Hüzün Yılının Bayramları
İşte tam da burası, aslında gaybî yardımların kapısının açıldığı, fevc fevc İslâm`a girişlerin başlayacağı; müşrikler için sonun, mü`minler için ise hâsılatın ve muvaffakiyetin başlangıcı idi. Şöyle ki: Taif`ten eli boş dönen Allah Resulü, Mekke yakınlarında Ukaz Panayırı civarındaki Nahle`de gece, namaza durunca “De ki: Cinlerden bir grubun Kur`an`ı dinledikleri…” (Cin suresi 1-15) olayı gerçekleşti. Böylece iman eden bir grup cin iman ordusuna katılmıştı. Bu, cehalet ve şirk ehlinin belki de hiç idrak edemeyeceği ciddi bir kazanımdı. Artık gayb kapıları açıldıkça açılmaktaydı. İkincisi; Mirac ve İsrâ olayıydı ki göklerin kapısı Abdullah`ın yetimine açılmıştı. Allah Resulü, yeryüzünün bir çakıl tanesinden de korumasız haline, ta Sidretü`l Münteha`dan seyirci olmuş, tam da “göğsünün daraldığı…” Mekke ortamında, Cinlerin imana geliş ve Mirac bayramının enerjisini iliklerine kadar hissetmiş; bunu ruh ve bedenen yaşamıştı.
Mirac`da sunulan içeceklerden “fıtratı temsil eden süt kâsesini içen…” Nebi (a.) mahlûkat bilgisinin tükendiği makama ulaşmış, oradan dini ve siyasi yönü olan beş vakit namazı hediye getirmiş, islam anayasasının helal ve haramlarının sınırlarını yavaş yavaş belirliyordu. Resulullah (a.) en acınır hallerde kendisini korumak için üzerine atılan kızı Fatıma`ya (r.a.) “Ağlama kızım, şüphesiz Allah babanı korur.” demişti ya. O günler artık somutlaşmaktaydı.
Günümüz de belki İslam`ın hüzün yılları gibi görülebilir. İslam âlemi özellikle de cemaatler, batı ve şeytanî yerli işbirlikçilerinin ateşlemeye çalıştıkları ırk ve mezhep handikaplarını aşarlarsa –ki mutlaka aşılacağına inanıyoruz- Rabb`imiz bize de tahmin edemeyeceğimiz gaybî yardım kapılarını açacak, görebilenler için açmıştır. Belki pahalıya mal olacak ama zafere koşan İslami devlet ve İslami çevreleri göreceğimiz günler uzak değildir. İslam âlemi tevhide koşuyor; kimisi isteyerek, kimisi de ağır imtihanlardan geçerek. İyisi mi? “Ümmetlere şahid olarak yazıldığımız” için gelin bir zalimin eliyle tövbe ettirilmeden bir olduğumuza, kardeş ve güçlü olduğumuza inanalım.