• DOLAR 32.376
  • EURO 35.064
  • ALTIN 2325.797
  • ...

Geçen pazar günü Peygamber Sevdalıları Platformu tüm ülkede siyer sınavı düzenledi. Binlerce merkezde gerçekleştirilen sınava üç yüz binden fazla Peygamber aşığı insan katıldı. Minik çocuklardan tutun yaşlı dedelere kadar yüz binlerce insan büyük bir aşkla, coşkuyla, sevdayla, heyecanla bu sınava koştu, ter döktü.

Çocukları sınava giren anneler okul bahçelerinde ellerindeki Yasinler, dua kitaplarıyla duygu dolu, göz yaşartan tablolar oluşturdu. Bu ülkede siyer sınavına üniversite sınavları kadar önem veren,  her şeyi dünyevi ölçülerle değerlendirmeyen insanların varlığı hem duygulandırdı hem de umut verdi.

Siyer sınavına sadece sağlıklı insanlar katılmadı. Görme özürlü, bedensel engelli kardeşler, bacılar şartları zorlayarak bu halkın, Türkiye insanının Muhammed Resulullah`a olan aşkı konusunda hiçbir engel tanıyamayacağını dosta düşmana göstermiş oldular.

Tabi bu muhteşem tabloyu görmeyenler, görmek istemeyenler de oldu. Özellikle de medya, basın organları. Peygamber Sevdalıları`nın, Mustazaflar camiasının, HÜDA PAR`a yakın oluşumların çoğu hizmetlerini, etkinliklerini görmedikleri gibi bunu da görmek istemediler. Olsun görmesinler… Peygamber Sevdalıları birileri görsün diye bu muhteşem hizmetleri yapmıyor. Onlar Rablerini razı etmek, mazlum Müslüman halklarını Peygamberleriyle buluşturmak derdindeler. Ve güneşin balçıkla sıvanamayacağını biliyorlar. Güneşe gözlerini kapatan kendilerine gece yapar. Bu güneşin ısısından faydalanan yüzbinlerin varlığı Peygamber Sevdalıları`na yetiyor.

Kim ne derse desin Peygamber Sevdalıları bu halkın umutlarının, kalplerinin derinliklerindeki aşkın, ideallerinin sözcüsü konumundadır. Bu halk, bu mazlum halk kurtuluş ve özgürlüğünün yolunu bu insanlarda gördüğü için onlara, onların etkinliklerine koşuyor. Bu hakikati eninde sonunda diğerleri de görecek ve bu şerefli insanların, elleri öpülesi bu değerli insanların bu ülkenin selamet ve huzuru için ne kadar elzem olduklarının farkına varacak, üç maymunu oynadıkları için pişman olacaklar.

Evet, geçen pazar yaşanan duygu dolu, göz yaşartan tablolar, bu halkın Peygambere, Onun yoluna olan aşk ve sevdası insana umut veriyor, gelecekle ilgili güzel beklentilere sevk ediyor ve kurtuluşun yol işaretleri konusunda fikir veriyor.

Bu halk, adalet ve özgürlüğe, izzet ve barışa susamış bu halk, bu ümmet her fırsatta Peygamberlerine olan derin sevgi ve bağlılığını ispat ediyor. Yetkililer olarak, âlim ve aydınlar olarak, kanaat önderleri olarak, kısacası halkı yönlendirme ve yönetme makamında olanlar olarak halkın bu mesajını iyi okumalı, ona göre davranmalıyız. Bu halk kurtuluşu, özgürlüğü, izzeti, beraberliği, kardeşliği, vahdeti Peygambere bağlılıkta, Peygamberin diriltici yolunda, peygamberin getirdiği değer ve öğretilerde görüyor.

O zaman başka yollara tevessül etme gafletinden vazgeçelim. Gerçekten birlik ve izzeti, adalet ve özgürlüğü istiyorsak batıl ideolojilerden, batıl akidelerden, batıl yollardan, hastalıklı fikirlerden derhal yüz çevirmeli, Muhammed Resulullah`ın ve onun getirdiği yüce İslam dininin dirilten değer ve öğretilerinin ortak paydasında buluşmalıyız.

Milliyetçiliğin, mezhepçiliğin, Kapitalist ve Marksist ideolojilerin, Liberal ahlaksızlığın bataklığında boğulmayalım, bu iğrenç sapkınlıkların tuzakları altında bin bir parçaya bölünüp izzet ve özgürlüğümüzü kaybetmeyelim. Bizi biz yapan, bizi özümüze döndüren, güç ve kuvvet bahşeden, izzet sahibi yapan dinimize, onun aziz tebliğcisi Muhammed Mustafa`ya, İslam kardeşliğine dönelim.

Bunu yaparsak, İslam`ın insanı olursak, Peygamber aşığı halkımızın her fırsatta verdiği mesajı doğru okuyup Resulllah`ın yolundan başka yol tanımazsak hiçbir şeytani güç bize boyun eğdiremez, birlik ve vahdetimizi bozamaz, bizi esir alıp zenginliklerimizi sömürme küstahlığına cesaret edemez, bunu başaramaz.