EY KARINCALAR
Her musibetin iki yönü var malum..
Biri geçmişe bakar, diğeri geleceğe..
Geçmişe bakan yönü var..
Zira "başınıza gelen musibetler bizzat kendi ellerinizle işldiklerinizden ötürüdür"(Şûrâ/30).
Bunlardan bazısının sebebini çok daha basit ve kolayca anlarız.
Diğer bazısı ise biraz daha dolaylı göründüğünden anlaşılması zaman alabilir.
Aslında bunun da ayrı bir dünyevi rahmet tarafı vardır.
Zira Rabbi Rahim, mü'minin işlediği kötülüklerin cezasını dünyada verir ki, belki ahirete kalmasın.
Geleceğe bakan tarafı da var.
Zira insanların yanlışlarını ve de haddini anlamasını, oradan da terakkiye yol bulmasını murad eder.
Yanlışını gören, haddini hatırlayan için rahmete dönüşür, imkânlarının artmasını sağlar.
İnatta ısrar eden için ise, kuşkusuz, sadece azabı arttırmaya yarar.
Evet, bu anlamda musibetler tümüyle rahmettir.
Ancak ilk yapılacak iş hemen Rabbi Zulcelal'e sığınmaktır.
"Azabımız onlara geldiğinde hemen tazarruya girmeli değiller miydi!" (En'âm/43)
Evet asıl ve de birinci nokta budur.
Mahlukatın kendisi için yaratılmış olduğu kulluğu yeniden hatırlayıp vazifesini yerine getirmektir.
Ancak iş orada durmuyor.
Zira bir de mahlukata bakan yönü var olayın.
İşin bu tarafında ise mahlukata ağır gelen musibetlerin def'i için çalışmak gerekiyor.
Tam da burada en önemli sorumluluk, Müslüman bilim insanlarına ait.
Özellikle de tıp ehline..
Gerçi onların da önemli bir kısmı şu an diktatörlüklerin zulmü altında maalesef.
Mesela 2014'te coronavirüs ilacını bulan Mısırlı Müslüman bilim adamı şu an firavun zindanlarında bulunmakta.
Yine, belki bu hususta akla gelen en önemli isimler olan Abdulmun'im Ebulfutuh ve Muhammed Biltaci de aynı durumda.
Yusuf Aleyhisselam'ı zindandan çıkarıp kendisi dahil toplumun selametini sağlayan devrin kralının akıllıca davranışı bu hain piyonlardan tabii ki beklenmez.
Ancak Mısır ordusunun resmen açıkladığı en az iki üst düzey generalin virüs sebebiyle ölmüş olması, inanın bunların uykularını kaçırıyor.
Üstelik bu generaller, hastalanmadan hemen önce Sisi'nin de bulunduğu, tıka basa oturdukları toplantılar vesilesiyle bir araya gelmişken..
Kimbilir, belki bu virüs sebebiyle yeryüzü pisliklerden de temizlenir.
Hepsi bir tarafa da, haşmetli ordusuyla Süleyman Aleyhisselam'ın geldiğini görünce karıncalara çağrıda bulunan “Minik Karınca”nın şu sözü durumumuzu özetlemiyor mu:
"Ey karınca topluluğu, evlerinize girin! Tâ ki Süleyman ve ordusu bilmeden sizi ezip geçmesin!" (Neml/18)