Hegseth’in açıklamaları, Çin hükümetinden sert bir tepki aldı. Pekin yönetimi, “Kanal için gerçek tehdidin kim olduğu ortada. Halk kendi hükmünü verecektir” şeklinde yanıt verdi.
Hegseth, ABD finansmanıyla inşa edilen yeni bir deniz üssünün açılış töreninde, Panama Devlet Başkanı José Raúl Mulino ile yaptığı görüşmenin ardından şu ifadeleri kullandı:
“Amerika Birleşik Devletleri, Çin’in ya da herhangi bir başka ülkenin Panama Kanalı'nın işleyişini tehdit etmesine asla izin vermeyecek.”
Ayrıca son haftalarda iki ülkenin savunma ve güvenlik iş birliğini onlarca yıldır olmadığı kadar artırdığını da sözlerine ekledi.
Hegseth, kanalın her iki ucundaki limanların Hong Kong merkezli bir konsorsiyum tarafından kontrol edildiğini ve bu konsorsiyumun hisselerini aralarında BlackRock’un da bulunduğu başka bir yapıya satmayı planladığını belirtti.
Bu şirketlerin, kanal bölgesinde hayati altyapıyı kontrol ettiğini, bunun da Çin’e Panama genelinde gözetleme faaliyeti yürütme imkanı tanıdığını ifade etti.
“Bu durum Panama'yı da, Amerika Birleşik Devletleri’ni de daha az güvenli, daha az refah içinde ve daha az egemen kılıyor. Başkan Trump da bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.”
Hegseth, sabah saatlerinde Panama Devlet Başkanı Mulino ile iki saat süren bir toplantı gerçekleştirdi ve ardından daha önce ABD’nin Rodman Deniz Üssü olarak kullandığı askeri üsse geçti.
Toplantı sonrası sosyal medyadan yaptığı açıklamada:
“Siz ve ülkenizin ortaya koyduğu sıkı çalışma fark yaratıyor. Artan güvenlik iş birliğimiz her iki ülkemizi daha güçlü, daha güvenli ve daha refah içinde kılacaktır” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump, Ocak ayında yaptığı açıklamada, Panama Kanalı üzerinde ABD’nin "doğal hakkı" olduğunu ifade etmişti.
Çin’in Panama Büyükelçiliği, sosyal medya platformu X (eski Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada, ABD'nin kendi çıkarları için "şantaj" yaptığını, Panama’nın hangi ülkelerle ticaret yapacağına “egemen bir karar” olarak kendisinin karar vereceğini belirtti.