Batman'da 1998 yılında polis tarafından kaçırılarak infaz edilen 6 çocuk babası Cevzet Soysal (44) cinayetinde parmağı olduğunu itiraf eden eski istihbaratçı Hulusi Cemil Altınlı, TVNET'te Ferhat Ünlü ve Abdurrahman Şimşek'in birlikte sunduğu 'Haber Analiz' programına analist olarak katıldı.
Ocak ayında ceza aldığı bir davadan yeniden yargılanarak beraat ettirilen Altınlı'nın, masum bir sivili kaçıran ekipte yer aldığını itiraf ettiği halde tutuklanmak yerine Ulusal bir kanalda analiz yapması için çağrılması, 'Burası Türkiye, adaletin yerine getirilmesi dışında her şey olabilir' şeklindeki klasik cümleyi akıllara getirdi.
"Cinayetle ilgili çok ciddi bir işlem yok"
Bu arada programın sonlarına doğru söz alan gazeteci Abdurrahman Şimşek, Cevzet Soysal cinayetiyle ilgili yürütülen soruşturmada ciddi bir adli işlemin olmadığının altını çizerek, "Kaç önce siz (Altınlı) ekrana çıktınız söylediniz, Sabri Uzun ile biz çıktık, çocuklarını kızlarını çıkardık, halen bir hareket yok. Bu cinayetle ilgili çok ciddi bir işlem yok. Batman Cumhuriyet Savcılığındaki soruşturma savcısı, dinleme talep ediyor, maalesef mahkemeden ret cevabı alıyor. Dinleme kararları mahkemelerde oy çokluğuyla veriliyor. Mahkemenin bir üyesi hep 'hayır' diyor. Soruşturma imamlara gitti, sizin (Altınlı'ya hitaben söylüyor) Batman'da polisten sorumlu abiniz, o öğretmen olan… Oradan oraya herkes işi sulandırdılar. Yani devlet kendi şeyinde bir cinayeti, bir şahsı kaçırıp öldürüp, sizin itiraflarınıza rağmen halen ortaya koyamıyorsa burada bir tıkanıklık var. Biz iyi tablo tabi çizeriz, ama bizim negatif yönleri de ortaya koymamız lazım. Ki medyanın ana görevi bir konuya açmak, irdelemek" ifadelerini kullandı.
"Cinayeti ortaya çıkaran benim"
Şimşek'in sarf ettiği ifadeler üzerine söz alan eski istihbaratçı Hulusi Cemil Altınlı, "Madem bu konuyu açtınız… Kendim eski tecrübelerime dayanarak, bir takım tıstasları bir araya getirdiğimde şunu görüyorum. Hani 'bu cinayetle ilgili ne yapıldı?' diyorsunuz. Telefon dinlemelerle ilgili ağır cezadaki üyenin devamlı engel olduğunu ve konuda teknik takibin dahi yapılamadı. Ama ben şundan çok eminim ki; bu olayı ortaya çıkaran benim. Bu olayı en ince ayrıntısına kadar anlatan da benim. Ama şu anda dinlenen de benim. Ben bu kadar söyleyeyim" diye konuştu.
Konuşmalar esnasında gazeteci Abdurrahman Şimşek, ağır ceza mahkemesinde savcının teknik takibine karşı çıkan Hakimin değiştirildiği bilgisini paylaştı.
Olayın geçmişi…
Batman TPOA`da çalışan Cevzet Soysal (44) 1998 yılında işe gitmek için çıktığı evine bir daha geri dönemedi. Geride yaşları 1,5 ile 17 arasında değişen 6 çocuk kaldı. O gün 15 yaşında Mücahit Soysal`ın babasını bulmak için çaldığı tüm kapılar yüzüne kapandı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun`un yeni çıkan İN isimli kitabında itirafları yayınlanan bir polis memuru, kayıp Cevzet Soysal'ın akıbeti ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi.
Boynu Kırılarak Şehid Edildi
Dönemin Batman Emniyet Müdürlüğü`nde görev yapan polis memuru, 17 Aralık sonrası görevden alınan paralel yapı mensubu iki polis müdürünün emriyle Cevzet Soysal`ı sabah işe gitmek için evinden çıktığı sırada kendilerine JİTEM süsü vererek kaçırdıklarını anlattı. İtirafçı polis memuru, Cevzet Soysal`ın daha sonra Batman`ın Beşiri ilçesi yakınlarında B. isimli Polis memurunca boynu kırılarak şehid edildiğini ve Beşiri kırsalına gömüldüğünü itiraf etti.
