• DOLAR 32.348
  • EURO 35.153
  • ALTIN 2308.536
  • ...

Hidroelektrik santral imkanları, rüzgar ve güneş enerjisi bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Türkiye'de yüksek enerji maliyetleri nedeniyle organize sanayi siteleri işlevlerini yitirebiliyorsa enerji ve ekonomi politikalarında çok ciddi sorunlar vardır demektir. Bugün yaşanan ekonomik sıkıntıların en önemli nedenlerinden bir tanesinin yüksek maliyetler olduğu realitesinden hareketle çözüm yolunun enerji sektörünün iyi yönetilmesinden geçtiğini söylemek mümkündür.

Bu konuya ilişkin olarak yetkililer HÜDA PAR'ın enerji politikasından mutlaka yararlanmalıdır. Üretimi şahlandıracak ve sorunları çözebilecek bir reçete sunan HÜDA PAR'ın enerji politikası şu şekildedir;

"Sanayideki en önemli girdilerden bir tanesi enerjidir. Enerji maliyetlerinin düşürülmesi sanayi üretiminin maliyetlerini de düşürecek, daha ucuza daha kaliteli ve bol üretim yapma imkanı oluşacaktır. Bu da ihracatın artması, ihracat - ithalat dengesinin ülke lehine değişmesi, işsizliğin azalması anlamına gelir. Bu nedenle enerjide maliyeti düşürmek ve dışa bağımlılığı asgari seviyeye indirmek gerekir."

Özellikle OSB'lerde kullanılan sanayi elektriğinde son bir yılda %100'leri bulan elektrik zam oranları nedeniyle sektör tıkanma noktasına gelmiştir. Hâlbuki kalkınmak, yerli üretime geçmek ve dünya piyasaları ile rekabet edebilmenin en önemli şartı; üretim girdilerini düşürmek suretiyle yerli üretim ve sanayiyi geliştirmek ve ekonominin dışa bağımlılıktan kurtarılmasıdır. Fabrikalar ya tamamen durmuş ya da iş küçültmeye gitmişlerdir. Bunun piyasa açısından anlamı ise; üretimin durma noktasına gelmesi, fiyatların yükselmesi, işçilerin çıkarılması ve istihdamın tamamen durmasıdır.

Şimdi Türkiye'de yaşanan da tam olarak bu değil midir? İşsizlik oranları genç nüfus dediğimiz 15-24 yaş aralığında %25 dolayındadır. İstihdam neredeyse bitmiştir. Yüksek maliyetler nedeniyle üretim bitme noktasına gelmiş, buna bağlı olarak da fiyatlar fırlamıştır. Bütün bunlar da ekonomik krizi tetiklemiştir. Bu ağır ekonomik atmosferin daha fazla sürdürülebilir olmadığını ifade eden OSB'lerin yetkilileri ve yatırımcılar, fabrikaların kepenk kapattığını, küçüldüğünü, üretim sektöründe büyük bir panik olduğunu, yetkililerin bir an önce bu sahaya müdahale etmelerini istemektedirler. Ancak seslerini duyan kimse yoktur maalesef. Tedbir anlamında yakın gelecekte bir gelişme de beklenmemektedir.

Bu noktada atılması gereken en önemli adım; üretim ve sanayi sektörünün maliyetlerini düşürmek suretiyle onlara destek olmak, çarkların dönmesini sağlamak olmalıdır. Bunun ilk adımı da takdir edilecektir ki enerji fiyatlarının mutlaka düşürülmesi gerekir. Türkiye, elektrik zengini bir ülkedir. Buna rağmen elektrik fiyatlarının çok yüksek olmasının makul bir izahı yoktur. Elektrik gelirleri üzerinden başka yerlerdeki açıkların kapatılmasından vazgeçilmeli; bütçe açıkları, üretimi bitiren bu elektrik zamları üzerinden kapatılmamalıdır. Ekonominin düzlüğe çıkmasının tek yolu; üretim ve istihdam sahalarının açılması ve ekonominin dışa bağımlılıktan kurtarılmasıdır.