• DOLAR 32.443
  • EURO 35.32
  • ALTIN 2326.446
  • ...

Çok sık kullanılan bir söz var: Medeni Avrupa! Medeni Batı! Gerçekten Avrupa medeni mi? Batı Medeni mi? Sadece Avrupa, Amerika, topyekûn Batı değil, Asya ülkelerini de sayabiliriz. Çin ve Rusya medeni mi, Japonya, Hindistan medeni mi? Medeni olmak ne demek? Allah’a ve O’nun yüce dinine, İslam’a teslim olmayan toplumlara medeni denilebilir mi?

Medeniyet ne demek? Medeni olmak ne demek? Medeni bir toplumun özellikleri nelerdir? Kuşkusuz bu kitabi bir meseledir. Yani üzerinde kalın kitapların yazılabileceği bir meseldir. Ama medeni olmanın temel şartları kısaca, özet halinde belirtilebilir.

Bir toplumda ahlaki ve insani erdemler hâkimse, kula kulluk yoksa, referans güç değil adaletse, insanlar erdem ve faziletleri ölçüsünde değer görüyorsa, yaratılanın değil de yaratanın sözü geçerliyse, günah ve haram yasaksa, manevi ve maddi kalkınma uyum içinde, birlikte sağlanıyorsa o toplum medeni bir toplumdur.

Peki, bu ölçüler ışığında Batı toplumlarına, İslam inanç ve kültüründen uzak Asya toplumlarına ve Müslüman oldukları halde Batılı yaşam tarzını benimsemiş, Batılı öğreti ve değerlerden beslenen, Batılılar gibi yaşayan toplumlara medeni toplumlar denilebilir mi?

Saydığım toplumlara uygar toplumlar denilebilir. Maddi, teknolojik açıdan gelişmiş, ekonomik olarak kalkınmış bu toplumlar uygar olabilirler. Ama asla medeni değildirler. Ahlaki olarak çürümüş, insani değerleri unutmuş, sürekli zulüm ve sömürü üreten bu kokuşmuş toplumlar nasıl medeni olabilirler?

Evet, bu toplumlar uzaya uydu gönderebilirler, uçan otomobil icat edebilirler, hayalleri zorlayan buluşlara imza atabilirler ama yine de medeni olamazlar. İnsanlığa huzur, mutluluk, güvenlik, adalet, ahlak getiremeyen toplumları isimlendirecek kavram medeniyet değil cahiliyettir. Merhum Şehit Seyyid Kutub’un tabiriyle bu toplumlar medeni değil cahili toplumlardır.

Bir toplumda faiz yaygınsa, haksız kazanç ve ekonomik sömürü kurumsallaşmışsa o toplum nasıl medeni olabilir?

Zinanın serbest olduğu, her türlü sapkınlığın, ahlaki yozlaşmanın, müstehcenliğin hoşgörülüğü, kanıksandığı, destek gördüğü, kanunlarla güvence altına alınıp korunduğu bir topluma medeni denilebilir mi?

Yuvaları yıkan, nesilleri ifsat eden, emekleri bir çırpıda alıp götüren, akılları iğfal eden, beyinleri uyuşturan, hayâ ve edebe düşman kumar ve içkinin, şans oyunlarının yöneticileri tarafından birer gelir kapısı görüldüğü bir toplum hangi vasıflarıyla medeni olmaya hak kazanacak?

Öyle bir toplum ki ülkenin zenginlikleri bir avuç azınlığın elindeyken milyonlarca insan bir kuru ekmeğe muhtaç. Bir semtinde yüz katlı devasa binalar, gökdelenler varken başka bir semtinde binlerce çamurdan, tenekeden evler uzayıp gidiyor. Aynı şehirde, yan yana yaşayanlardan bazıları köpekleri için özel mama sipariş ederken diğerleri çöplüklerden beslenmeye çalışıyor. Bu toplumda her gün yeni yeni icatlar yapılsa kaç para eder. Huzur, güven, emniyet, adalet, ahlak, erdem, özgürlük getirmeyen icatları kim ne yapsın?

Yine öyle bir toplum ki kendi refahını başka toplumların sömürüsünde, köleliğinde görüyor. Midesini şişirmek, ensesini kalınlaştırmak için milyonlarca çocuğun açlıktan ölmesine, ülkelerin yakılıp yıkılmasına, talan edilmesine, canların, malların heder edilmesine göz yumuyor, hatta sahip olduğu askeri ve ekonomik imkânlarla bunun müsebbibi oluyor. Ben böyle bir topluma medeni diyebilir miyim?

Medeni toplum sadece İslam toplumudur. İslam’ın her şeyiyle hâkim olduğu toplumlar medeni toplumlardır. Bugün insanlığın uygar toplumlara değil medeni toplumlara ihtiyacı var.  Hem maddi ve hem de manevi kalkınmalarını birlikte sağlamış toplumlara…

İnsanlığın kurtuluş ve saadeti medeni toplumların yaygınlaşmasıyla sağlanabilir ancak. İslam’ın değer ve öğretilerini, İslami yaşam tarzını, ilahi ilke, kural ve kanunları referans almış, hem maddi hem manevi kalkınmayı sağlamış toplumlar insanlığı yuvarlandıkları korkunç cehaletten ve karanlık girdaptan, yok edici uçurumdan, zülüm ve sömürüden, ahlaki ve inançsal sapkınlıktan kurtarabilir.