Ohio Eyalet Üniversitesi’nden araştırmacılar, 66.263 kişinin nüfus kayıtlarını inceledi ve yaşam süreleriyle su kütlelerine yakınlıkları arasındaki ilişkiyi analiz etti. Bu tamamen rastgele bir hipotez değildi, çünkü daha önceki araştırmalar “mavi alanlar” ile sağlık açısından olumlu etkiler arasında bağlantılar bulmuştu. Ancak bu çalışmada ekip özellikle yaşam süresi üzerine odaklanmak istedi.
Veriler, sahil bölgelerinde yaşamanın daha uzun bir ömürle ilişkili olduğunu ortaya koydu. Ancak şaşırtıcı bir şekilde, göl ya da nehir gibi iç su kütlelerinin yakınındaki kentsel alanlarda yaşamanın böyle bir etkisi bulunmadı.
Ohio State Üniversitesi’nden çevre sağlığı bilimcisi Jianyong Wu şöyle diyor:
“Genel olarak, sahil bölgelerinde yaşayanların 79 yıllık ortalama yaşam süresine kıyasla bir yıl veya daha fazla uzun yaşaması bekleniyor. Buna karşılık, iç nehir ve göllere yakın kentsel alanlarda yaşayanların ise yaklaşık 78 yaşında hayatını kaybetme olasılığı daha yüksek.”
Bu kadar çok faktör yaşam süresini etkilediğinden, bu çalışma doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi göstermiyor.
Araştırmacılar birkaç olası faktöre işaret ediyor: Genel olarak, sahil bölgeleri daha az sıcak ve soğuk günlere sahip, hava kalitesi daha iyi ve iç bölgedeki kentsel alanlara göre daha fazla eğlence/aktivite olanağı sunuyor. Ayrıca, deniz kenarındaki mülklerin maliyeti genellikle daha yüksek olduğundan, yüksek sosyoekonomik statü de önemli bir etken olabilir.
İç su kaynaklarının (göl, nehir) yakınında yaşamak ise çok daha değişken bir tablo sunuyor. Ancak ekip, kırsal ve kentsel alanlar arasında bir ayrım yapıyor. Kırsal alanlarda iç su kaynaklarına yakın yaşamak yaşam süresini artırabiliyor – fakat sahil kenarındaki yaşam kadar etkili değil.
Ohio State Üniversitesi’nden ekolojik coğrafyacı Yanni Cao durumu şöyle özetliyor:
“İç su kaynaklarına yakın kentsel alanlarda, kirlilik, yoksulluk, fiziksel aktivite için güvenli alanların eksikliği ve sel riskinin artması gibi etkenler bu farkların başlıca nedenleri olabilir.”