Kendisini Tanıyorum
Sabri Uzun`un kitabındaki bilgilere göre bir polis memuru, Paşa Kapısı Cezaevi`nde yatarken paralel yapı tarafından kumpas kurulan ve aynı cezaevinde yatan Emniyet Müdürleri Emin Arslan ve Mustafa Aral`a paralel yapıyla ilgili itiraflarda bulundu. Uzun`un “Kendisini tanıyorum, yazdıklarının doğru olduğuna inanıyorum, yüzde 10`u yalan olabilir` dediği itiraflarda 1999 yılında Batman`da Cevzet Soysal`ın, Sofi Sıddık Öz`ün, Kazım Uysal`ın JİTEM süsü verilerek kaçırıldığı dile getiriliyor.
Üçümüz de Cemaatçıydık
Kitapta “1-Hizbullah mensubu Cezvet Soysal`ın kaçırılıp infaz edilmesi ve Beşiri kırsalına gömülmesi” başlığı altında şunlar anlatılıyor: CC ve A.A, Hizbullah örgütüne karşı istihbarattan ve TEM sorgudan karma bir ekip kurdular. Adını da ‘Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi` koydular. Bu ekipte İstihbarattan ben, Ömer K. ve Aydın M. yer aldık. Üçümüz de aynı zamanda cemaat mensubuyduk. Başımızda C Büro amiri vardı. O da Fethullahçıydı. TEM sorgudan da Muammer komiser B., C., ve İ., isimli polisler vardı.”
JİTEM Süsü Verildi
“Cevzet Soysal`ı 1999 yılında Pınarbaşı Mahallesi`ndeki evinin önünden çalıştığı TPOA`ya gitmek üzere servis beklerken ben, Ömer ve Aydın kendimizi JİTEM görevlisi olarak tanıtarak (Böyle söylememizi C. müdür istiyordu, yasadışı işlerde hep kendimizi Jitemci olarak tanıtmamızı söylüyordu) arabaya bindirip kaçırdık. Kırsal alanda Muammer Komiser`in ekibine teslim ettik. Bahçelievler Mahallesi`nde Polis Cem`in evine götürdüler. Geceleri kırsala götürüp işkenceyle sorguluyorlardı. En son C ve A isimli müdürlerin talimatıyla B., tarafından boynu kırılmak suretiyle infaz edildi ve Beşiri kırsalına gömüldü.”
Aynı Ekip Kazım Uysal'ı da Kaçırdı
Aynı polis memurunun Cevzet Soysal`ı öldüren ekibin kaçırdığı ve 30 gün boyunca illegal olarak işkenceyle sorguladığı isimler arasında saydığı Kazım Uysal da Yeni Şafak`a konuştu. Olayı doğrulayan Uysal, “1999 yılı, Haziran ayında Batman Devlet Hastanesi`ne gittim. Hastane çıkışı, yolun karşısında sivil bir araçla polisler önümü kesti ve ifade vermem gerektiğini söyleyerek zorla arabaya bindirdiler. Emniyete doğru ilerlerken farklı bir yöne saptılar. Ellerimi arkadan kelepçeleyip, yüzüme kar maskesi taktılar. Arabada üzerimi kartonla örtüp ayaklarını üzerime uzattılar” dedi.
24 Gün İşkence Ettiler
O günden sonra kendisine 24 gün boyunca bir inşaatın zemin katında işkence yaptıklarını anlatan Uysal, “Daha sonra beni bir tarlaya bıraktılar. Orada başka polisler gelip resmi olarak gözaltı işlemi yaptı. 6 sene hapis yattım. O binanın bugünkü Batman Emniyet Müdürlüğü binasının o zamanki inşaatı olduğunu, resmi gözaltı günlerinde kulağıma gelen ezan sesi sayesinde anladım. Beni kaçıranlar JİTEM süsü vermek için komutanım, binbaşım diye birbirlerine hitap ediyorlardı. 24 gün boyunca gözüm bağlıydı ve kendimi, Batman ile Diyarbakır arası bir yerde sanıyordum” şeklinde konuştu.
Üç Polisi de Tanırım
“Ancak işkence yaptıklarını bazı kişilerden de saklıyorlardı” diyen Uysal, “Çünkü birileri gelince beni kuytu bir köşeye götürüyorlardı. 24 gün boyunca gözüm kapalıydı seslerini duydum, konuştuk. O dönem görev yapan polisleri gösterseler beni kaçıran 3 polisi de tanırım. Ben hapisteyken eşim, 7 çocuğumuza su satarak, ayakkabı boyayarak baktı” dedi. Uysal`ın kayıp olduğu günlerde Mazlumder yoğun bir kampanya yaparak ortaya çıkarılmasını sağlamıştı.
