• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Şeyh Abdülkadir Geylani bir gün Bağdat'ın eski sokaklarında talebeleri ile birlikte yürürken yolun kenarında sızmış, üstü başı perişan bir sarhoş durdurur onu ve ona;

--"Ey Abdülkadir Allah Kâdir midir değil midir? diye sorar.

Hazreti Şeyh gülümser ve:

-- Evet, tabii ki Kâdir’dir der.

Sarhoş ikinci kez:

-- Ey Abdülkadir Allah Kâdir midir değil midir? Diye sorar.

Hazreti şeyh yine gülümser ve:

-- Evet Kâdir’dir, O’nun gücü her şeye yeter der.

Adam üçüncü kez sorar:

-- Ey Abdülkadir Allah Kâdir midir değil midir?

Hazreti şeyh bu sefer ağlar ve secdeye kapanır ve üç sefer: Kâdir’dir, Kâdir’dir Kâdir’dir, der.

Sonra talebelerine o sarhoşu götürüp yıkamalarını ve kendisine ikram etmelerini, karnını doyurmalarını emreder.

Öğrencileri söyleneni yaptıktan sonra Şeyhin yanına döner ve sarhoş ile şeyhleri arasında cereyan eden bu değişik diyalogdan bir şey anlamadıklarını, hazreti Şeyh'e sarhoşun neyi sorduğunu ve onun verdiği cevapların manasını sorarlar.

Hazreti Şeyh de şöyle açıklar:

-- Birincide bana, "Allah beni affetmeye Kâdir midir değil midir?" dedi, bende Kâdir’dir dedim.

İkincide bana "Allah beni senin yerine koymaya Kâdir midir?" dedi, ben de evet Kâdir’dir dedim.

Üçüncü de bana, "Seni benim yerime koymaya Kâdir midir?" dedi, ben de korkumdan secdeye kapandım, ağladım ve   Allah'a hidayet nimetini benden almasın ve âfiyetini üzerime daim kılsın diye dua ettim, dedi.

Evet, Hz Şeyh(ra) ile sarhoş arasında geçen bu kıssadan öğrenilecek çok önemli dersler var elbette. Kısaca birkaç tanesine temas ederek yazımızı noktalayalım.

İnsanın sahip olduğu her maddi ve manevi güzellik Allah’tandır. Dolayısıyla insanın onlarla övünmeye ve insanlar üzerinde üstünlük taslamaya hakkı yoktur. Yaptığımız her iyi iş Allah’ın ilhamı ve verdiği güç ile gerçekleştiği için bu da bir nimettir. Bizi bu güzel amellere muvaffak etmesinden dolayı Allah’a şükretmek ve bu halin devamını dilemek lazım. Zira şu imtihan dünyasında her an ayağımız kayabilir ve durduğumuz konum ve mevkii kaybedebiliriz. Eskiler bu hakikati “Düşmez kalkmaz bir Allah’tır” şeklinde ifade etmişlerdir.

   Diğer önemli bir nokta ise günaha batmış insanlara lanet okumak, onları köşe bucak kınayıp durmak yanlıştır. Şeytan ve nefsin tuzağına düşen kişi acınacak konumdadır. Ona el uzatmak ve yardım etmek gerekir. Günah bataklığına saplanıp yolunu şaşıranlara yardım etmek yerine kınayıp onlardan uzaklaşmak tehlikelidir.

"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz."(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507)

Diğer Köşe Yazarları