Ümmet seni özgürleştirmeye and içti ey Kudüs!
Mümin yüreklerin, mahzun gönüllerin, ey sevgili Kudüs! Bak meydanlara, deniz dalgaları gibi kabaran on binlere, yüz binlere! Bugün ümmet senin için ağlıyor, senin yasını tutuyor! Sıkılmış yumruklar seni özgürlüğe kavuşturma andı için havaya kalkıyor. Boğazlardan göğe yükselen feryatlar, akıtılan gözyaşları, yürek burkan ağıtlar, hüzne boğan şarkılar, marşlar, şiirler hep senin için ey sevgili!
Bak Peygamberler şehri, fatihler diyarı Diyar-ı Bekir’e, İslam’ın atan kalbi İstanbul’a, Sakarya’ya ve yurdun bütün şehirlerine! Senin sevdalıların meydanlarda intikam yeminleri ediyor. Düşmanını kahretmeden, nazlı gözlerinden süzülen hüzün yaşlarını dindirmeden, esaret zincirlerini kırmadan gülmeyi haram ediyorlar kendilerine… Selahaddin gibi… Tüm yüzler sana dönük, gözler sana dalmış, hayalleri, rüyaları, ümitleri süsleyen hep sensin!
Ey Kudüs! Ey sevgili! Allah’ın yüce Kur’an’da topraklarını mukaddes ilan ettiği kutsal kent! Peygamberlerin efendisi Muhammed Mustafa’yı konuk etmiş, cennet bineği Burak’ın sırtında onu göklere, ötelere, maveraya yolcu etmiş belde! Peygamberlerin, masumların, Salihlerin güvenilir barınağı! İsa Mesih’e, kendisi için ateşlerin gül bahçesine döndüğü İbrahim’e, şehit peygamber Zekeriya’ya, dünya ve ahiret kadınlarının hanım efendisi Meryem’e sıcak kucağını açmış, onları bağrına basmış toprak! Davud’un, Süleyman’ın ilahi devletlerinin başkenti! Kudüs, ey Kudüs! Ümmet senin için ayakta! Ümmet senin adınla coşmakta!
Hüzünlenme hiç! Hele hele ümitsizliğe hiç kapılma! Seni hüznünle, acınla baş başa bırakacak kadar düşmedik biz! Elbette aramızdan yeni Selahaddinler çıkacak, analar, babalar yeni Selahaddinler yetiştirecek. Sen ki ey Mukaddes belde, seni insanların en şerlilerine, en alçaklarına, peygamber katillerine, Allah’a kafa tutan nankör şarlatanlara, yalancı hainlere yurt yapar mıyız hiç! Korkma! Senin sevdan diriltecek bizi, gözyaşların yüreklerimizdeki dağınıklığı giderecek, birleştirecek bizi.
Başını kaldır, esaretin büktüğü belini doğrult, âşıklarından tebessümünü esirgeme, bak gözlerimize! Gözlerimizdeki parlaklığı, cesaret parıltılarını, kararlılığı, mücadele azmini, şehadet sevdasını gör! Senin evlatların, âşıkların, her bir taşına bin canları olsa fedaya hazır yiğitler küresel direnişe asker olmak için sabırsızlanıyorlar! Hiçbir şey korkutmuyor onları! Çünkü onlar Allah’ın adamları, hayatlarının hedefine Allah’ı koymuş yiğitler! Sırtlarını Allah’a dayamışlar, sadece O’na güvendikleri için düşmanın korkutucu gücünü önemsemiyorlar.
Allah’a dayananı kim yenebilir ki? Allah’ı yenebilecek bir kudret mi var? Kuru akıllarının değil, yüreklerinin sesini dinleyen aşk ehlini kim neyle korkutabilir ki? Amerika mı korkutacak, terörist işgalci israil mi veya diğer şeytani güçler mi? Roma korkutabildi mi, Pers İmparatorluğu korkutabildi mi, Moğollar, Haçlılar korkutabildi mi ki büyük şeytan Amerika korkutabilsin Kudüs aşığı Allah adamlarını?
Özgürlük sevinciyle coşacağın, topraklarında mücahitlerin secdeye kapanacağı, fatihlerin kapına dayanacağı, Yahudi çetelerin saklanacak delik arayacağı günler yakındır ey sevgili, ey Kudüs! Sen ümmetin kalbisin! Sen gönüllerimizin başkentisin! Hazreti Mehdi’nin kuracağı adalet devletinin de siyasi ve askeri başkenti olacaksın! Sen bizimsin ve hep bizim kalacaksın! Asla bırakılmayacak ve terk edilmeyeceksin! Şeyh Ahmet Yasin’lerin, Rantisi’lerin, Şikaki’lerin, Abbas Musavi’lerin, İmad Muğniye’lerin, Yahya Ayaş’ların ve daha binlerce şehidin, Kudüs şehitlerinin mübarek kanlarıyla açılmış bu direniş yolu mutlak zafere ermeden asla kapanmayacaktır.