• DOLAR 32.521
  • EURO 34.802
  • ALTIN 2419.857
  • ...

Referandumun ortaya çıkardığı sonuçları okumak, belki aylar alacak, belki de vakıaya uyan bazı sonuçlar hiç çıkarılamayacaktır. Zira bu referandum, toplum mühendisliği yapan odakların Türkiye`nin yüz yıllık geçmişi ve yüz yıllık geleceğine dair üzerinde çalıştıkları/çalışacakları, müthiş bir inceleme sahası niteliğindedir.

Yeni başkanlık sistemi üzerinde oluşan konsensüs, bunun Erdoğan veya hükümet projesinden ziyade bir devlet projesi olduğu izlenimi vermektedir. Bununla beraber yüz yıldan beri iş başında olan vesayet odaklarının yetkiyi kurumlar arasında bölüşerek tahkim ettikleri sistemden bu referandumda millet lehine kısmen de olsa dönülmesi, önemli bir husustur.

Bu açıdan parlamenter sistemden vazgeçilmesinin temelinde yer alan mantaliteyi anlamak,  sürecin en can alıcı yönüdür. Eski sistemden vazgeçilmesinin iki muhtemel cevabı vardır.

Birincisi: sistem başarısız oldu, içeride sosyal dengeyi kuramadığı gibi uluslararası arenada da Türkiye`yi istenen noktaya taşıyamadı. Huzursuzluklar hiç bitmedi. Halk, ancak askeri vesayetin balans ayarlarıyla dengede tutulabildi. Bu nedenle de darbelerin biri gidip diğeri gelince çözüm, sistemin değiştirilmesinde bulundu.

İkincisi: İlk sistemi kuranlar kimler ise, yeni sistem de onlar tarafından getiriliyor. Parlamenter sistem miadını doldurdu. Bir sonraki merhalenin alt yapısını oluşturdu. Dolayısıyla sistem değişikliği bunun neticesinde, yeniden dizayn edilmek istenen Ortadoğu`nun zorunluluklarına göre yapılmaktadır.

Tabii olarak bizi bekleyen gelecek de bu iki cevaba göre şekillenecektir. Eğer sistem başarısız olduğu, bu milleti  layık olduğu noktaya taşıyamadığı için değiştiriliyorsa bir ihtimal, bizi güzel bir gelecek beklemektedir. Ancak ikinci seçenek işliyor ve sistemi ilk kuran mantalite, kendi ajandaları doğrultusunda değiştiriyorsa, gelecekten yana umut taşıma, ham bir hayal olmaktan öteye geçemeyecektir.

Referandum sonucunun dikkat çeken bir başka yönü  de ortaya çıkan oy dağılımı haritasıdır. Ülkenin güney ve batı sahil kesimi, yani turizm, sanayi gibi alanlarında öne çıkan kesimlerin genel anlamda hayır, Anadolu ve doğu kesimlerinin ise evet cephesini teşkil etmeleri oldu. Yani zengin, müreffeh, elit kesim hayır`ı sahiplenirken daha çok orta ve alt tabakayı oluşturan mütedeyyin halk, değişime sahip çıktı ve  vesayet boyunduruğundan kurtulma yönünde oy kullandı. Batıcı, seküler, liberal vesayet sistemi, devleti  idare ettikleri yaklaşık yüz yıllık süreçte, bu mantalite ile yetişmiş kendi halk sınıfını oluşturdu. Referandumda işte bu sınıf, kendi kalburüstü hayat standartlarının membaına sahip çıkmaya çalıştı. Bunda şaşılacak bir şey yok. Asıl görülmesi gereken: Kalburaltı bırakılan, vesayetçi anlayışın gadrine uğramış halk kesiminin ilk defa vesayete karşı seslerini yükselterek normalleşme yolunu açmalarıdır. Bu yeni durum, değerli ve olması gerekendir. Desteklenmeli ve heba edilmemelidir.

Referandumun ortaya çıkardığı güzel neticelerden biri de Kürt toplumu ile ilgili olanıdır. Kürtler, kendileri için oluşturulmaya çalışılan bölücü, terörist, gerici algılarının tamamını yerle bir etmiş, asıl bölücü olanın ırkçılık üzerine kurulu anayasanın bizzat kendisi olduğunu kanıtlamıştır. Bu anayasaya ve onun mahsulü olan aynı zihniyetli PKK`ye rağmen ayrılığı reddetmiştir. Bu yönüyle Kürt halkı birlik, kardeşlik, insanlık, siyaset ve medeniyet dersi vermiştir. Can alıcı noktada sahaya inmiş, hakiki ayrılıkçıların oyunlarını bozmuştur.

Kürt toplumunun aldığı bu inisiyatif desteklenmeli, kimliği, dili ve öz değerleri ile kucaklanmalıdır. Zira bu milletin geleceğini inşa edecek olan güç, adalet ve kardeşliktir.