• DOLAR 32.389
  • EURO 35.434
  • ALTIN 2324.336
  • ...

Geride kalan ve fiyasko ile sonuçlanan kocaman bir “Çözüm sürecimiz” vardı. Sadece PKK cenahı değil, yarı resmi ağızlardan tutun, popüler medyamıza kadar her gün yeni bir cila tabakasıyla parlatılan “Kadim Serok”, çokça özlem duyduğu “Yarı tanrı” vasfına bu dönemde kavuşmanın mutluluğunu yaşıyordu.

Gel zaman git zaman, Ortadoğu kapılarına dayanan yeni emperyal dizayn, bu dönemin bir başka Serok`u Fetullah ile beraber “Kadim Serok”u da ikinci “Koçbaşı” durumuna getirdi. Sonrası malum… Amansız adavete dönüşen gayri meşru muhabbet meselesi.

Adına neredeyse para, posta pulu falan basılacak olan “Çözüm süreci”, yaşanan yıkıcı çatışmalarla birlikte “Çukurların” derin sularına gömüldü gitti.

Aslına bakılırsa gömülen sadece “Süreç” değildi. Aynı zamanda “Serok”un kariyeri, itibarı ve hatta “Dayı” sayesinde kavuştuğu “Yarı tanrı” rütbesi oldu. O, şimdi rütbeleri sökülmüş halde “Ada”nın orta yerinde “Acıların çocuğu” cezasını çekmekte.

Ne arayan var, ne soran!

Saçları ne durumda, kazıldı mı? Yoksa?!

Gözleri hala tahriş oluyor mu?!

Sırt kaşıntısı geçti mi?!

Ya boğazından akan sıvının kıvamı?!

Mütemadiyen yaşanan kimyasal zehirlemeler?!

Gece vakitlerinde uykusunu bölen hain öksürükler?!

Yok işte… Hiç birisinden haber alamıyoruz!

Sanki yer yarıldı, açılan yarıklar sadece “Serok”u yutuverdi!

Tabi “Serok” kayıplara karışınca nümayişler, boykotlar, serhildanlar da tarih oluverdi. Ne çukurlar, ne devasa kayıplar, ne de başka şeyler… Hiç birisi tabanı harekete geçiremedi, “Serok”un öksürüğü, hapşırığı harekete geçirdiği kadar!

Bir İhtimal Daha Var!

“Serok”un anlaşılamayan felsefi kavramlarından bizleri mahrum bırakan “Dayı”, elbet bir hal çaresi bulacaktı. Çünkü “Bé Serok jiyan nabe” kuralını en çok “Dayı” çözümlemişti.

Eskiden;

“Serok”un çözümlemeleriyle, barışın dibine vuran aforizmalarıyla bizleri gıdıklatan “Dayı”, “Çözüm sürecinde” kalibresini test ettiği “Serok”u aramızdan alsa da, bizlere “sürpriz” yapmayacağının hiçbir garantisi bulunmamaktadır. Ufak ufak cilalamalarla parlatılan yeni “Serok” adayımızın farkında olmadığımızı zannetmesin “Dayı.”

Önce sazıyla, sonra sözüyle, bilumum kışkırtma potansiyeliyle “Serokluk Kampına” alınan yeni adayımızdan haberdar olmadığımızı kimse sanmasın!

“Aday olmayacağım” deyişini bile kariyerine mal edecek kadar küçücük ataklar üzerinden “İlkel homurtular” yükselse de, HDP`nin Demirtaş`sız olamayacağı havası “Dayı`nın” tüm sülalesinde hakim durumda.

Bilmem kaç yüz yıllık ceza ile yargılanıyor; Ama kendisine “Katil” diyenler çatır çatır cezalar alıyor. Hem de Cumhurbaşkanına bile “Katil” demenin “Fikir özgürlüğü” kabul edildiği bir muhitte.

6-8 Ekim sürecinin azmettiricisi olduğu konusunda medya, siyaset, kamuoyu hemfikir iken, bu sürecin sembol davası olan Yasin Börü davasında azmettirici olarak yargılanma talepleri soğuk duvarlara çarpıp tekrar geri dönüyor.

Yargılanıyor, ama şaibeli bir kalkanın altında olduğu gözlerden kaçmıyor.

En korunaklı cezaevlerinden birisinde kalıyor, “Baş terörist” havasında muamele görüyor, ama “Kadim Serok”u aratmayan tarzda mesajları birbirini kovalıyor.

Bir gün kitabıyla, diğer gün şiirleriyle, sonraki gün besteleriyle/güfteleriyle medyanın gündeminden düşmüyor.

Kongrelere “Mesaj” yetiştiremiyor.

Bir gün Kürtlere, diğer gün Türklere, öbür gün bilumum halklara barış ve özgürlük mesajları yağdırıyor.

O şehrin halkına, bu şehrin ahalisine mesajlar göndererek ahval ve şerait ne olursa olsun varım demeye getiriyor.

Henüz ana akım medyanın markajında değil, ancak şartlar olgunlaşırsa “Yeni bir Serok doğuyor” havası nasıl olur, hep birlikte göreceğiz.

Ne zaman mı?

Her kes, her şey 2019`a kilitlenmiş durumda. AK Parti + MHP formülünün artıları kadar Kürt seçmende hissedilecek eksileri de değerlendiriliyor. AK Parti`nin seçim arifesinde Kürtlere yönelik olası sürprizlerinden bahsediliyor.

O sürprizler neler olacak, bilemiyorum. Şayet “Kadim Serok” gibi “Küçük yeğen” de huysuzluk falan yapmazsa, olası sürprizlerden birisinin adresine dönüşebilir.

Yoksa parti başkanlığından ve dolayısıyla fiili siyasetten çekilen bir siyasetçi, ne diye “Kadim Serok”a rağmen her gün kamuoyuna dönük mesajlar yayınlasın, “Kadim Serok”tan çaldığı rollerle kendisi için istikbal planları yapsın?!