Küresel çapta artan siyasi ve ekonomik belirsizlik ortamında – ticaret savaşlarından merkez bankaları üzerindeki baskılara kadar – yatırımcılar, altını dalgalanmalara karşı bir korunma aracı olarak görüyor.

Bağımsız analist Ross Norman, “ABD Temyiz Mahkemesi’nin tarifelerle ilgili kararı, Trump yönetimi için kritik bir sınav olacak. Ancak sonuç ne olursa olsun, altın yatırımcılar için piyasadaki çalkantılara karşı bir rahatlama sunuyor” dedi.

Trump yönetimi, geçen hafta temyiz mahkemesinin yasa dışı bulduğu tarifeler hakkında ABD Yüksek Mahkemesi’nden hızlı bir karar talep etmeye hazırlanıyor.

Yatırımcılar, bu ay yapılacak olan ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısında faiz indirimini bekliyor. Faiz indirimi, ekonomik aktiviteyi canlandırabilir ve doları daha da zayıflatabilir. Bu da altına güçlü bir destek sağlar. Çarşamba günü Aralık teslim vadeli altın kontratları 3595,5 dolara ulaştı ve sarı metal üst üste yedinci gün yükseldi.

Başkan Trump, Fed Başkanı Jerome Powell üzerinde baskı kurarak faiz indirimlerini hızlandırmak istiyor. Geçtiğimiz ay Fed yöneticisi Lisa Cook’u görevden almaya çalıştı ve bu durum, merkez bankasının siyasi bağımsızlığı açısından ciddi bir sınav oluşturdu.

Doların yıl başından bu yana %9’dan fazla değer kaybetmesi, altını yabancı alıcılar için daha cazip hale getiriyor. Faiz getirmeyen altın, düşük faiz ortamlarında genellikle daha iyi performans gösteriyor.

ABD’de Cuma günü açıklanacak olan tarım dışı istihdam verisi, Fed’in olası faiz indirimi boyutuna dair sinyaller verecek. Londra’daki Corum Center CEO’su Tarek El-Refai, altının rekor seviyelere ulaşmasının yeni olmadığını ve 2022’den bu yana bu trendin sürdüğünü belirtiyor.

El-Refai, altının bu yıl sonuna kadar 4000 dolara ulaşabileceğini, ancak daha olası seviyelerin 3700–3800 dolar arasında olduğunu ifade ediyor. Bu seviyelere ulaşıldığında bir düzeltme yaşanabileceğini de ekliyor. Bu yükselişi merkez bankalarının yüksek miktarlarda altın alımı destekliyor.

Macquarie’den Marcus Garvey, Fed’in siyasi baskılardan bağımsız kalamaması ve bütçe açığının altın fiyatlarını etkileyen en büyük iki faktör olduğunu söylüyor. BNP Paribas’tan David Wilson ise, “Tüm faktörler altın fiyatları için ideal bir ortam yaratıyor” diyor.

Dünya Altın Konseyi’nden Krishan Gopaul, güvenli liman olarak görülen dolar ve ABD Hazine tahvillerine olan güvenin sorgulanmasıyla birlikte altının doğal bir alternatif haline geldiğini vurguluyor.

ANZ Bank’tan Daniel Hynes ise, düşük borçlanma maliyetleriyle birlikte artabilecek enflasyon riskinin, yatırımcıların altına yönelmesini teşvik ettiğini belirtiyor.

Ukrayna’daki savaşın kısa sürede çözülemeyeceği yönündeki beklentiler de altın fiyatlarını yukarı çeken faktörler arasında.

Finans uzmanı Hanan Ramsis, altın fiyatlarının doğrudan Fed’in faiz kararları ile bağlantılı olduğunu söylüyor. Ramsis, Trump’ın düşük faiz politikasını desteklediğini ve bu yöndeki siyasi baskıların Fed’in kararlarını etkileyebileceğini belirtiyor.

Altının 3500 doları aşarak yükselişini sürdürmesi bekleniyor. Fiyatın 3700 ve ardından 4000 dolara ulaşması mümkün görünüyor. Ancak her yeni seviyede kâr satışları ile birlikte kısa süreli düzeltmeler beklenebilir.

Yatırımcılar, 17 Eylül'de yapılacak olan Fed toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimi olasılığını %98 olarak değerlendiriyor (CME Group’un FedWatch aracına göre).

Dünya genelinde merkez bankalarının tahviller yerine altına yönelmesi de bu yükselişi destekliyor. ABD-Çin ticaret savaşının tırmanması, Çin ve müttefiklerini de altına yöneltiyor.

Altın fiyatları 2023 başından bu yana neredeyse ikiye katlandı. Geçen yıl, altın resmi rezervlerde dolardan sonra en fazla tercih edilen varlık oldu. Hindistan, Çin, Türkiye ve Polonya büyük alıcılar arasında yer aldı.

Goldman Sachs, yatırımcıların küçük bir kısmının bile tahvillerden altına yönelmesi halinde, altın fiyatlarının 5000 dolara ulaşabileceğini belirtiyor. Ana senaryoya göre, fiyatlar 2025 ortasına kadar 4000 dolara, daha iyimser bir senaryoda ise 4500 dolara yükselebilir.

Muhabir: Hamza Durmaz