• DOLAR 32.503
  • EURO 34.592
  • ALTIN 2487.546
  • ...

Lafı dolandırmasını sevmem. İçimi olduğu gibi, satırlarıma döküyorum. Bu gün de öyle yapacağım;

Kemalizmi bilirsiniz. Bir medeniyet projesi olarak önümüze konulan, ancak yüz yıl sonra bizi hiç bir yere vardırmadığı anlaşılan Kemalizm. Bir seferberlik hali ile can simidi olarak tekrar önümüze konulmaya çalışılıyor. Bu yüz yıllık projenin sahiplerinin bunu yapmaları doğaldır. Bunu hep yaptılar, yapmaya da devam edeceklerdir.

İşin tuhaf olan kısmı, bizim mahalle diye tabir edilen, yüz yıldan beri Kemalizm'den yana muzdarip, genleri Kemalizm ile uyuşmayan, bu nedenle de Kemalizm'in kendilerine yıllardan beri bedel ödettiği, Kemalizmin mağdurları olan kesimlerin, canhıraş bir hal ile yeni politikanın arkasında durmaları, politikayı meşrulaştırmaya çalışmalarıdır.

Halbuki toplumumuz, sırf bu mağduriyetleri nedeniyle onları milletin yöneticiliği ile ödüllendirmişti. Bu durum onları çok tuhaf, çok ilginç, trajikomik bir şekle sokuyor. Ancak kendileri bunun farkında değil. Hiç yakışmıyor gerçekten.

Şak şakçı yazarlar, bunun gerekçesini izah ederken; amaç Kemalizmin, Atatürkçülüğün veya laikliğin patentini CHP, MHP gibi partilerden almaktır deyip duruyorlar. Bu nedenledir ki onlardan daha fazla Kemalist ve laik olunmaya çalışılıyor. Başbakan Binali Yıldırım'ın, Salı günkü grup toplantısında bas bas bağırarak; Atatürkçülüğün de laikliğin de teminatı Türkiye'de AK Partidir, demesi yine aynı saikledir.

Kemalizme bu gün sahip çıkılıp bayraktarlığının yapılması, patentinin CHP ve diğer partilerden alınma çalışmasının İslami kesimlere ihale edilmesi, gerçekten de çok gariptir. Bu nasıl bir dünya, bu nasıl bir strateji, neydik, ne olduk, daha ne olacağız diye sormaktan, sorgulamaktan kendimizi alamıyoruz.

Oysa Kemalizm, ideoloji olarak karabasan gibi üstümüze çöktüğü zaman ilk ötekileştirdiği kesim, İslami kesimler, mütedeyyinler, imamlar, şeyhler ve toplumun kendisini ifade eden ak sakallılar, aşiret liderleri ile kanaat önderleri idi. Dar ağaçlarında ilk sallandırılanlar da bunlardı.

Kemalizmin patentini diyelim ki rakip partilerden aldık. Ne değişecek? Kemalizm aklanacak, temizlenecek veya genlerimize uygun bir yapıya mı kavuşacaktır? Bize ödettiği bedeller telafi mi edilecek? Bizim değerlerimizle çatışmaktan vaz mı geçecek? Hayır, 15 yıldır bu olmadı. Bundan sonra da olmayacaktır. O zaman bu yapılanların amacı ne? Bu değişim, bu savrulma ve başkalaşım size, ülkeye ve değerlerimize ne kazandıracak?

Emin olabilirsiniz ki hiç bir şey kazandırmayacaktır. İster Kemalistlerin şerrinden emin olmak, ister Kemalist geçinenlerin oylarını celp etmek veya ister başka saiklerle olsun, Kemalizm seviciliği sizi onların nezdinde temizlemeyecek ve onların şerrinden emin olamayacaksınız. Emin olamadığınız gibi ne kadar allayıp pullasanız da Kemalizm toplumun vicdanında mahkum olmaya devam edecektir.

Kemalizme muhalefetimiz, tamamen toplumsal maslahat üzerine kurulu ilke ve ideallerimiz, toplumumuzun genleri ile yaşadığı uyumsuzluk nedeniyledir. Bir gecede bizi, biz olmaktan çıkaran, batılı olmayı dayatan bir anlayışın bizim olması mümkün değildir.