Sağlık

Yeni bir diyabet türü keşfedildi! Gençleri hedef alıyor

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), resmî olarak diyabetin beşinci türünü tanıdığını duyurdu.

Abone Ol

“Gençlerde Erken Başlayan Yetersiz Beslenmeye Bağlı Diyabet” (MODY) olarak adlandırılan bu yeni tür, obezite ya da yaşam tarzıyla değil, kötü beslenmeyle ilişkilendiriliyor ve genellikle ergenlerde ya da genç erişkinlerde görülüyor.

Yaklaşık 25 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen bu nadir hastalık, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde genç, zayıf bireylerde pankreasın insülin üretimindeki ciddi bozulmalarla kendini gösteriyor.

Albert Einstein Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Meredith Hawkins, İngiliz "The Independent" gazetesine verdiği demeçte, "Bu hastalık tarih boyunca yanlış anlaşılmış ve çoğu zaman teşhis bile edilememiştir. Resmî olarak diyabetin beşinci türü olarak kabul edilmesi, farkındalık oluşturmak ve ciddi araştırmaların başlaması adına büyük bir adımdır." dedi.

Hawkins, bu hastaların genellikle tip 1 diyabetle karıştırıldığını, ancak insülin tedavisinin işe yaramadığı hatta tehlikeli olabileceğini vurguladı. “Bu hastalıkla ilgili ilk çalışmamıza 2010’da başladık ve 2022’de bunun tip 1 veya tip 2 diyabetten tamamen farklı olduğunu ispatladık.” diyerek önemli bir dönüm noktasına işaret etti.

Hindistan’daki Christian Tıp Koleji’nden Endokrinoloji Profesörü Nihal Thomas ise, bu diyabet türünün insülin üreten beta hücrelerinde bozukluk oluştuğunu ve sıklıkla yanlış teşhisle tip 1 olarak sınıflandırıldığını belirtti. Bu da yanlış tedaviye ve tehlikeli sonuçlara yol açıyor.

Bu resmî tanıma, 8 Nisan 2025'te Tayland'ın Bangkok kentinde düzenlenen Uluslararası Diyabet Federasyonu konferansında yapılan oylamayla karar verildi. Bu kararla birlikte, hastalık artık bağımsız bir diyabet türü olarak tanınıyor.

Uzmanlar, insülinin bu hastalarda şiddetli ve ölümcül hipoglisemiye neden olabileceğini belirterek dikkatli olunması gerektiğini söylüyor. Ayrıca, bu hastalık kalıtsal olup genetik geçiş oranı %50’ye kadar çıkabiliyor.

Tedavi açısından hâlâ net protokoller oluşmamışken, ön bulgular yüksek proteinli, düşük karbonhidratlı bir diyetin ve mikro besin takviyesinin faydalı olabileceğini gösteriyor. Ancak daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.