Tehdit edildim
Kitapta yer alan bilgiler üzerine ulaştığımız Cevzet Soysal`ın oğlu Mücahit Soysal, babasıyla ilgili ilk somut bilgiyi 16 yıl sonra Yeni Şafak`tan öğrendi. 16 yıldır babasıyla ilgili en küçük bir bilgiye dahi ulaşamadıklarını belirten Soysal, babasından haber almak için emniyete gittiğinde tehdit edildiğini kaydetti. Soysal, şunları anlattı; “Babam 9 Kasım 1998 günü evimizin önünden bir Toros arabaya bindirilerek kaçırıldı. Bir daha haber alamadık. Bundan 5 yıl önce Batman Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şubesi`ne gittim. Kapıdan içeri dahi alınmadım. Bir gün arka kapıdan girerek müracaat kısmına ulaştım. Babamın 11 yıldır kayıp olduğunu ve bir haber olup olmadığını sordum. Ancak, ‘Bu olayın üzerine çok gitme, sonun baban gibi olmasın` diyerek tehdit edildim. Bana bir daha gelmememi, başımın belaya gireceğini söylediler.” diye konuştu. Cevzet Soysal`ın oğlu Mücahit Soysal, babası kaybolduğunda 1,5 yaşında olan kardeşinin bugün 17-18 yaşlarına geldiğini gözü yaşlı anlattı.
"Evet doğru"
Sabri Uzun`un kitabında ifadeleri yer alan polis memuruna Yeni Şafak ulaştı. Cezvet Soysal`ı kaçıran, Kazım Uysal`ı bir ay boyunca gözleri kapalı ve bilinmeyen bir yerde sorgulayan polis memurunun verdiği bilgilerle Kazım Uysal`ın aktardığı bilgilerin benzerlik göstermesi dikkat çekti. Kazım Uysal`ın Batman Emniyet Müdürlüğü`nün yeni binasının inşaatında sorgulandığını doğrulayan polis memuru Cezvet Soysal`ın öldürülmesiyle ilgili olarak “Emniyet içerisindeki paralel yapılanma kendilerini başarılı göstermek için maalesef o hukuksuzluğu yaptılar. Yıl 2015 olmuş. Bu gerçekler 17 - 25 Aralık süreçlerinden sonra sayın Cumhurbaşkanımız söyledikten sonra anlaşıldı.” dedi.
Batman`da ikamet eden Soysal ailesinin daha önce yetkililerden yardım istediği ancak kimsenin ailenin feryadını duymadığı ortaya çıktı.
Temmuz 2009'da İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) konuşan Cevzet Soysal`ın eşi Kaside Hanım “Eşim sabah işe gitmek için evden çıktı. Kızım kucağımda olduğu halde ben de onunla kapıya kadar çıkmıştım. Baktım ki bir araba evimizin biraz ilerisinde durmuş. Ben de başımı fazla da dışarı çıkarmadım. Eşimi arabaya koyduklarını gördüm. Ancak arkadaşları olduklarını düşünmüştüm. Kaçırıldığını gören komşumuz yaklaşık on dakika geçmeden evimize gelip eşimin kaçırıldığını bana söyledi. Ben de, “Arabaya koyduklarını gördüm; ama arkadaşları olduğunu sanıyorum” deyince, komşumuz, “Hayır, Cevzet Abi`yi polisler kaçırdı` dedi. Komşumuz olay yerine daha yakındı. Eşiyle beraber Cevzet`i kaçıranların polisler olduğunu görmüşlerdi. Bunun üzerine merak ettik. İşyerine gidip gitmediğini öğrenmek için işyerini aradık ancak işyerine gelmediğini söylediler. Emniyete gittik, bize buraya öyle birinin getirilmediğini söylediler. Sonraki gün tekrar gittik, ifademizi aldılar. Eşimin arkadaşlarının isimlerini vermemizi isteyerek bizlere hakaret ettiler. İfademizi alan memur elindeki dosyayı fırlatarak “Körü körüne gitsin” dedi. O akşam evimize gelerek arama yapıp gittiler. Daha sonra bir kez daha bizleri çağırıp ifademizi aldılar. Bizlere “Ölü de olsa, diri de olsa biz onu bulacağız” dediler. Şu ana kadar da herhangi bir gelişme olmadı.” şeklinde feryat ettiyse de o dönem kimse aileye yardımcı olmadı. (Hürseda Haber)