pirinç, bal ve soya başta olmak üzere tarım ürünleri için Avrupa pazarına genişletilmiş tercihli kotalar kazanacak. AB Konseyi belgeleri, bu kotaların üst sınırla sınırlı olmasına rağmen, Avrupa pazarında hissedilir bir fiyat etkisi yaratacak kadar büyük olduğunu belirtiyor.

Muhabir: Muhammed Mahsum Tuna